-
1 vaktinde
1) rechtzeitig\vaktinde hazır olacak mısın? wirst du rechtzeitig fertig?2) pünktlichaman, \vaktinde gel! komm ja pünktlich! -
2 tam
tam bölüm MATH Divisor m, Teiler m;tam adamını bulmak den richtigen Mann finden; scherzh den „Richtigen“ finden;-e tam gelmek jemandem passen (Schuhe usw);tam gün ganztags;tam iki yıl zwei volle Jahre;tam o aralık gerade ( oder genau) in diesem Augenblick;tam pansiyon Vollpension f;tam saat beşte genau um fünf Uhr;-in tam tersi genau das Gegenteil G/von;tam tersine genau umgekehrt;tam üstüne basmak ins Schwarze treffen;tam üye Vollmitglied n;tam vaktinde zur rechten Zeit;tam yol schleunigst;tam yol ileri mit Volldampf voraus;tam yüklü voll beladen -
3 vakit
(-in) hali vakti yerinde (jemand ist) wohlhabend;-erek vakit geçirmek die Zeit (damit) verbringen (zu + inf), sich (D) die Zeit vertreiben mit;vakit kazanmak Zeit gewinnen;vakit öldürmek fig die Zeit totschlagen;vakit vakit von Zeit zu Zeit;vakti geldi fig seine (letzte) Stunde hat geschlagen;vakti olmamak keine Zeit haben;vaktinde rechtzeitig, pünktlich;vaktiyle rechtzeitig; seinerzeit, damals;ne vakit? wann?;konj -diği, -eceği vakit wann; wenn; als;geldiği vakit söylerim wenn er kommt, sage ich es -
4 aman
1) ( yardım istendiğinde)\aman Allahım! hilf mir Gott!\aman dilemek um Gnade bitten3) ( rica anlatır)\aman öyle söylemeyin! ach bitte, sagen Sie so (et) was nicht!4) ( usanç ve öfke anlatır)\aman bırak beni! lass mich doch in Ruhe!5) ( dikkat uyandırmak için) bloß, ja\aman, çocuğa iyi bak! pass bloß gut auf das Kind auf!\aman derim! bloß nicht!\aman, vaktinde gel! komm ja pünktlich!6) ( şaşma anlatır)\aman Allah(ım) ! oh, (mein) Gott!7) ( çok beğenmeyi anlatır)\aman ne güzel! ach, wie schön! -
5 hazır
1) bereit\hazır bulundurmak bereitstellen, zur Verfügung stellen\hazır bulunmak bereitstehen\hazır etmek bereitstellen, vorbereiten\hazır olmak bereit seinbir şeyi yapmaya \hazır olmak bereit sein, etw zu tun2) fertig\hazıra konmak ( fig) sich ins gemachte Bett legenvaktinde \hazır olacak mısın? wirst du rechtzeitig fertig?yemek \hazır das Essen ist fertig3) \hazırda verfügbar; ( el altında) griffbereit4) siz \hazır gelmişken... wo Sie gerade da sind... -
6 zamanında
1) ( eskiden) früher; (vakti\zamanında) einst, seinerzeit
См. также в других словарях:
vaktinde — zf. Önceden belirlenen, düşünülen vakitte Geceyi geçireceğimiz kaza merkezine vaktinde yetişmemiz şüpheye giriyor. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz — kişi yalnızca kendi kazancına güvenmeli, başkasının yardımını beklememelidir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
her şeyin vakti var, horoz bile vaktinde öter — her şey zamanında yapılmalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ogurlamak — vaktinde yapmak; çalmak, hırsızlık etmek I, 300 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ogurlug ış — vaktinde ve yerinde yap ılan 146 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
bakıtmak — vaktinde yapılmayan iş veya gelmeyen bir kişiyi merak etmek … Beypazari ağzindan sözcükler
yetişmek — e 1) Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti. Ö. Seyfettin 2) Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak Bu giysi yarına yetişmeli. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazaya bırakmak — din b. 1) namazı vaktinde kılmayarak daha sonra kılmak için ertelemek Bu yaşa geldim, Allaha bin şükür, namazımı kazaya bırakmadım. H. R. Gürpınar 2) orucu vaktinde tutmayarak daha sonra tutmak için ertelemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazaya kalmak — din b. 1) namaz, vaktinde kılınamamak Osman, kazaya kalan namazını daha ziyade geciktirmeden korkarak ayağa kalktı. R. H. Karay 2) oruç, vaktinde tutulamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Aşık Veysel Şatıroğlu — (October 25, 1894 – March 21, 1973), also known as just Aşık Veysel, was a Turkish minstrel and highly regarded poet of the Turkish folk literature. He was born in the Sivrialan village of the Şarkışla district, Sivas, on October 25, 1894 and… … Wikipedia
aciz — is., czi, Ar. ˁacz 1) Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük Adamın aczine şaşmaktan kendimi alamıyorum. R. H. Karay 2) Beceriksizlik Aczini bilmek de bir meziyettir. Ö. Seyfettin 3) huk. Kişinin ve kuruluşun borcunu vaktinde ödeyememesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük