-
1 kötülük
Boshaftigkeit f\kötülük görmek Böses erfahrenbir şeyi sırf \kötülük etmek için yapmak etw aus lauter Bosheit tun -
2 kötülük
z.B. havaların kötülüğü Schlechtwetterlage f -
3 etmek
vt1) machen, tunbu ne kadar ediyor? wie viel macht das?sekiz bir daha dokuz eder acht und eins macht neun2) antunbirine kötülük \etmek jdm Böses antun3) (intihar \etmek) begehen, verüben -
4 fenalık
birine \fenalık etmek jdm Böses (an) tun, jdm übel mitspielenbirine \fenalık gelmek jdm wird schlecht [o übel]; ( bayılacak gibi olmak) jdm wird schwindeligbiraz \fenalık geçirdim mir wurde etwas schlecht -
5 görmek
vt1) sehengörmezden gelmek beide Augen zudrücken2) ( anlamak) einsehen, verstehen3) erachten, haltenbir şeyi reva \görmek etw für angebracht halten, etw als angemessen erachten4) tıbbî tedavi \görmek in medizinischer Behandlung seinyandaki klinikte tedavi görüyor er wird in der Klinik nebenan behandelt5) ( başına gelmek) erfahreniyilik/kötülük \görmek Gutes/Böses erfahrenkırmızı kart \görmek sport die rote Karte bekommensarı kart \görmek sport sich eine gelbe Karte einhandeln -
6 iyilik
( ohne pl)1) Gute(s) nt\iyilik etmek/görmek Gutes tun/erfahrenbirine bir \iyilik veya kötülük yapmak [o etmek] jdm etw Gutes oder Böses antunbunun iyiliği das Gute daran4) Gefallen m, Gefälligkeit f\iyilik bilmek dankbar sein -
7 kalleş
-
8 sırf
bloß, nur\sırf meraktan aus bloßer Neugierbir şeyi \sırf hatır için yapmak etw aus reiner Gefälligkeit tunbir şeyi \sırf kötülük etmek için yapmak etw aus lauter Bosheit tun -
9 yapmak
vt1) machen, tunelinden geleni \yapmak alles tun, was in seiner Macht stehtyatak \yapmak die Betten machen2) antunbirine bir iyilik/kötülük \yapmak jdm etw Gutes/Böses antunyapma bunu bana! tu mir das nicht an!3) ( yuva) bauen4) vornehmenbütçede kesinti \yapmak Kürzungen im Etat vornehmen5) ( onarmak) reparieren6) ( spor) treiben7) ( suikast) verüben8) ( yol açmak) verursachenkaşıntı/masraf \yapmak Juckreiz/Kosten verursachen9) ( olmak)bu kış çok soğuk yaptı dieser Winter war sehr kaltelini ayağını öpeyim, yapma bunu ich flehe dich an, tu es nichtyapma çocuğum, saat bozulur! lass das mein Kind, die Uhr geht kaputt!oraya iki saatte gitmişler — yapma! sie sind in zwei Stunden dahingegangen — ist nicht möglich!
См. также в других словарях:
kötülük — is., ğü 1) Kötü olma durumu, kemlik, şer Havaların kötülüğü yüzünden... 2) Zarar verecek davranış veya söz Hiç çare yok, bu tüller yırtılacak ve bütün korkunçluğuyla kötülük ateşi çıkarılacaktır ortaya. Ç. Altan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötülük etmek (veya yapmak) — kötü davranmak, zarar vermek Kötülük edeni öldürür veya ayetlerin emrettiği cezalardan birini verir. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
garez — kötülük … Beypazari ağzindan sözcükler
etme bulma dünyası — kötülük eden kötülük bulur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanı kanla yumazlar, kanı suyla yurlar — kötülük, kötülük yapılarak düzeltilmez ancak iyilik yapılarak ortadan kaldırılır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
fenalık etmek — kötülük etmek, kötülükte bulunmak Bilmeyerek sütnineciğime ve kendime büyük bir fenalık etmiştim. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ısıracak it (veya köpek) dişini (veya dişlerini) göstermez — kötülük edecek kimse önceden haber vermez, belli etmez anlamında kullanılan bir söz Isıracak köpek dişlerini göstermezmiş zaten, ne zaman iyisini gördük? E. Işınsu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tencere dibin kara, seninki benden kara — kötülük, kusur yönünden sen benden daha betersin anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ah alan onmaz — kötülük ettiği için beddua alan iflah olmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
zarar gelmek — kötülük gelmek Bizden hiç kimseye zarar gelmez. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
tırnak takmak — kötülük yapmak için bahane aramak İş karıştırmak için de ilkin belediyeye tırnak takarlar. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük