-
1 yıkılmak
-
2 yıkılmak
-
3 yıkılmak
1) вали́ться, обру́шиваться, па́датьyere yıkılmak — гро́хнуться на́ пол
yorgunluktan yıkılmak — вали́ться от уста́лости
duvar yıkıldı — стена́ ру́хнула
2) дряхле́ть; опуска́ться◊
yıkıl buradan! — прова́ливай отсю́да! -
4 yıkılmak
вали́ться обру́шиться* * *1) свали́ться, обру́шиться, ру́хнуть; па́датьduvar yıkıldı — стена́ ру́хнула
yorgunluktan yıkılmak — вали́ться от уста́лости
2) разг. удаля́ться, убира́тьсяyıkıl! — убира́йся прочь!
yıkıl buradan! — прова́ливай отсю́да!
3) уничтожа́ться, разруша́ться; исчеза́ть, погиба́ть4) нава́ливатьсяbütün işler onun üstüne yıkılmıştı — все дела́ навали́лись на него́
-
5 yıkılmak
абыну; егылу -
6 yıkılmak
разрушаться, обваливатьсяİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > yıkılmak
-
7 yıkılmak
v. break down, cave, cave in, collapse, come down, crack-up, crumble, drop down, fall, fall down, fall over, fall to pieces, founder, go to pieces, go to ruin, shipwreck, tumble, tumble-down, wither away* * *collapse -
8 yıkılmak
hedimîn--------helişîn--------helweşîn--------herifîn--------ketin--------pejilîn--------pelişîn--------rûxîn--------têkçûn -
9 yikilmak
-
10 yıkılmak
ебэджын, тефэн, къутэн, зэхэкъутэн, зэхэбэ -
11 yıkılmak
تدمر -
12 yıkılmak
تدمر [تَدَمَّرَ]Anlamı: yıkmak işi yapılmak -
13 yıkılmak
"to be demolished, to be wrecked; to be destroyed; to be ruined; to fall down; to collapse, to come down, to give way; to crumble; to clear out" -
14 yıkılmak
"1. to be demolished, be wrecked; to be pulled down; to be destroyed; to be ruined. 2. to be felled; to be sent sprawling, be laid flat; to be toppled. 3. /a/ to be tilted to (one side). 4. /a/ (for the blame) to be put on. 5. (for a burden, cargo) to be unloaded, be removed. 6. to collapse; to fall into ruin. 7. to collapse in a heap, fall to the ground. 8. to lose one´s health and morale; (for someone) to be broken/ruined (by a disaster). 9. (for someone one dislikes) to leave, get out, clear out. yıkıla yıkıla reeling/swaying wildly (as if about to fall). " -
15 yıkılmak üzere
adj. ramshackle -
16 dünya başına yıkılmak
ру́хнуть ( о надеждах); потеря́ть вся́кую наде́жду -
17 üstüne yıkmak / yıkılmak
переложи́ть [свою́] рабо́ту / отве́тственность / вину́ на кого -
18 üzerine yıkılmak
v. tumble down over -
19 ruhen yıkılmak
to break down -
20 dünya
земля́ (ж)* * *1) мир; вселе́нная; земля́dünya haberleri — междунаро́дные изве́стия
dünya hâkimiyeti — мирово́е госпо́дство
dünyanın her tarafına gitmek — объе́здить весь свет
dünya piyasası — мирово́й ры́нок
dünya satranç şampıyonu — чемпио́н ми́ра по ша́хматам
dünya savaşı — мирова́я война́
dünya yüzünde — на земле́
2) астр. Земля́3) весь мир, весь свет, все лю́ди, всеdünya âlem — весь свет, все лю́ди, все
dünya ne söylerse söylesin onun umrunda olmuyor — пусть все говоря́т, что хотя́т, ему́ до э́того нет де́ла
dünyaya rüsva etmek — опозо́рить на весь мир, опозо́рить пе́ред все́ми
4) мирBatı dünyası — за́падный мир
bitkiler dünyası — мир расте́ний
hayvanlar dünyası — мир живо́тных
5) вну́тренний мир; мироощуще́ниеdünyaları apayrı iki insan — два челове́ка с соверше́нно разли́чными взгля́дами
6) бесчи́сленное мно́жество, о́чень мно́гоdünyanın parası harcandı — была́ потра́чена у́йма де́нег
••- dünya başına dar gelmek
- dünya başına yıkılmak
- dünyayı başına zindan etmek
- dünya bir araya gelse
- dünyanın dört bucağı
- dünya durdukça
- dünyadan elini eteğini çekmek
- dünyadan geçmek
- dünyaya gelmek
- dünyaya getirmek
- dünya gözü ile görmek
- dünyaya gözlerini kapamak
- dünyadan haberi olmamak
- dünyanın kaç buçak olduğunu gösteririm!
- dünya kadar
- dünyaya kazık kakmak
- dünya onun olmak
- dünyalar onun olmak
- dünyayı tutmak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
yıkılmak — I, 348; II I, 81, 82 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yıkılmak — nsz 1) Yıkma işi yapılmak veya yıkma işine konu olmak 2) Herhangi bir sebeple çökmek, göçmek Duvar yıkıldı. 3) Devrilmek, yığılmak ... yüzükoyun yıkılıp kalmış bir kadın, kaçışan hizmetçiler... Y. K. Karaosmanoğlu 4) mec. İstenmeyen biri çekilip… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstüne yıkılmak — 1) kendisinin de sorumlu olduğu bir işin ağırlığını kendisi yüklenmek 2) başkasının suçu üzerine kalmak 3) yamanmak Kız belli ki seni gözüne kestirmiş. Üstüne yıkılmak istiyor. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünya başına yıkılmak — çok sıkılmak, umutlarını yitirmek Fakat kendi tabiri üzerine dünya başına yıkılmış zannetti. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tavan başına çökmek (veya yıkılmak) — beklenmeyen bir durum karşısında şaşırıp kalmak Gelmeyecek mi? Neden gelmedi? diye sordukları vakit tavan başıma yıkılıyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEHADÜM — Yıkılmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KAGŞAR — Yıkılmak üzere. Yıkılıp harabolmaya yüz tutmu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEYYAL-İ İNHİDÂM — Yıkılmak üzere bulunan. Neredeyse göçecek durumda olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
batmak — nsz, ar 1) Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek Sonra hani bir gemimiz batmıştı. S. F. Abasıyanık 2) Dünyanın dönüşü dolayısıyla güneş, ay ve yıldız ufkun altına inmek Güneş renksiz bulutlar altında batıyordu. Ö. Seyfettin 3) İflas etmek 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çökmek — nsz, er 1) Bulunduğu düzeyden aşağı inmek, çukurlaşmak Toprak çökmek. Yol çökmek. 2) Üzerinde bulunduğu yere yıkılmak Tavan çökmek. Döşeme çökmek. Ev çökmek. 3) e Çömelmek Suyun başına çöküp ellerini, yüzünü yıkamaya koyuldu. H. F. Ozansoy 4) e… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünya — is., gök b., Ar. dunyā 1) Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, yer, yerküre, yer yuvarı, yer yuvarlağı, acun 2) Dış, çevre, ortam Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. H. C. Yalçın 3) İnançları bir olan ülke veya insanlar… … Çağatay Osmanlı Sözlük