Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

zorluk

  • 41 arduousness

    n. zorluk, güçlük, ağırlık
    * * *
    çetinlik
    * * *
    noun zorluk, güçlük

    English-Turkish dictionary > arduousness

  • 42 hardship

    n. zorluk, güçlük, sıkıntı, cefa, yokluk, yoksulluk
    * * *
    sıkıntı
    * * *
    noun ((something which causes) pain, suffering etc: a life full of hardship.) zorluk

    English-Turkish dictionary > hardship

  • 43 schwer

    1. adj ağır; (schwierig) zor, güç; çetin; Zigarre sert; Krankheit a ciddî; (heftig) şiddetli;
    schwer beladen yükü ağır, çok yüklü;
    schwer beleidigt fena halde gücenmiş;
    schwer erziehbar eğitimi güç, sorunlu;
    schwer fallen ağır/zor gelmek (D -e);
    es schwer haben zorluk(lar) içinde olmak;
    es fällt ihr schwer zu … … yapmak ona çok ağır/zor geliyor;
    schwer machen: jemandem etwas schwer machen b-ne -de zorluk çıkarmak;
    jemandem das Leben schwer machen b-ne hayatı zehir etmek;
    schwer nehmen zor tarafından almak, önemsemek;
    sich schwer tun mit -de zorlanmak;
    schwer bewaffnet tepeden tırnağa silahlı;
    schwer verdaulich sindirimi/hazmı zor, ağır;
    schwer verletzt ağır yaralı;
    schwer verständlich zor anlaşılır;
    100 Gramm schwer sein 100 gram ağırlığında olmak, 100 gram çekmek/gelmek;
    schwer zu bekommen fam temini güç;
    schwer zu sagen söylemesi güç;
    schwer zu verstehen anlaşılması güç;
    schwere Zeiten sıkıntılı dönem sg;
    schweren Herzens üzüle üzüle
    2. adv: schwer arbeiten ağır çalışmak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > schwer

  • 44 Schwierigkeit

    Schwierigkeit f <Schwierigkeit; Schwierigkeiten> zorluk, güçlük;
    (jemandem) Schwierigkeiten machen (b-ne) güçlük çıkarmak;
    Schwierigkeiten haben, etwas zu tun -i yapmakta güçlük/zorluk çekmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Schwierigkeit

  • 45 Anstand

    Anstand <- (e) s> m <-(e) s, -stände> m
    1. kein pl ( gute Sitte) edep; ( schickliches Benehmen) görgü, terbiye, nezaket;
    keinen \Anstand haben görgüsü [o terbiyesi] olmamak
    2. ( österr); ( Schwierigkeit) zorluk;
    es hat keinen \Anstand gegeben zorluk çıkmadı

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Anstand

  • 46 anstandslos

    zorluk çıkmadan, zorluk çıkarmadan

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > anstandslos

  • 47 إحالة

    إِحَالَة
    1. imkânsızlık
    2. olanaksızlık
    3. güçlük
    Anlamı: güç olan bir şeyin niteliği, zorluk
    4. olmazlık
    5. zorluk
    Anlamı: sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > إحالة

  • 48 استحالة

    اِسْتِحَالَة
    1. şekil değişimi
    2. olanaksızlık
    3. güçlük
    Anlamı: güç olan bir şeyin niteliği, zorluk
    4. başkalaşım
    Anlamı: biçim değiştirmek, istihale etmek
    5. metamorfoz
    Anlamı: başkalaşma
    6. başkalaşmak
    Anlamı: biçim değiştirmek, istihale etmek
    7. başkalaşma
    Anlamı: biçim değiştirmek, istihale etmek
    8. olmazlık
    9. zor
    Anlamı: sıkıntı, güçlük, rahatsızlık
    10. zorluk
    Anlamı: sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > استحالة

  • 49 امتناع

    اِمْتِناع
    1. güçlük
    Anlamı: güç olan bir şeyin niteliği, zorluk
    2. zor
    Anlamı: sıkıntı, güçlük, rahatsızlık
    3. zorluk
    Anlamı: sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > امتناع

  • 50 تعذر

    تَعَذُّر
    1. güçlük
    Anlamı: güç olan bir şeyin niteliği, zorluk
    2. zorluk
    Anlamı: sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > تعذر

  • 51 تمنع

    تَمَنُّع
    1. güçlük
    Anlamı: güç olan bir şeyin niteliği, zorluk
    2. zor
    Anlamı: sıkıntı, güçlük, rahatsızlık
    3. zorluk
    Anlamı: sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > تمنع

  • 52 صعوبة

    صُعُوبَة
    1. olanaksızlık
    2. güçlük
    Anlamı: güç olan bir şeyin niteliği, zorluk
    3. olmazlık
    4. zorluk
    Anlamı: sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > صعوبة

  • 53 مشكلة

    مُشْكِلَة
    1. kör düğüm
    2. muammalı
    Anlamı: bilmeceli, muamma dolu
    3. gaile
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    4. muamma
    Anlamı: bilmece
    5. mesele
    Anlamı: sorun
    6. külfet
    Anlamı: sıkıntılı zorluk, yorgunluk
    7. gizem
    Anlamı: aklın erişmediği, açıklamayan şey
    8. sorun
    Anlamı: mesele, problem
    9. problem
    10. zorluk
    Anlamı: sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük
    11. bilmece
    Anlamı: bir şeyin adını anmadan üstü kapalı söyleyerek ne olduğunu dinleyici veya okuyucuya bırakmak

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > مشكلة

  • 54 новый

    1) врз yeni

    но́вый дом — yeni ev

    но́вое поколе́ние — yeni kuşak

    нача́ть но́вую жизнь — yeni hayata başlamak

    возни́кла но́вая тру́дность — ikinci bir zorluk çıktı

    2) ( современный) çağdaş

    но́вая литерату́ра — çağdaş yazın / edebiyat

    3) (но́вое) → сущ., с yeni (bir şey)

    борьба́ но́вого со ста́рым — yeninin eski ile mücadelesi

    но́вое в испо́льзовании а́томной эне́ргии — atom enerjisinin kullanılmasında yeni gelişmeler

    в э́том / тут ничего́ но́вого нет — bunda yeni bir şey yok

    э́то предложе́ние не соде́ржит ничего́ но́вого — bu öneri hiç bir yenilik içermiyor

    что но́вого? — ne var ne yok?

    что у вас но́вого? — sizde ne var ne yok?

    Русско-турецкий словарь > новый

  • 55 при

    1) (около, возле) yanında

    столб при доро́ге — yolun yanındaki direk

    при ста́нции — istasyona yakın

    би́тва при Бородине́ — Borodino yakınlarında yapılan meydan savaşı

    2) (непосредственно относящийся к чему-л.) bağlı

    гара́ж при до́ме — apartmana / eve bağlı garaj

    рестора́на при гости́нице нет — otelin lokantası yoktur

    3) ( во время) iken; zamanında, sırasında, döneminde; derinde, çağında ( в эпоху)

    при жи́зни Пу́шкина — Puşkin hayatta iken

    при разрабо́тке пла́на — plan hazırlanırken

    испы́тывать тру́дность при глота́нии — yutkunmada zorluk çekmek

    при капитали́зме — kapitalizmde, kapitalizm koşullarında

    при заключе́нии соглаше́ния — anlaşma yapılırken

    при перево́зке я́дерного то́плива — nükleer yakıt taşınırken

    прису́тствовать при о́быске — aramada / arama yapılırken bulunmak

    при рокиро́вке — шахм. rok yapılırken

    4) (в присутствии кого-л.) yanında, huzurunda

    при отце́ он не ска́жет — babasının yanında söylemez

    при посторо́нних / чужи́х — elin yanında

    5) (при указании на обстановку, обстоятельства)...da; ile

    при определённой температу́ре — belirli ısıda

    при дневно́м све́те — gün ışığında

    при пе́рвом же дожде́ — ilk yağmurla

    что обнару́жено при раско́пках? — kazılardan neler çıktı?

    сади́ться при сти́рке (о тканях)yıkanınca çekmek

    при ка́ждом удо́бном слу́чае — her fırsat düştükçe fırsat buldukça

    при одно́м воздержа́вшемся (о тканях, о голосовании)bir çekimser oya karşı

    при отсу́тствии э́тих усло́вий — bu koşullar olmadan

    при нали́чии необходи́мых усло́вий — gereken koşulların varlığı halinde

    6) ( с собой) üzerinde

    обнару́женные при них докуме́нты — onların üzerinde bulunmuş belgeler

    ••

    при подде́ржке масс — yığın desteğiyle

    при всех его́ зна́ниях — her ne kadar bilgili ise de

    Русско-турецкий словарь > при

  • 56 a hard time (of it)

    (trouble, difficulty, worry etc: The audience gave the speaker a hard time of it at the meeting; The speaker had a hard time (of it) trying to make himself heard.) zorluk, güçlük

    English-Turkish dictionary > a hard time (of it)

  • 57 a hard time (of it)

    (trouble, difficulty, worry etc: The audience gave the speaker a hard time of it at the meeting; The speaker had a hard time (of it) trying to make himself heard.) zorluk, güçlük

    English-Turkish dictionary > a hard time (of it)

  • 58 adversity

    n. sıkıntı, zorluk, güçlük, şanssızlık
    * * *
    1. güçlük 2. zıtlık
    * * *
    noun (misfortune or hardship.) aksilik, talihsizlik

    English-Turkish dictionary > adversity

  • 59 awkward

    adj. sakar, beceriksiz, aksi; zorluk çıkaran, garip; kullanışsız, ters
    * * *
    beceriksiz
    * * *
    ['o:kwəd]
    1) (not graceful or elegant: an awkward movement.) hantal, kaba
    2) (difficult or causing difficulty, embarrassment etc: an awkward question; an awkward silence; His cut is in an awkward place.) can sıkıcı, zor, uygunsuz, biçimsiz
    - awkwardness

    English-Turkish dictionary > awkward

  • 60 complexity

    n. güçlük, zorluk, karışıklık, karmaşa
    * * *
    karmaşıklık
    * * *
    [kəm'pleksəti]
    1) (the quality of being complex.) karmaşıklık
    2) (something complex.) karmaşık şey

    English-Turkish dictionary > complexity

См. также в других словарях:

  • zorluk — is., ğu Sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük Seyfi, zorluk karşısında kalırsa birini yakalayıp silah atmadan buraya dönecek. S. Kocagöz Birleşik Sözler geçim zorluğu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller zorluk çıkarmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zorluk çıkarmak — bir şeyin yapılmasını engellemek için çeşitli sorunlar yaratmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • müşkülat çekmek — zorluk, güçlük içinde kalmak Görüyorsunuz ki cevap vermekte müşkülat çekiyorsunuz. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkıntı çekmek — zorluk veya yoksulluk içinde yaşamak İki ateş arasında epeyce sıkıntı çektik. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HUTUB — Zorluk, güçlük. * (Hatb. C.) İşler, maslahatlar. Mes eleler …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • SAYLEM — Zorluk, meşakkat …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • SUUBET — Zorluk, güçlük …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • USRET — Zorluk, güçlük. Darlık, sıkıntı. İşlemezlik …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Ottoman Turkish language — Ottoman Turkish لسان عثمانى‎ lisân ı Osmânî Spoken in Ottoman Empire …   Wikipedia

  • Altosmanisch — Osmanisch (‏لسان عثمانى‎,lisân ı Osmânî) Gesprochen in Osmanisches Reich Linguistische Klassifikation Turksprachen Oghusische Sprachen Osmanisch …   Deutsch Wikipedia

  • Altosmanische Sprache — Osmanisch (‏لسان عثمانى‎,lisân ı Osmânî) Gesprochen in Osmanisches Reich Linguistische Klassifikation Turksprachen Oghusische Sprachen Osmanisch …   Deutsch Wikipedia

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»