-
1 nihayet
cíl; konec; mez; smrt; účel; zánik
См. также в других словарях:
nihayet — is., Ar. nihāyet 1) Son Ben nihayete doğru yanımdaki çocuğu dürterek kalktım. Ö. Seyfettin 2) zf. (ni ha:yet) Sonunda Uzun bir münakaşadan sonra nihayet işi şakaya dökmek zorunda kaldı. Y. K. Karaosmanoğlu 3) zf. den başka bir şey değil Ama bu,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nihayet — (A.) [ ﺖیﺎﻬﻥ ] son. ♦ nihayet bulmak sona ermek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
nihayet vermek — 1) ilişkiyi kesmek, bir işi, alışkanlığı yapmaktan vazgeçmek Tekaüt olduktan sonra doktorlara inat, oburluğa, nargileye bir nihayet vermemişti. Ö. Seyfettin 2) bitirmek, tamamlamak, sonuçlandırmak Bu komediye nihayet vermek, buraya bir daha… … Çağatay Osmanlı Sözlük
NİHAYET-PEZİR — Son bulan. Nihâyet bulur olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NİHAYET — Son, uç, son derece. * Çok … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NİHAYET-ÜL EMR — İşin nihayetinde, işin sonunda. Netice … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NİHAYET-ÜN NİHAYE — En sonunda. Akıbet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NİHAYET-İ AZM — Kemik ucu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GIBB — Nihayet, son, netice. * İki günde bir. Gün aşırı. * den, dan, sonra mânâlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HİDAS — Nihayet, son, netice, bitim … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MAKSAR — Nihâyet, son, netice … Yeni Lügat Türkçe Sözlük