-
61 sürekli simülasyon
continuous simulation -
62 sürekli soğuma çizgesi
continuous cooling diagram -
63 sürekli soğuma dönüşümü
continuous cooling transformation -
64 sürekli su verme
continuous quenching -
65 sürekli tavlama
continuous annealing -
66 sürekli temel
continuous footing -
67 sürekli ters gerilim
continuous reverse voltage -
68 sürekli tv dizisi
soap opera -
69 sürekli yük
continuous load -
70 sürekli acı var
It hurts constantly. -
71 sürekli ateş etmek
v. blaze away -
72 sürekli biçimde
adv. permanently -
73 sürekli boya
n. permanent tint -
74 sürekli değişen
adj. kaleidoscopic -
75 sürekli değişen manzara
n. kaleidoscope -
76 sürekli değişmeler
n. chops and changes -
77 sürekli endişe
n. obsession -
78 sürekli giymek
v. have in constant wear -
79 sürekli iş değiştiren kimse
n. floater -
80 sürekli karla kaplı alan
n. snowfield
См. также в других словарях:
sürekli — sf. 1) Kesintisiz olarak süren, kalıcı, devamlı, baki, daimî 2) zf. Uzun süreli olarak, daima 3) dbl. Ötümlü Birleşik Sözler sürekli ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürekli ünsüz — is., dbl. Ötümlü ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürekli edim — borçluyu belli bir süre, belli davranış ya da davranış biçimleri ile bağlı bulunmakla yükümlü kılan edim … Hukuk Sözlüğü
yıl on iki ay — sürekli olarak, sürekli bir biçimde … Çağatay Osmanlı Sözlük
bahtı kara olmak — sürekli olarak talihi yaver gitmemek, mutsuz olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bukalemun gibi renkten renge girmek — sürekli düşünce değiştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
daim etmek (veya eylemek) — sürekli kılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
didişip durmak — sürekli olarak birbirini hırpalamak Böylece, Serdar la didişip durmak derdinden de kurtulmuştu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolanıp durmak — sürekli olarak aynı yerde gezinmek Dolap beygirinin en büyük şansı gözlerinin bağlı olmasıdır; böylece aynı çember içinde dolanıp durduğunun farkında olmaz. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
hıçkırık tutmak — sürekli olarak hıçkırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanayan yara olmak — sürekli sıkıntı, üzüntü ve zarar veren bir durumda olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük