-
1 oldukça
ziemlich, recht\oldukça fazla/sık recht viel/oftburada \oldukça merkezî oturuyorum ich wohne hier ziemlich zentraldurumu \oldukça daha iyi sein Zustand ist erheblich besser -
2 oldukça
ol'dukça ziemlich, recht (viel), fam ganz schön, ziemlich -
3 bolca
-
4 acıca
( oldukça acı) ziemlich bitter; ( yemek) ziemlich scharf gewürzt -
5 akça
-
6 epeyce
\epeyce erken/geç ziemlich früh/späto benden \epeyce yaşlıdır er ist um etliches [o einiges] älter als ich\epeyce uzakta in einiger Entfernung, ziemlich weit entfernt -
7 hayli
\hayli zor bir durum eine ziemlich schwierige Lage\hayli yoruldum ich bin ziemlich müde -
8 irice
-
9 nice
-
10 nispeten
bu, \nispeten az/çok das ist vergleichsweise wenig/vielbu, ötekine \nispeten çok iyi verglichen mit dem anderen ist das hier sehr schön2) relativ; ( oldukça) ziemlich\nispeten soğuk bir yaz ein relativ kalter Sommer -
11 oraya
dahin, dorthin\oraya kadar bis dahin\oraya oldukça sık giderim ich gehe ziemlich oft dahin -
12 sık
\sık saç dichtes HaarII adv häufig, oftköpeği öyle \sık havlayan komşu der Nachbar, dessen Hund so oft belltoraya oldukça \sık giderim ich gehe ziemlich oft dahin -
13 sıkça
häufiger, öfters; ( oldukça sık) ziemlich häufig [o oft]
См. также в других словарях:
oldukça — zf. Olabildiğince Geceyi oldukça rahat geçireceğinizi ümit ederim. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ömrü oldukça — yaşadıkça Ekonomik özgürlüğümden bir nebze olsun ödün vermeyeceğim ömrüm oldukça. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
ben hancı, sen yolcu oldukça — düzen bu biçimde devam ettiği sürece anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
fena değil (veya sayılmaz) — oldukça iyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı burnu yerinde — oldukça güzel, yakışıklı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ele alınır — oldukça iyi, işe yarar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikance — oldukça, olduğu kadar, mümkin mertebe … Çağatay Osmanlı Sözlük
büssürü — oldukça çok … Beypazari ağzindan sözcükler
ağırca — sf. 1) Oldukça ağır Biraz sonra aşağıda bir kapı açıldığı, sonra da ağırca bir şeyin devrildiği duyulur. M. Ş. Esendal 2) Kötüleşmiş (hasta) 3) zf. Oldukça ağır biçimde … Çağatay Osmanlı Sözlük
bolca — sf. 1) Oldukça geniş Bolca bir pantolon. 2) zf. Oldukça çok, çokça Bu yıl bolca yağmur düştü. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayli — sf., Far. ḫaylī 1) Epey, oldukça çok Akşamları Zeyno, çeşme başında hayli zor bir duruma düşüyordu. H. E. Adıvar 2) zf. Oldukça Hayli yoruldum. Birleşik Sözler bir hayli … Çağatay Osmanlı Sözlük
