-
1 toplamak
I vt1) sammeln, versammeln; ( bir araya getirmek) zusammentragençocukları etrafına \toplamak die Kinder um sich versammelnalkış \toplamak Beifall ernten3) ( devşirip kaldırmak) abräumensofrayı \toplamak den Tisch abräumen4) ( dağınıklıktan kurtarmak) aufräumenyatakları \toplamak die Betten machen5) ( irin) bilden6) ( biriktirmek) zusammensparenservet \toplamak Reichtümer ansammeln7) math addieren, zusammenzählen, summieren8) ( hizmete çağırmak) einberufenasker \toplamak Soldaten einberufenaklını başına \toplamak Vernunft annehmenII vi1) ( şişmanlamak) zunehmen2) ( irinlenmek) eitern -
2 toplamak
1. v/t versammeln; einsammeln; Betten machen; Blumen pflücken; Flugzeug abfangen; Kapital ansammeln, zusammensparen; Koffer packen; Müll abfahren; Rock, Kleid raffen, ordnen; Person: wegschaffen; Soldaten einberufen; Steuern eintreiben; Tisch abräumen; Zelt abbrechen; Zimmer aufräumen; MATH addieren, zusammenzählen; AUTO generalüberholen; EDV zusammenstellen2. v/i Person: zunehmen, voller werden; sich herausmachen; Wunde: eitern -
3 toplamak
В1) собира́ть, подбира́ть; получа́ть (долги и т. п.)kırlardan çiçek toplamak — собира́ть цветы́ в поля́х
2) собира́ть, созыва́ть; звать, приглаша́ть; призыва́ть (на военную службу)asker toplamak — мобилизова́ть, призыва́ть в солда́ты
3) сосредото́чивать, концентри́ровать; нака́пливатьdevlet elinde toplamak — концентри́ровать в рука́х госуда́рства
4) убира́ть; прибира́ть; скла́дыватьsofrayı toplamak — убра́ть со стола́; сверну́ть ска́терть
yatakları toplamak — убра́ть посте́ли
5) поправля́ться; полне́ть6) нагна́иваться; нарыва́ть (о ране)7) мат. скла́дывать, производи́ть сложе́ние, сумми́ровать◊
kendini toplamak — взять себя́ в ру́ки; прийти́ в себя́; собра́ться с мы́слями; опо́мниться◊
saçları toplamak — причёсывать во́лосы◊
uçağı toplamak — вы́ровнять самолёт (в полёте) -
4 toplamak
набра́ть пожина́ть собира́ть собра́ть сумми́ровать* * *-i1) собира́тьcübbesinin eteklerini toplamış — он подобра́л по́лы [своего́] хала́та
kırlardan toplamak — собира́ть цветы́ в поля́х
2) собира́ть, созыва́ть; приглаша́тьaskere toplamak — призыва́ть в а́рмию, мобилизова́ть
arkadaşlarını topladı — он пригласи́л свои́х друзе́й
3) копи́тьepey servet toplamış — он накопи́л значи́тельное бога́тство
4) сде́лать убо́рку, привести́ в поря́док, прибра́тьsofrayı toplamak — убра́ть со стола́
yatakları toplamak — убра́ть посте́ли
5) нагна́иваться, нарыва́ть ( о ране)6) полне́ть, приба́вить в ве́се7) мат. производи́ть сложе́ние, сумми́ровать -
5 toplamak
v. collect, assemble, bring together, sum up, add together, add up, combine, pick up, gather, gather up, clear away, accumulate, add, agglomerate, aggregate, amass, build, call in, cast up, club, compile, concentrate, congest, congregate, consolidate--------toplamak (yorgan vb.)v. fold down back* * *1. add 2. collect 3. gather -
6 toplamak
җыю; кушу; туплау -
7 toplamak
убирать, аккумулировать, собирать, сосредотачивать, накапливать, суммироватьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > toplamak
-
8 toplamak
berhev kirin--------berhevkirin--------civandin--------dan hev--------hilçinîn--------kom kirin -
9 toplamak
Toplamaq -
10 toplamak
akumulować; gromadzić; kumulować; nagromadzić; narastać; skupiać; zbierać; zgromadzić -
11 toplamak
гьоин, шыпын, гъоин, къэшыпын, шыпэн, къеуг___ -
12 toplamak
جمعلم -
13 toplamak
-
14 toplamak
"to collect, to gather, to assemble, to gather sb/sth round; to add, to total; to amass, to accumulate; to pick, to gather sth; (ekin) to reap; to put on weight; to tidy up; to convene, to convoke" -
15 toplamak
"1. /ı/ to gather, collect. 2. /ı/ math. to add, add up, total. 3. /ı/ to amass, accumulate. 4. /ı/ to pick, harvest. 5. /ı/ to straighten up, tidy up, pick up. 6. /ı/ to convene, convoke. 7. /ı/ to clear (the table) (after a meal). 8. /ı/ to confiscate, seize. 9. to put on weight, gain weight. 10. (for a festering pustule, wound, etc.) to come to a head, become swollen with pus. 11. (for the sky) to become filled with rain or snow clouds, lower; (for rain or snow clouds) to gather. " -
16 toplamak
akumulovat; hromadit; nasbírat; nashromáždit; sbírat; sebrat; shromáždit; shromažďovat -
17 derlemek, toplamak
1) (derlemek, toplamak işini yapmak) угъоен/угъуэен (МЭУГЪУАЕ) -
18 aklını başına toplamak
-
19 derleyip toplamak
= derleyip toparlamak приводи́ть в поря́док тж. перен. -
20 keli körü toplamak
собра́ть вся́кий сброд
См. также в других словарях:
toplamak — i 1) Bir araya getirmek Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak. O. S. Orhon 2) nsz Devşirmek Kırlardan çiçek topladık. 3) Devşirip kaldırmak Sofrayı toplamak. Yatakları toplamak. 4) Dağınıklıktan kurtarmak Bu odayı biraz toplamak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pılıyı pırtıyı (veya pılı pırtıyı) toplamak — gitmek üzere bütün eşyalarını toplamak Dört sene sonra ustası pılıyı pırtıyı toplamış, geldiği memlekete geri dönmüş. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
tası tarağı toplamak — 1. tkz. gitmek üzere bütün eşyasını toplamak Büyükada da misafir akınından kaçan ev sahipleri gibi tası tarağı toplamışlar, civardaki dağlara kaçmışlar. R. N. Güntekin 2. her türlü ilişkiyi kesmek üzere hazırlanmak Tası tarağı toplayıp ortalıktan … Çağatay Osmanlı Sözlük
başak toplamak — tarlalarda kalmış başakları veya bağlarda dökülmüş meyveleri toplamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bohçasını toplamak — eşyasını toplamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
keli körü toplamak — işe yaramaz kimseleri toplamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
alaka çekmek (veya toplamak veya uyandırmak) — ilgi çekmek Bu sahneyi mangalın başında Havva Hanım bize kaç defa tekrar etti, hatırlayamam. Ama her defasında bizde büyük bir alaka uyandırıyordu. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
derleyip toplamak (veya toparlamak) — dağınık olan şeyleri bir araya getirip düzenlemek, düzene sokmak Söylediklerini derleyip toparlamak, bir sonuca varmak işi okuyucusuna düşüyor. N. Cumalı Selim çekinerek girdi. Filiz dikişini derleyip topladı, yer gösterdi. O. Rifat … Çağatay Osmanlı Sözlük
parsayı başkası toplamak — bir emeğin karşılığını o emeği çeken değil, başka biri almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendinde toplamak — kendi üzerinde bulundurmak, kendi varlığı içinde yer almasını sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sofrayı kaldırmak (veya toplamak) — yemek yendikten sonra masa, sini vb.ni temizlemek Sofrayı topladıktan sonra yanımıza uğramadı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük