-
1 yatıştırmak
yatıştırmak v/t beruhigen; Aufstand eindämmen; Schmerzen lindern; Ungeduld zügeln, bezähmen; jemanden bewegen zu -
2 yatıştırmak
-
3 yatıştırmak
умиротворя́ть* * *-i1) успока́ивать, утихоми́ривать; усмиря́ть2) склоня́ть когоarkadaşları yatıştırmak için — что́бы склони́ть това́рищей [на свою́ сто́рону]
-
4 yatıştırmak
-
5 yatıştırmak
тынычландыру -
6 yatıştırmak
v. abate, allay, alleviate, appease, assuage, attemper, becalm, calm, comfort, compose, conciliate, defuse, disarm, ease, hush, lull, mitigate, moderate, mollify, pacify, placate, propitiate, quell, quiet, quieten, remit, salve, sedate, settle -
7 yatıştırmak
aşkirin--------haşkirin -
8 yatıştırmak
łagodzić; uciszać; uspokajać; uśmierzać -
9 yatıştırmak
أهدأسكنفترفثأهدن -
10 yatıştırmak
1. أهدأ [أَهْدَأَ]Anlamı: sakinleştirmek2. سكن [سَكَّنَ]Anlamı: sakinleştirmek3. فتر [فَتَّرَ]Anlamı: sakinleştirmek4. فثأ [فَثَأَ]Anlamı: sakinleştirmek5. هدن [هَدَّنَ]Anlamı: sakinleştirmek -
11 yatıştırmak
to calm, to quieten, to tranquillize, to sedate, to mollify, to allay, to relieve, to appease, to ease, to alleviate, to soothe, to assuage, to placate, to pacify -
12 yatıştırmak
"/ı/ to calm; to soothe; to mollify." -
13 yatıştırmak
mírnit; tišit; uklidnit; utišit -
14 tekrar yatıştırmak
v. recompose -
15 avutmak
1. أسى [أَسَّى]Anlamı: teselli etmek, bir kimsenin acısını yatıştırmak2. آسى [آسَى]Anlamı: teselli etmek, bir kimsenin acısını yatıştırmak3. سلى [سَلَّى]Anlamı: teselli etmek, bir kimsenin acısını yatıştırmak4. صبر [صَبَّرَ]Anlamı: teselli etmek, bir kimsenin acısını yatıştırmak5. واسى [واسَى]Anlamı: teselli etmek, bir kimsenin acısını yatıştırmak -
16 yatıştırmamak
v. (neg. form of yatıştırmak) abate, allay, alleviate, appease, assuage, attemper, becalm, calm, comfort, compose, conciliate, defuse, disarm, ease, hush, lull, mitigate, moderate, mollify, pacify, placate, propitiate, quell, quiet, quieten, remit, salve, sedate, settle -
17 nefis
1. Selbst ntnefsine düşkün selbstsüchtigyalnız nefsini düşünmek nur an sich selbst denken2. 1) herrlich\nefis bir vuruş sport ein herrlicher Schuss2) ( yemek) köstlichyemek \nefisti das Essen war köstlich -
18 yatıştırma
См. также в других словарях:
yatıştırmak — i 1) Bir kargaşayı, ayaklanmayı bastırmak Hükûmet kuvvetleri ayaklanmayı yatıştırdı. 2) Ölçülü, ılımlı, sakin davranmasını sağlamak, sakinleştirmek O, tombul tombul iyimserliği ile beni yatıştırmak istedi. Y. Z. Ortaç 3) Yumuşatmak, razı etmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
amurtmak — yatiştirmak, dindlrmek, seğnitmek III, 428, 429bkz: amrulmak, emrülmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
cinini dermek — yatıştırmak, huyuna göre gitmek … Beypazari ağzindan sözcükler
avutmak — i 1) Bir kimsenin acısını veya sıkıntısını yatıştırmak, teselli etmek İnsanı sıkıntılı zamanlarda kitap kadar avutan bir şey yoktur. 2) Oyalamak Çocuk annem diye tutturdu, güç avuttuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
hınzırca — zf. Hınzır bir biçimde, kurnazca Bir yandan karısını yatıştırmak istermiş gibi davranıyor, bir yandan hınzırca sırıtıyordu. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
kokulu — sf. Kokusu olan Perilerin kızgınlığını yatıştırmak için ceplerinde birçok kokulu otlar, tohumlar, üzerlikler taşıyordum. H. R. Gürpınar Birleşik Sözler kokulu çayır otu kokulu kiraz kokulu sabun hoş kokulu … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırıtmak — nsz 1) Dişlerini göstererek aptallık, şaşkınlık, kurnazlık veya alay belirtir biçimde gülmek Bir yandan karısını yatıştırmak istermiş gibi davranıyor, bir yandan hınzırca sırıtıyordu. O. Rifat 2) Yorgan, şilte vb.ni iri ve aralıklı diktirmek 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
söndürmek — i 1) Ateş ve ışığın yanmasına, aydınlatmasına son vermek Parmağının ucuna kadar gelen alevi yere atıyor, terliğiyle basarak söndürüyor. P. Safa 2) Hava veya gaz ile şişirilmiş bir şeyin havasını veya gazını boşaltmak Çocuk balonu söndürdü. 3) mec … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatıştırma — is. Yatıştırmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
teskin etmek — acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırmak, dindirmek Gönlüme teselli kendimde buldum / Sabır ile teskin ettim özümü. Âşık Veysel … Çağatay Osmanlı Sözlük
açlığı öldürmek — açlık duygusunu yatıştırmak Kaldırılmış harman yerlerinden buğday toplayıp açlığımızı öldürdük. O. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük