-
1 удлиняться
-
2 тянуться
esnemek; uzamak; sürüklenmek; gerinmek; uzanmak; hevesli olmak; birbirini izlemek* * *1) ( растягиваться) esnemekрези́на тя́нется — lastik esner
2) ( длиться) uzamak; sürüklenmekэ́то (суде́бное) де́ло тяну́лось два го́да — bu dava iki yıl sürüklendi
как ме́дленно тя́нется вре́мя! — zaman ne yavaş geçiyor!
3) ( потягиваться) gerinmek4) ( простираться) uzanmak, uzamak, uzayıp / uzanıp gitmekвдоль доро́ги тяну́лись поля́ — yol boyunca tarlalar uzanıp gidiyordu
5) uzanmakцвето́к тя́нется к со́лнцу — çiçek güneşe doğrulur
я тяну́лся (руко́й), но до ла́мпы так и не доста́л — uzandıysam da lambaya yetişemedim
6) uzanmakтяну́ться к вла́сти — iktidara uzanmak
7) ( стремиться) hevesli olmak; gönlü akmakон тя́нется к э́той рабо́те — bu iş onun için çok çekicidir
он ещё в де́тские го́ды тяну́лся к зна́ниям — daha çocukluk yıllarında bilgiye çok hevesliydi
8) ( двигаться один за другим) birbiri ardından gitmek / yürümek, birbirini izlemek9) (стремиться, сравняться с кем-л.) birinden aşağı kalmamaya çalışmak -
3 вытягиваться
uzanmak; uzamak,boylanmak* * *несов.; сов. - вы́тянуться1) врз uzanmakпри сти́рке не вы́тянется? — yıkanınca uzamaz mı?
он лежа́л вы́тянувшись — uzanmış yatıyordu
дере́вня вы́тянулась вдоль доро́ги — köy yol boyunca uzanır
колонна́ вы́тянулась на киломе́тр — kol bir kilometre uzanıyordu
2) разг. ( вырастать) uzamak; boylanmak -
4 обрастать
несов.; сов. - обрасти́1) kaplanmakобраста́ть мхом — (her yanı) yosun tutmak; yosunlanmak
2) ( волосами) saçı sakalı uzamak; tıraşı bir karış uzamak ( о небритом человеке)3) разг. bağlamakобраста́ть жи́ром — yağ bağlamak
ку́хня обросла́ гря́зью — mutfağı pislik götürüyor
-
5 бесконечность
sonsuzluk* * *жбесконе́чность мате́рии — филос. maddenin sonsuzluğu
продолжа́ться / тяну́ться до бесконе́чности — sonsuza kadar uzamak
-
6 загоститься
сов., разг.misafirliği fazla sürmek / uzamak -
7 загуляться
сов., разг. -
8 затягиваться
несов.; сов. - затяну́ться1) ( об узле) sıkıca bağlanmakзатя́гиваться ремнём — kayışını sıkmak
затя́гиваться льдо́м (о жидкости) — buz bağlamak
3) ( о ране) kapanmak; kaynamak; kabuk bağlamak4) uzamak; sürüncemede kalmakбесе́да затяну́лась — söyleşi uzadı
затяну́вшаяся тя́жба — sürüp giden uzun bir dava
5) nefes çekmekзатя́гиваться сигаре́той — sigaranın dumanını içine çekmek
затяну́ться сигаре́той — sigaradan bir nefes çekmek
-
9 отрастать
несов.; сов. - отрасти́(о бороде и т. п.) uzamak -
10 протягиваться
несов.; сов. - протяну́ться1) врз uzanmak; uzamakс се́вера на юг го́род протя́ну́лся на де́сять киломе́тров — şehrin kuzeyden güneye uzunluğu on kilometredir
2) разг. ( продолжаться) sürmek -
11 растягиваться
несов.; сов. - растяну́ться1) uzanmakон (во весь рост) растяну́лся на дива́не — (boylu boyunca) kanepeye uzandı
2) ( терять упругость) sünmek; esnekliğini kaybetmek3) uzamakнеде́льная рабо́та растяну́лась на ме́сяц — bir haftalık iş bir ay uzadı / sürdü
-
12 щетина
См. также в других словарях:
uzamak — nsz 1) Uzun duruma gelmek, boyu büyümek Kısa boylu Japon cinsi bile sporla üç parmak uzadı. A. Haşim 2) Çok zaman tutmak, uzun sürmek Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet değil! S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler uzun uzadıya … Çağatay Osmanlı Sözlük
gâvur orucu gibi uzamak — (bir iş) bir iş gereğinden çok sürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıraşı gelmek (veya uzamak) — saçı, sakalı tıraş edilecek duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ömrü uzamak — 1) uzun süre yaşamak 2) çok dayanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
etekleri uzamak — yanlışları düzeltmek, ayıbını kapatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dili uzamak — haddini bilmeden konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
IHRIVVAT — Uzamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
subımak — uzamak, incelmek, söbüle şmek III, 257 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TEMK — Uzamak. * Yükselmek, yüce olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
azıtmak — i 1) Azgın duruma getirmek 2) nsz Bitki çok uzamak 3) mec. Çığırından çıkmak veya çıkarmak, ölçüyü kaçırmak Zamanımızın Fransız romancıları da bir hayli işi azıtmış durumdadırlar. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
boylanmak — nsz Boyu uzamak … Çağatay Osmanlı Sözlük