-
1 biraz
I adv1) (ein) bisschen [o wenig], etwas\biraz daha noch etwas, etwas mehr\biraz olsun wenigstens\biraz yavaş lütfen! bitte etwas langsamer!, etwas mehrbu \biraz az das ist ein bisschen wenig2) ( kısa bir süre için) kurzgece yarısını \biraz geçe kurz nach MitternachtII adj bisschen -
2 biraz
-
3 biraz
etwas, ein bißchen -
4 beri
-
5 kestirmek
kestirmek kaus von kesmek; v/t feststellen, ergründen; voraussehen; ermessen; sich (D) etwas denken; ansäuern;biraz kestirmek ein Schläfchen halten;kestirip atmak es (dabei) bewenden lassen -
6 ki
ki1. Relativpronomen der usw, dessen usw;da, wo siz ki beni tanırsınız … Sie, der Sie mich kennen, …;o yerden ki herkes kaçar, sen de kaç! den Ort, den jeder meidet, meide auch du!;bir zaman gelecek, ki herkes hür olacak eine Zeit wird kommen, da ( oder in der) jeder frei sein wird2. konj dass; so … dass; um … zu; damit; aber, doch: herkes bilir ki dünya yuvarlaktır jeder weiß, dass die Erde rund ist;(relative Rede im Deutschen) bana dedi ki hastayım er sagte zu mir, dass er krank sei;istiyor ki geleyim er will, dass ich komme;oturdum ki biraz dinleneyim ich setzte mich, um mich ein bisschen auszuruhen;geldim ki kimseler yok! ich kam, doch niemand war da!;öyle (oder o kadar) … ki so … dass: o kadar para harcadı ki donduk, kaldık er gab so viel Geld aus, dass wir ganz verblüfft waren3. als satzabschließende Partikel (Verstärkung unda.) denn, eben, doch, ja usw niçin gelmedi ki! warum ist er denn nicht gekommen?;ona güvenilmez ki! auf ihn kann man sich eben nicht verlassen;öyle para harcadı ki! hat der Geld ausgegeben! -
7 sonra
'sonra ['sɔːrɑ] (-den) postp nach D; adv sonst, anderenfalls; später; danach; nachher;daha sonra danach;biraz sonra etwas später;ondan sonra danach, hierauf;Zeitdauer bir yıl sonra nach einem Jahr;(-den) Zeitpunkt o zamandan sonra nach jener Zeit;sonrası var Fortsetzung folgt;savaş sonrası (dönemi) Nachkriegszeit f;ondan sonrası das Übrige;sonraya bırakmak auf später verschieben;sonraya kalmış aufgeschoben, vertagt;en sonra schließlich, ganz zum Schluss;konj -dikten sonra nachdem: evlendikten iki yıl sonra zwei Jahre, nachdem sie geheiratet hatten -
8 şöyle
1. adv so2. pron so eine(r), solch-;şöyle bir nur (so) obenhin, ganz flüchtig; von oben herab;şöyle böyle soso, leidlich; mittelmäßig; einigermaßen; ungefähr, etwa;şöyle ki so dass …; derart, dass …; wie folgt;şöyle dursun, (… bile …) nicht nur (nicht) …, selbst …; geschweige denn …;uyumak şöyle dursun, biraz dinlenmek bile mümkün olmadı nicht nur zu schlafen, selbst etwas auszuruhen war nicht möglich oder nicht einmal ein bisschen ausruhen, geschweige denn schlafen war möglich -
9 açılmak
vi2) aufgehen, sich öffnen; ( mağazalar) aufmachenaçıl susam, açıl! Sesam, öffne dich!birdenbire kapı/pencere açıldı plötzlich ging die Tür/das Fenster aufdışa/içe doğru \açılmak sich nach außen/innen öffnendükkânlar saat dokuzda açılır die Geschäfte machen um neun Uhr aufşalter dokuz buçukta açıldı der Schalter machte um halb zehn auf3) ( renk için) hell(er) werden5) ( gemi)engin denizlere \açılmak aufs offene Meer hinausfahren7) ( kuruluşlar için) die Pforten (wieder) öffnen8) expandierenfazla açıldığı için battı weil er zu sehr expandiert hat, hat er Konkurs gemachtayakkabısı açıldı seine Schuhe haben sich geweitet13) birine \açılmak sich jdm anvertrauen [o offenbaren] -
10 beri
I sbiraz \beri geliniz! kommen Sie ein bisschen näher!II adj diesseitig1) seitçocukluğumdan \beri seit meiner Kindheitkalubeladan \beri seit eh und jene zamandan \beri? seit wann?çoktan/yıllardan \beri seit langem/Jahren2) von... anbaşından \beri von Anfang ançocukluktan \beri von Kindesbeinen an3) eskiden \beri von alters her, von jeher -
11 beş altı
-
12 fenalık
birine \fenalık etmek jdm Böses (an) tun, jdm übel mitspielenbirine \fenalık gelmek jdm wird schlecht [o übel]; ( bayılacak gibi olmak) jdm wird schwindeligbiraz \fenalık geçirdim mir wurde etwas schlecht -
13 gece yarısı
Mitternacht f\gece yarısı geldi er kam um Mitternacht\gece yarısını biraz geçe kurz nach Mitternacht -
14 geççe
-
15 geçe
1. nachdokuzu beş ( dakika) \geçe um fünf (Minuten) nach neungece yarısını biraz \geçe kurz nach Mitternachtsekizi on/çeyrek \geçe um zehn/viertel nach acht; s. a. kala -
16 irice
-
17 karıştırmak
vt1) mischen2) ( elle yoklamak) durchwühlenburnunu \karıştırmak in der Nase bohren [o popeln]çöpleri \karıştırmak im Müll wühlen4) ( üstünkörü okumak) stöbern (in)biraz kitap/dergi \karıştırmak ein bisschen in Büchern/Zeitschriften stöbern5) ( ayırt edememek) verwechseln (-le mit), durcheinanderbringen (-le mit)biriyle birini birbirine \karıştırmak jdn mit jdm verwechseln6) birinin aklını \karıştırmak jdn verwirren [o konfus machen]ortalığı \karıştırmak Unruhe stiften -
18 nefeslenmek
vi1) eine Atempause machenburada biraz nefeslendi hier [o an dieser Stelle] machte er eine kurze Atempause2) wieder zu Atem kommen -
19 sığışmak
vi hineinpassenbiraz daha sıkışırsak sığışırız wenn wir noch etwas zusammenrücken, werden wir hineinpassen -
20 sıkışmak
vi1) ( zor bir durumda kalmak) in Bedrängnis geraten2) ( dar bir yerde) zusammenrückenbiraz daha sıkışırsak sığışırız wenn wir noch etwas zusammenrücken, werden wir hineinpassen5) ( çarpıntı duymak) Beklemmungen habengöğsü \sıkışmak Beklemmungen in der Brust haben
- 1
- 2
См. также в других словарях:
biraz — sf. 1) Bir parça, azıcık Biraz yağmur yağdı mı Beyoğlu nun yaya kaldırımlarında yürüyebilirsen yürü. F. R. Atay 2) zf. Kısa bir süre için Uzun etme iki gözüm biraz da bize uğra. O. Rifat 3) zf. Az miktarda Dersini biraz biliyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
BİRAZ — Karşı karşıya kavga etme. Savaşa atılma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan — bu dünya gelip geçicidir, mala mülke fazla değer vermemek gerekir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
accık — biraz, az … Beypazari ağzindan sözcükler
acıcık — biraz, az … Beypazari ağzindan sözcükler
dur! (veya durun!) — biraz zaman geçsin anlamıyla cümlelerin başına gelen bir söz Dur! Bu işi ben yaparım. Durun hele, bakalım ne olacak! … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir dirhem et bin ayıp örter — biraz kilo almak pek çok kusuru örter anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
nimte — biraz, bir parça … Çağatay Osmanlı Sözlük
BABACAN — Biraz kalender davranışlı, cana yakın … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÂNİF-ÜL BEYÂN — Biraz evvel bildirilen, az önce beyan olunan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İRTİZAH — Biraz bahşiş alma. * Özür dileme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük