Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

parlamak

См. также в других словарях:

  • parlamak — nsz 1) Güçlü bir ışık çıkarmak, ışık saçmak O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; / O benimdir, o benim milletimindir ancak. M. A. Ersoy 2) Bir ışık kaynağından gelen ışınları yansıtmak Ayna parlıyor. 3) Tutuşup alev çıkarmak Pof diye gaz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alev gibi parlamak — canlı, ışıl ışıl olmak Gözleri siyah bir alev gibi parlıyordu. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yıldızı parlamak — başarı yönünden herkesin dikkatini çekecek bir duruma gelmek, ün kazanmak Yeni Dâhiliye Nazırı Zati Bey in yıldızı parladıkça Zaptiye Nazırı Selim Paşa nın ikbali sönmeye yüz tuttu. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüreği parlamak — coşmak, heyecanlanmak Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parlar, gönlü ateş alır adam olmalı. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözleri parlamak — gözlerinde sevinç ve istek belirmek İki kere gidip geldikten sonra gözleri parladı, evi bulmuştu. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HEFAFE — Parlamak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • REHREHE — Parlamak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • yalanlamak — parlamak, direhşan olmak; yalvarmak, rica etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaldıramak — parlamak, direhşan etmek, uzakdan şâşâli görünmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yılamak — parlamak, alevlendirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • IDAE — Parlamak veya parlatmak. Ruşen etmek veya ruşen olmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»