-
1 سلطة
IسَلَطَةsalataIIسُلْطَة1. buyurganlıkAnlamı: despotluk2. velâyetAnlamı: yetki, sulta3. egemenlikAnlamı: hakimiyet, hükümranlık4. yetkeAnlamı: yaptırma ve yasaklama hakkı, otorite5. salahiyetAnlamı: yetki6. otoriteAnlamı: yetke, sulta, velâyet7. yetkiAnlamı: bir işi yapmak hakkı -
2 سلطة
buyurganlık; egemenlik; otorite; salahiyet; salata; velâyet; yetke; yetki -
3 نفوذ
buyurganlık; egemenlik; nüfuz; tesir; yetki -
4 أشغال
-
5 شغل
Iشَغَّلَ1. yapmakAnlamı: meşgul olmak2. deflemekAnlamı: defetmek3. işletmekAnlamı: işlemesini sağlamak, çalıştırmak4. işlemekIIشَغَلَuğraştırmakAnlamı: uğraşmasına yol açmakشُغْل1. işlevAnlamı: yetki, görev, fonksiyon2. görev3. uğraş4. vazifeAnlamı: görev -
6 عمل
Iعَمَل1. işlevAnlamı: yetki, görev, fonksiyon2. eylemAnlamı: iş, fiil, aksiyon3. görev4. yapıt5. yapmaAnlamı: yapmak işi6. amelAnlamı: yapılan ış, fiil, edimIIعَمِلَ1. eylemekAnlamı: etmek, yapmak2. etmekAnlamı: bir işi yapmak3. görmekAnlamı: yapmak, etmek -
7 عهدة
عُهْدَة1. mesuliyetAnlamı: sorumluluk2. uhdeAnlamı: birinin yapmakla yükümlü olduğu iş, sorumluluk3. velâyetAnlamı: yetki, sulta -
8 مبعوث
مَبْعُوث1. mebusAnlamı: milletvekili2. delegeAnlamı: kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, elçi -
9 مسئولية
مَسْئُولِيَّة1. mesuliyetAnlamı: sorumluluk2. uhdeAnlamı: birinin yapmakla yükümlü olduğu iş, sorumluluk3. yükümAnlamı: mecburiyet, mükellefiyet4. mükellefiyetAnlamı: yükümlülük5. yükümlülükAnlamı: yükümlü olma durumu6. sorumluluk -
10 منتدب
Iمُنْتَدَب1. murahhasAnlamı: delege2. temsilciAnlamı: bir topluluk adına davranan3. delegeAnlamı: kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, elçiIIمُنْتَدِب1. müvekkil2. mandacı3. mandater -
11 مندوب
مَنْدُوب1. murahhasAnlamı: delege2. muhabirAnlamı: haber toplayan kimse3. temsilciAnlamı: bir topluluk adına davranan4. delegeAnlamı: kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, elçi -
12 موفد
مُوفَد1. murahhasAnlamı: delege2. delegeAnlamı: kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, elçi -
13 موكل
Iمُوَكَّل1. temsilciAnlamı: bir topluluk adına davranan2. vekilAnlamı: kendisine yetki verilen kimseIIمُوَكِّل1. müvekkil2. mandater3. mandacı -
14 نائب
نائِب1. milletvekili2. naip3. temsilciAnlamı: bir topluluk adına davranan4. vekilAnlamı: kendisine yetki verilen kimse -
15 نفوذ
نُفُوذ1. tesirAnlamı: etki2. buyurganlıkAnlamı: despotluk3. egemenlikAnlamı: hakimiyet, hükümranlık4. nüfuzAnlamı: (içine) geçme5. yetkiAnlamı: bir işi yapmak hakkı -
16 وصاية
وِصَايَة1. velâyetAnlamı: yetki, sulta2. vesayetAnlamı: vasilik3. vasilikAnlamı: vasi olma durumu -
17 وظيفة
-
18 ولاية
وِلَايَة1. vesayetAnlamı: vasilik2. velâyetAnlamı: yetki, sulta3. eyalet4. egemenlikAnlamı: hakimiyet, hükümranlık
См. также в других словарях:
yetki — is. Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa ya devretmişti. T. Buğra Birleşik Sözler yetki belgesi yetki … Çağatay Osmanlı Sözlük
yetki vermek — yetki tanımak İdam hükümlerini doğrudan doğruya yerine getirme yetkisini vermiştir. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
yetki belgesi — is., huk. Bir makam veya organ adına bir işi, bir konuyu yürütmekle görevli olunduğunu gösteren belge … Çağatay Osmanlı Sözlük
yetki devri — is., huk. Bir makam veya organın sahip olduğu yetkileri başka bir makam veya organa devretmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yetki gasbı — is., huk. Hukuki bir işlemin yetkisiz bir kimse tarafından ele geçirilmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sınırsız yetki — is. Alabildiğine genişletilmiş yetki … Çağatay Osmanlı Sözlük
otorite sağlamak (veya temin etmek) — yetki kurmak veya yetki sahibi olmak Reisleri de tam bir otorite temin etmiş olduğunu her vesile ile belli ediyordu. E. İ. Benice … Çağatay Osmanlı Sözlük
istizan etmek (veya eylemek) — yetki istemek, izin istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Antalya — Infobox Settlement settlement type = subdivision type = Country subdivision name = TUR timezone=EET utc offset=+2 map caption =Location of Antalya within Turkey. timezone DST=EEST utc offset DST=+3official name = Antalya image caption = Antalya s … Wikipedia
açık çek — is., tic. 1) Üzerine para miktarı yazılmamış çek 2) mec. Her konuda verilen destek veya yetki, açık kart … Çağatay Osmanlı Sözlük
başkan vekili — is. Başkanın işini görmesi için yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük