-
41 mediocre
adj. sıradan, alelâde, olağan, vasat, orta* * *1. orta 2. orta derecede 3. vasat* * *[mi:di'oukə](not very good or great; ordinary: a mediocre performance/effort.) orta -
42 normal
adj. normal, olağan, tipik, ortalama, dik açılı, dikey————————n. normal, standart, dikey doğru* * *normal* * *['no:məl](usual; without any special characteristics or circumstances: How much work do you do on a normal day?; normal people; His behaviour is not normal.) normal- normally -
43 out
adj. dış, dışarıdaki, uzaktaki, modası geçmiş, olanaksız, işe yaramaz, muhalefet————————adv. dışarı, dışarıya, dışarıda, uzakta, açıkta, bitmiş, kalmamış, çıkmış, yeni çıkmış, açığa çıkmış, yüksek sesle, sesli olarak, modası geçmiş, eskimiş, yıpranmış, pratiğini yitirmiş, sönmüş, bozulmuş, eksik, grevde, hatalı————————interj. dışarı, defol, çık dışarı————————n. atlanmış sözcük, aut, çizgi dışı, çözüm, kurtuluş, çıkar yol, çıkış————————prep. daha iyi, daha çok, fazla, büyük, aşkın————————v. dışarı çıkarmak, çıkarmak, dışarı atmak, kovmak, nakavt etmek* * *dışarı* * *1.1) (adverb, adjective not in a building etc; from inside a building etc; in(to) the open air: The children are out in the garden; They went out for a walk.) dışarı, dışarda, dışarıya2) ( adverb from inside (something): He opened the desk and took out a pencil.) dışarı, dışarıya3) (adverb, adjective away from home, an office etc: We had an evening out; The manager is out.) dışarı, dışarda, dışarı çıkmış4) (adverb, adjective far away: The ship was out at sea; He went out to India.) uzakta, uzağa5) ( adverb loudly and clearly: He shouted out the answer.) yüksek sesle, bağırarak?6) ( adverb completely: She was tired out.) tamamen, iyice7) (adverb, adjective not correct: My calculations seem to be out.) hatalı8) (adverb, adjective free, known, available etc: He let the cat out; The secret is out.) biliniyor, açığa çıkmış9) (adverb, adjective (in games) having been defeated: The batsman was (caught) out.) oyun dışı10) (adverb, adjective on strike: The men came out in protest.) grevde11) (adverb, adjective no longer in fashion: Long hair is definitely out.) modası geçmiş12) (adverb, adjective (of the tide) with the water at or going to its lowest level: The tide is (going) out.) alçalmış, alçalıyor13) ( adjective unacceptable: That suggestion is definitely out.) imkânsız2. as part of a word1) (not inside or near, as in out-lying.) içte ya da yakın değil2) (indicating outward movement, as in outburst.) dışa doğru hareket3) (indicating that the action goes further or beyond a normal action, as in outshine.) Not: işin olağan sınırları geçtiğini gösterir.•- outer- outermost
- outing
- outward
- outwardly
- outwards
- out-and-out
- out-of-date
- out-of-pocket
- be out of pocket
- out of print
- out of sight
- out of sight, out of mind
- out-of-the-way
- be out for
- be out to
- out of
- out of doors
- out of it
- out of order
- out of the way
- out of this world
- out of work -
44 out of the ordinary
olağandışı, olağanüstü* * *(unusual: I don't consider her behaviour at all out of the ordinary.) olağan dışı, görülmemiş -
45 out of the way
uzak, sapa, ücra, olağandışı, garip, acayip* * *sapa* * *(unusual: There was nothing out of the way about what she said.) olağan dışı -
46 deviant
adj. normaldan sapan* * *1. olağan dışı 2. sapık -
47 preternatural
adj. olağandışı, doğaüstü, olağanüstü, anormal* * *olağan dışı -
48 mundane
adj. dünyevi, dünyasal, olağan -
49 run of the mill
adj. olağan, değirmen arkı, sıradan, alelâde, bayağı -
50 the usual thing
n. adet, olağan şey, alışılmış şey -
51 usual channels
n. alışılagelmiş yollar, olağan ulaşma yolları -
52 mundane
adj. dünyevi, dünyasal, olağan -
53 run of the mill
adj. olağan, değirmen arkı, sıradan, alelâde, bayağı -
54 the usual thing
n. adet, olağan şey, alışılmış şey -
55 usual channels
n. alışılagelmiş yollar, olağan ulaşma yolları -
56 شائع
cari; meşhur; olağan; popüler; sanlı; yaygın -
57 طبيعي
adî; alelâde; alışılmış; babayani; doğal; doğuştan; mutat; natürel; normal; olağan; sıradan; tabiî; yapmacıksız -
58 عادي
adî; alelâde; alışılmış; bayat; demode; ezelî; harcıâlem; mutat; normal; olağan; sıradan; tabiî -
59 alltäglich
-
60 gewöhnlich
gewöhnlich adj olağan, günlük, sıradan; (unfein) kaba, bayağı;wie gewöhnlich alışıldığı gibi/üzere; her zamanki gibi
См. также в других словарях:
olağan — sf. 1) Sık sık olan, olagelen, doğal, tabii, olmadık karşıtı Dilimizi doğru yazmak, doğru konuşmak olağan değil, ulusal bir görevdir. T. Buğra 2) Alışılmış olan, normal Mutluluğa, bolluğa alışmayacak, bunları olağan görmeyecek insan yoktur. H. E … Çağatay Osmanlı Sözlük
olağan dışı — sf. Sıra dışı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çabuk parlayan çabuk söner — olağan sayılmayacak kadar kısa bir zamanda olan bir gelişmenin sürekli olamayacağını anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
eceliyle ölmek — olağan sayılan herhangi bir biçimde ölmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğal — sf. 1) Doğada olan, doğada bulunan 2) Doğada rastlandığı gibi, doğaya uygun olan, doğa güçlerine, kurallarına uyan, tabii, natürel 3) Kendiliğinden olan, insan eliyle yapılmamış, yapay karşıtı Doğal liman. Doğal sınır. 4) Yapmacık olmayan 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tabii — sf., Ar. ṭabīˁī 1) Doğada olan, doğada bulunan 2) Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi Sıcaklar arttıkça serin yerler aramak, âdeta tabii bir ihtiyaç hâline geliyor. A. Rasim 3) Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Derya Bard Sarıaltın — Personal information Birth name Svana Bard[1] Nationality Turkish Born May 14, 1977 (1977 05 14) (age 34) … Wikipedia
Reşat Nuri Güntekin — Infobox Person name = Reşat Nuri Güntekin image size = 150px caption = birth date = 25 November 1889 birth place = Istanbul, Turkey flagicon|Ottoman Empire death date = 7 December 1956 death place = London, England flagicon|United Kingdom… … Wikipedia
Shibumi — means Effortless Perfection From Robert Hudson : In our striving to learn Jujitsu there is a spoken and unspoken truth that we all desire to perform a technique with graceand fluidity, perfect motion. To also have a state of mind in harmony and… … Wikipedia
Güntekin — Reşat Nuri Güntekin (* 1889 in Istanbul; † 7. Dezember 1956 in London) war ein türkischer Romanautor, Verfasser von Kurzgeschichten und Theaterstücken. Romane wie Çalıkuşu (1922) und Yaprak Dökümü (1939) wurden in der Türkei große Erfolge, zum… … Deutsch Wikipedia
Resat Nuri Güntekin — Reşat Nuri Güntekin (* 1889 in Istanbul; † 7. Dezember 1956 in London) war ein türkischer Romanautor, Verfasser von Kurzgeschichten und Theaterstücken. Romane wie Çalıkuşu (1922) und Yaprak Dökümü (1939) wurden in der Türkei große Erfolge, zum… … Deutsch Wikipedia