-
21 what a pity
ne yazık, vah vah, yazık -
22 it's a pity
çok yazık, yazık -
23 what a pity
ne yazık, vah vah, yazık -
24 schade
schade präd adj: es ist schade çok yazık;wie schade! ne yazık!;zu schade für -e oder için fazla iyi -
25 leider
maalesef, ne yazık ki;ich kann \leider nicht kommen maalesef gelemeyeceğim;\leider Gottes! heyhat!, (ne) yazık! -
26 efsûs
farsça افسوس yazık, çok yazık, eyvahlar olsun. -
27 unglücklicherweise
maalesefne yazıkyazık ki -
28 أسف
IأَسَفesefAnlamı: acınma, yerinmeIIأَسِف1. esefAnlamı: acınma, yerinme2. maatteessüfAnlamı: ne yazık ki3. maalesefAnlamı: ne yazık ki4. pişmanأَسِفَacınmakAnlamı: yerinmek, eseflenmek -
29 أسيف
-
30 متأسف
-
31 hélas
-
32 malheureusement
par malheur ne yazık ki◊Malheureusement, je ne peux pas t'accompagner. — Ne yazık ki, seninle gelemeyeceğim.
-
33 ах
ha!; vay!; ah!,aman!; vah!* * *1) ( выражает внезапное удивление) ha!; vayах, вон оно́ что! — öyle ha!
ах, ты угрожа́ть! — tehdit ha!
ах, ты здесь? — vay sen burada mısın?
2) (выражает радость, восхищение) ah!, aman (da)!ах, как краси́во! — ah / aman ne güzel!
3) (выражает жалость, сожаление, горе) ah!, vah (vah)!ах, кака́я жа́лость! — vah vah, pek yazık oldu!
ах, бедня́жка! — vah zavallı!
ах, что ты наде́лал! — ah, sen ne ettin!
4) (выражает нетерпение, недовольство) amanах, оста́вьте меня́ в поко́е! — aman, bırakın beni!
5) (выражает возмущение, негодование) hay!; gidi!; ah!ах, чёрт возьми́! — hay aksi şeytan!
ах ты, безде́льник! — seni gidi haylaz!, seni haylaz seni!
ах, лентя́й! — hay tembel (hay)!
••ах да, чуть не забы́л спроси́ть... — ha, az kaldı... sormayı unutuyordum
-
34 досада
can sıkıntısı* * *ж1) canı sıkılma; üzüntü ( огорчение)2) безл., → сказ., в соч.кака́я доса́да! — ne yazık!
-
35 досадно
безл., → сказ.как доса́дно! — ne yazık!
доса́дно, что ты уезжа́ешь за́ день до пра́здника — bayrama bir gün kala gitmen üzücüdür
доса́дно слы́шать таки́е ре́зкости — böylesine sert sözlerden insanın canı sıkılır
-
36 жалость
acıma* * *жвы́звать чу́вство жа́лости у кого-л. — birinim acıma duygusu uyandırmak, birini acındırmak
••кака́я жа́лость! — ne yazık!
-
37 ой
ay; ufой, бо́льно! — uf, canım yandı!
ой, как краси́во! — ay / oy, ne güzel!
ой, э́то ты? — ay, sen miydin?
ой, как жа́лко! — vah vah, ne yazık (oldu)!
-
38 сожаление
с1) ( чувство огорчения) üzüntü, esefс сожале́нием — üzülerek, esefle
вы́разить глубо́кое сожале́ние по по́воду... —...dan dolayı derin üzüntülerini belirtmek
2) (жалость, сострадание) acıma, merhametиз сожале́ния к кому-л. — birine acıyarak / merhameten
досто́йный сожале́ния (прискорбный) — üzülecek, teessüfe değer
••к сожале́нию — ne yazık ki, maalesef
-
39 alas!
[ə'læs](used to express grief: Alas, he died young!) ne yazık ki -
40 bad luck!
(an expression of sympathy for someone who has failed or been unlucky.) Yazık!, Vah vah!
См. также в других словарях:
yazık etmek (veya olmak) — bir şey veya kimseye zarar vermek (verilmek) Kumaşa yazık etti. Çocuğa yazık ettiniz. Masrafa yazık oldu. Adama yazık oldu … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazık — is., ğı 1) Herkesi üzebilecek şey, günah 2) ünl. Acınma, üzüntü anlatan bir söz Yazık! Bu iş böyle mi olacaktı? 3) ünl. Kınama anlatan bir söz Yazık sana! Böyle mi yapacaktın? Birleşik Sözler yazık günah Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazık günah — ünl. Büyük üzüntü ve kınama anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
günah olmak — yazık olmak Bu mala bu kadar para vermek günah olur … Çağatay Osmanlı Sözlük
esiz — yazık, esef, III, 51bkz: essiz, ısız, ıssız, isiz … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MAA-T-TEESSÜF — Yazık ki. Esefle. Teessüfle beraber … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MAAL-ESEF — Yazık ki. Maalesef … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Candan Ercetin — Candan Erçetin Candan Erçetin Naissance 10 février 1963, Kırklareli … Wikipédia en Français
Candan Erçetin — Naissance 10 février 1963, Kırklareli, Turquie Années d activité de … Wikipédia en Français
hebâ — (A.) [ ﺎﺒه ] boş. ♦ hebâ etmek yitirmek, yazık etmek, elden kaçırmak. ♦ hebâ olmak yitmek, yazık olmak, yok olmak. ♦ hebâya gitmek boşa gitmek, yazık olmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
heder — (A.) [ رﺪه ] yazık olma, boşa gitme. ♦ heder etmek yazık etmek, yitirmek, boşa harcamak. ♦ heder olmak yazık olmak, yitmek, kaybolmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü