-
1 ارتج
اِرْتَجَّ1. dingildemekAnlamı: sallanmak, oynamak2. çalkalanmakAnlamı: çalkalama işine konu olmak3. tirildemekAnlamı: titremek4. sallanmak5. zangırdamak6. zıngırdamakAnlamı: zangırdamak -
2 تأرجح
Iتَأَرْجَحَ1. dingildemekAnlamı: sallanmak, oynamak2. çalkalanmakAnlamı: çalkalama işine konu olmak3. titremekAnlamı: salınım hareketlerini yapmak4. sallanmak5. zangırdamak6. zıngırdamakAnlamı: zangırdamakIIتَأَرْجُح1. sallantıAnlamı: sallanmak işi2. zangırtıAnlamı: güçlü titremeyle oluşan ses, gürültü3. ihtizazAnlamı: titreşme4. titreşimAnlamı: küçük ve hızlı salınım -
3 احتال
aldatmak; ayartmak; kandırmak; oynamak -
4 تحرك
davranış; devim; devinim; hareket; hareketlenmek; kımıldanma; kımıltı; kıpırtı; oynamak; tepkime -
5 خدع
aldatmak; ayartmak; kandırmak; oynamak -
6 لعب
cümbüş; eğlence; eğlenti; oynamak; oynatmak; oyun; zevkusafa -
7 احتال
اِحْتالَ1. aldatmak2. oynamakAnlamı: rastgele yön vermek, aldatmak3. kandırmakAnlamı: aldatmak4. ayartmakAnlamı: baştan çıkarmak, doğru yoldan saptırmak -
8 اختلج
اِخْتَلَجَ1. bıngıldamakAnlamı: yumuşaklık veya şişmanlık sebebiyle oynamak, titremek2. ürpermekAnlamı: korku, tiksinti, üşüme yüzünden tüylerin ani titremek -
9 ارتجف
اِرْتَجَفَ1. bıngıldamakAnlamı: yumuşaklık veya şişmanlık sebebiyle oynamak, titremek2. tirildemekAnlamı: titremek3. titremekAnlamı: salınım hareketlerini yapmak4. ürpermekAnlamı: korku, tiksinti, üşüme yüzünden tüylerin ani titremek -
10 ارتعش
اِرْتَعَشَ1. bıngıldamakAnlamı: yumuşaklık veya şişmanlık sebebiyle oynamak, titremek2. titremekAnlamı: salınım hareketlerini yapmak -
11 انتفض
اِنْتَفَضَ1. bıngıldamakAnlamı: yumuşaklık veya şişmanlık sebebiyle oynamak, titremek2. silkelenmekAnlamı: silkinmek3. ürpermekAnlamı: korku, tiksinti, üşüme yüzünden tüylerin ani titremek -
12 اهتز
اِهْتَزَّ1. çalkalanmakAnlamı: çalkalama işine konu olmak2. titremekAnlamı: salınım hareketlerini yapmak3. sallanmak4. zangırdamak5. zıngırdamakAnlamı: zangırdamak -
13 تحرك
Iتَحَرَّكَ1. hareketlenmekAnlamı: hareket kazanmak, harekete geçmek2. oynamakAnlamı: kımıldamak, hareket etmekIIتَحَرُّك1. kımıldanmaAnlamı: kımıldamak veya kımıldanmak işi, hareket2. hareket3. kımıltıAnlamı: hafif ve sürekli kımıldama4. kıpırtıAnlamı: sürekli ve hafifçe kımıldanma, kımıltı5. tepkimeAnlamı: tepkimek işi6. devimAnlamı: devinim7. devinimAnlamı: devinmek ışı, hareket8. davranışAnlamı: davranmak işi veya biçimi, tutum, muamele, hareket -
14 ترجرج
تَرَجْرَجَ1. çalkalanmakAnlamı: çalkalama işine konu olmak2. donakalmakAnlamı: şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek3. kalakalmakAnlamı: bir durum karşısında şaşırmak4. salınmak5. sallanmak6. zıngırdamakAnlamı: zangırdamak7. zangırdamak8. depreşmekAnlamı: yeniden ortaya çıkmak, nüksetmek -
15 تلعب
-
16 تهزهز
تَهَزْهَزَ1. dingildemekAnlamı: sallanmak, oynamak2. çalkalanmakAnlamı: çalkalama işine konu olmak3. tirildemekAnlamı: titremek4. titremekAnlamı: salınım hareketlerini yapmak5. zıngırdamakAnlamı: zangırdamak6. zangırdamak -
17 خدع
خَدَعَ1. aldatmak2. oynamakAnlamı: rastgele yön vermek, aldatmak3. kandırmakAnlamı: aldatmak4. ayartmakAnlamı: baştan çıkarmak, doğru yoldan saptırmak -
18 خضخض
خَضْخَضَ1. silkmekAnlamı: bir şeyi kuvvetle sallamak, sarsmak2. sallanmak3. sarsmakAnlamı: sallamak, oynatmak, kımıldatmak4. zıngırdamakAnlamı: zangırdamak -
19 ذبذب
ذَبْذَبَ1. sallanmak2. sarsmakAnlamı: sallamak, oynatmak, kımıldatmak3. zıngırdamakAnlamı: zangırdamak4. zangırdamak -
20 رج
IرَجّsallamakIIرَجَّ1. silkmekAnlamı: bir şeyi kuvvetle sallamak, sarsmak2. çalkalanmakAnlamı: çalkalama işine konu olmak3. sallanmak4. sarsmakAnlamı: sallamak, oynatmak, kımıldatmak5. zangırdamak6. zıngırdamakAnlamı: zangırdamak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
oynamak — oynamak. I, 225. 226, 240; I I, 114, 226; II I, 131, 377 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
oynamak — nsz 1) Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. H. R. Gürpınar 2) Herhangi bir tutku, ilgi vb. sebeple bir şeye kendini vermek Babalar çocuklarının yanında rakı içer,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kumar oynamak — 1) ortaya para koyarak talih oyunu oynamak Kazanacağından emin olmadıkça kumar oynamak deliliktir. A. İlhan 2) mec. olumlu sonuçlanması şüpheli olan bir işe bile bile girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşık atmak (veya aşık oynamak) — aşık kemiğiyle oyun oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şıkır şıkır oynamak — 1) canlı bir biçimde oynamak 2) mec. çok sevinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tandem oynamak — sp. kalecinin önünde savunmak amacıyla duran iki oyuncu paslaşarak oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzatmaları oynamak — 1) bir görevde son zamanlarını yaşamak 2) sp. oyunda uzatma dakikalarını oynamak 3) mec. ölmek üzere olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cirit oynamak — 1) cirit oyununu oynamak Bu dallardan kendimize atlar yapar, cirit oynar, yarışa çıkardık. Ö. Seyfettin 2) istediği biçimde, keyfince davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt oynamak — iskambil kâğıtlarını kullanarak çeşitli oyunlar oynamak Birkaç soba etrafında çay içiyorlar, tavla ve kâğıt oynuyorlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kozunu oynamak — elindeki en üstün ve son imkânı kullanmak Artık iki taraf da son kozlarını oynamak, sonlarının üzerine yürümek zorunda idiler. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük oynamak — 1) çok para koyarak kumar oynamak 2) mec. büyük risk ve beklentilerle bir işe girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük