Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

kuşatmak

  • 1 окружать

    несов.; сов. - окружи́ть
    1) тк. несов. kucaklamak, çevrili olmak

    страну́ с трёх сторо́н окружа́ют моря́ — ülkenin üç yanı denizle çevrili

    го́ры, окружа́ющие равни́ну — ovayı kucaklayan dağlar

    2) тк. несов. (составлять общество кого-л.) çevresini oluşturmak

    кто вас (сейча́с) окружа́ет? — çevrenizdekiler kim(ler)dir?

    его́ окружа́ли то́лько и́збранные — çevresindekiler hep seçkin kimselerdi

    во вре́мя пое́здки нас окружа́ли о́чень ми́лые лю́ди — yolculuk sırasında temas ettiklerimiz çok sevimli insanlardı

    3) тк. несов., перен., в соч.

    его́ окружа́ет всео́бщее уваже́ние — herkes tarafından saygı görüyor

    4) çevresini sarmak / almak, çevirmek, ortaya almak

    её тут же окружа́ть и́ли де́ти — onun çevresini derhal çocuklar sardı

    5) (стеной, забором и т. п.) çevirmek

    окружа́ть что-л. рвом — bir şeyin çevresine hendek açmak

    6) kuşatmak; çembere / çember içine almak; kordon altına almak ( оцеплять)

    окружа́ть проти́вника — düşmanı kuşatmak / çembere almak

    окружи́ть го́род — şehri kuşatmak

    7) в соч.

    они́ окружи́ли сироту́ любо́вью и ла́ской — öksüze karşı sıcak sevgi ve şefkat göstermeye başladılar

    Русско-турецкий словарь > окружать

  • 2 замыкать

    kilitlemek; kapamak; kuşatmak
    * * *
    несов.; сов. - замкну́ть
    1) разг. kilitlemek

    замыка́ть цепь — эл. devreyi kapamak

    3) ( окружность) kuşatmak

    замкну́ть кольцо́ окруже́ния — воен. kuşatma çemberini kapatmak

    замыка́ть ше́ствие — alayın en sonunda yürümek

    Русско-турецкий словарь > замыкать

  • 3 опоясывать

    несов.; сов. - опоя́сать

    опоя́сывать себя́ ремнём — kemer kuşanmak

    2) перен. kucaklamak

    Русско-турецкий словарь > опоясывать

  • 4 охватывать

    несов.; сов. - охвати́ть

    охвати́ть рука́ми поду́шку — yastığı kollarıyla sarmak

    2) воен. (kanadını) kuşatmak
    3) врз sarmak; kaplamak

    пла́мя охвати́ло зда́ние — alevler yapıyı sardı

    се́рдце её охвати́ла ра́дость — yüreğini sevinç kapladı

    его́ охвати́л страх — içinin korku kapladı, onu bir korkudur aldı

    движе́ние охвати́ло широ́кие наро́дные ма́ссы — hareket geniş halk kitlelerine yayıldı

    забасто́вка охвати́ла не́сколько отрасле́й промы́шленности — grev, birkaç sanayi dalını kapladı

    5) тк. несов. içine almak, kapsamak

    э́тот пери́од охва́тывает сле́дующие го́ды — bu dönem şu yılları kapsar

    охвати́ть всех соцсоревнова́нием — herkesin sosyalist yarışmaya katılmasını sağlamak

    Русско-турецкий словарь > охватывать

  • 5 подпоясывать

    несов.; сов. - подпоя́сать
    kuşatmak, beline... takmak

    Русско-турецкий словарь > подпоясывать

См. также в других словарях:

  • kuşatmak — i 1) Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek Denize bakan yönü ile yan sınırlarını rüzgârı kesen sık kargılıklar kuşatıyordu. N. Cumalı 2) Çevrelemek, çokça bulunmak 3) Kaplamak Fabrika… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • giydirip kuşatmak — temiz, yeni giysilerle donatmak O da kendisinden yirmi yaş küçük arabacısını sevmiş, nikâhla varmış, bu arabacıyı giydirip kuşatmış, âlâ bir bey yapmıştı. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • abluka (veya ablukaya) etmek (veya almak) — kuşatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • muhasara altına almak — kuşatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • muhasara etmek — kuşatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çember içine almak (veya çembere almak) — kuşatmak İktidar muhalefet partilerini gittikçe daralan bir çember içine alıyor. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çemberlemek — i Çemberle kuşatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çevirmek — i 1) Bir şeyin yönünü değiştirmek Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi. Y. Z. Ortaç 2) Öteki yüzünü görünür duruma getirmek Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu. Ö. Seyfettin 3) Döndürerek hareket ettirmek Resimleri… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çevrelemek — i 1) İçine almak, kuşatmak, sarmak, ihata etmek Açık başımı çevreleyen beyaz saçlarım. R. N. Güntekin 2) mec. Bir konunun sınırlarını çizmek, tahdit etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • giydirmek — e 1) Giyme işini yaptırmak Derhâl hamama soktu, sırtına temiz bir elbise giydirip huzura çıkardı. H. Taner 2) mec. Ağır sözler söylemek, hakaret etmek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller giydirip kuşatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • halkalamak — i 1) Bir şeyi kıvırarak halka biçimine getirmek 2) Bir yer veya şeyin çevresini çember biçiminde kuşatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»