-
1 забывать
unutmak* * *несов.; сов. - забы́тьона́ забы́ла у нас су́мку — çantasını bizde unuttu
я забы́л зайти́ к вам — size uğramayı unuttum
не забыва́й нас! — bizi unutma!; bizi gönülden çıkarma!
Не забыва́й, что... — şunu unutma ki,... şunu aklından / hatırından çıkarma ki,...
••дава́йте забу́дем об э́том — bunun üzerinden sünger geçirelim
я э́того ему́ не забу́ду — bunu yanına bırakmam / komam
об э́том и ду́мать забу́дь! — onu aklından çıkar!
забу́дь туда́ доро́гу! — kes ayağını o yerden!
что он там забы́л? — orada nesini unutmuş ki?
-
2 запамятовать
unutmak,aklından çıkmak* * *сов., разг.unutmak; aklından çıkmak -
3 разучиваться
несов.; сов. - разучи́ться...masını unutmakразучи́ться танцева́ть — dans etmesini unutmak
-
4 оставлять
несов.; сов. - оста́витьоста́вь письмо́ на столе́ — mektubu masanın üstüne bırak
оста́вь ве́щи у сосе́да — eşyanı komşuna bırak
у кого́ бы (мне) оста́вить ребёнка? — çocuğumu kime bırakayım / ısmarlayayım?
я, наве́рно, оста́вил чемода́н в ваго́не — bavulu vagonda unutmuşum
кому́ он оста́вил своё иму́щество? — malını kime bıraktı?
оста́вить письмо́ без отве́та — mektubu cevapsız bırakmak
он оста́вил жену́ — karısını bıraktı
оставля́ть следы́ — iz bırakmak
оставля́ть хоро́шее впечатле́ние — iyi bir izlenim bırakmak
оста́вить усы́ — bıyık bırakmak
2) ( задерживать) alıkoymakоста́вить кого-л. на обе́д / обе́дать — yemeğe alıkoymak
оста́вить кого-л. на второ́й год — (sınıfta) bırakmak; döndürmek
3) (сохранять, приберегать) alıkoymak; saklamak; ayırmakоста́вь нам два биле́та — bizim için iki bilet kapat
4) (прекращать, бросать) (vaz)geçmek; el çekmekоста́вь ты э́ту (свою́) привы́чку! — vazgeç sen bu huyundan!
••оста́вить кого-л. в поко́е — rahat bırakmak; kendi haline bırakmak
оста́вить за собо́й пра́во... —......mak hakkını saklı tutmak
не оставля́ть сомне́ния в чём-л. — bir şeyden şüphe bırakmamak
не оставля́ть ме́ста для сомне́ний — şüpheye yer bırakmamak
-
5 позабыть
сов.
См. также в других словарях:
unutmak — I, 215bkz: unıtmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
unutmak — i 1) Aklında kalmamak, hatırlamamak Kaç kere aynı palavralarla kendimi avutmuş, öfkemi geçirmiş, sonradan hepsini unutmuştum. R. H. Karay 2) Bir şeyi dalgınlıkla bir yerde bırakmak 3) Bir şeyi yapamaz duruma gelmek Onu da bilirdim eskiden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzünü unutmak — (bir kimsenin veya bir şeyin) uzun süre görmemek, varlığına hasret kalmak İnsanlar Tanrı rahmeti olan yağmurun yüzünü çoktan unutmuşlardı. N. Araz … Çağatay Osmanlı Sözlük
aklından çıkmak — unutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İFHA' — Unutmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
unıtmak — unutmak, I, 215; II, 325bkz: unutmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
EME — Unutmak, nisyân. * İkrar etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NİSYAN — Unutmak, hatırdan çıkarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Müzeyyen Senar — (born 1918) is a Turkish classical music performer. Born in Gököz in the Keles district, Bursa, Ottoman Empire, she is known as the diva of the Turkish Republic.[1][2] Contents 1 Life 2 … Wikipedia
avunmak — nsz 1) Bir şeyle uğraşarak acısını unutmak, sıkıntılardan uzaklaşmak, teselli bulmak, müteselli olmak Ne de olsa amcam; ya bir yabancıya varsa ne yapacaktık, diye avunuyordu. E. Bener 2) Oyalanmak, yetinmek Dünyadan bezmiş bir hâli var, hiçbir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bırakmak — i 1) Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak 2) nsz Koymak Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı. T. Buğra 3) Bir işi başka bir zamana ertelemek Gezmeyi haftaya bıraktık. 4) Unutmak Acaba eldivenlerimi nerede bıraktım? 5) Bulunduğu yeri veya durumu… … Çağatay Osmanlı Sözlük