-
1 mevzu
mevzua girmek zur Sache kommen -
2 mevzu
-
3 mevzubahis
mevzubahis (mevzuubahis) <- hsi> Gesprächsgegenstand m;mevzu(u)bahis olan şu es geht um Folgendes;mevzu(u)bahis değil es geht nicht um -
4 mevzuubahis
mevzubahis (mevzuubahis) <- hsi> Gesprächsgegenstand m;mevzu(u)bahis olan şu es geht um Folgendes;mevzu(u)bahis değil es geht nicht um -
5 laf
laf [lãf]I s\laf aramızda kalsın, ... das bleibt unter uns,..., unter uns gesagt,...\lafa dalmak ( fam) sich verplaudernbir çift \laf etmek ein paar Worte sagenbu ne biçim \laf? was ist das für ein Ausdruck?büyük \laf etmek große Töne spucken\lafı geçmek ( sözü dinlenmek) das Sagen haben; ( bahsedilmek) erwähnt werden\laftan anlamayanın hakkı kötektir ( prov) wer nicht hören will, muss fühlen\laf atmak ( konuşmak) reden; ( sözle sarkıntılık etmek) anmachen (-e)\laf yapmak ( fam) ( dedikodu yapmak) tratschen, klatschen\lafa karışmak dazwischenredenuzun \lafın kısası der langen Rede kurzer Sinn\lafı değiştirmek das Thema wechselnII interj\laf! quatsch!, dummes Geschwätz!
См. также в других словарях:
mevzu — is., Ar. mevżūˁ Konu Para aklımdan geçen bir mevzu olmamıştır. A. Gündüz Birleşik Sözler mevzubahis bahis mevzusu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mevzuya girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mevzû — (A.) [ عﻮﺽﻮﻡ ] konu … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MEVZU' — Bahis. Üzerinde durulan mes ele. * Aşağılanmış olan. * Konulmuş. Vaz olunmuş. * Uydurma. Doğru ve hakikat olmayan. * Geçer olan, muteber, işlemekte olan, câri … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mevzu-i bahis — (A. F.) [ ﺚﺤﺑ عﻮﺽﻮﻡ ] sözkonusu … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MEVZU-U BAHS — Kendisinden bahsedilen. Bahis konusu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HADÎS-İ MEVZU' — Başkası tarafından söylendiği hâlde Peygamberimize (A.S.M.) isnad edilen hadis. Muan an veya senedlerle tesbit edilmemiş hadistir. Manası yanlış demek değildir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İLTİFAT — Güzel sözle samimi olarak okşamak. Yüz göstermek. Teveccüh etmek. İyilik etmek. Lütfetmek. * Dikkat, itina. * Edb: Bir mevzu anlatılırken, o anda kalbe doğan bir ilham coşkunluğu ile mevzu dışına çıkmadan sözün ve hitabın yönünü değiştirme san… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
konu — is. 1) Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım. Y. Z. Ortaç 2) Üzerinde konuşulan şey, bahis Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım … Çağatay Osmanlı Sözlük
köşe minderi — is. Köşeye yerleştirilmiş kabarık büyük minder Köşe minderi üzerinde yanlamasına uzanarak yarı bitmiş cümlelerle bize bir mevzu verdi. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf — is., Far. lāf 1) Söz, lakırtı Ben lafımı bitirmeden o atıldı. 2) Sonuçsuz, yararı olmayan söz Onun söyledikleri laftan ibaret. 3) Konuşma 4) Konu, mevzu, bahis Lafı değiştirdi. 5) ünl. Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok anlamlarında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mevzuat — is., ç., Ar. mevżūˁāt 1) Bir ülkede yürürlükte olan yasa, tüzük, yönetmelik vb.nin bütünü Mahkemenin hangi süre içinde başlaması gerektiğine dair bir kayıt da yoktu mevzuatta. Ç. Altan 2) tic., esk. Sandık, çuval, teneke gibi içine ticaret malı… … Çağatay Osmanlı Sözlük