Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

kalmamak

См. также в других словарях:

  • mahal kalmamak — gerek kalmamak, gereği olmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mecali (veya mecal) kalmamak — güç kalmamak, güçsüzleşmek Artık ne yürümeye ne de ayaküstünde durmaya mecali kalmıştı. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • laf altında kalmamak — söz altında kalmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zerresi kalmamak (veya olmamak veya yok) — zerre kadar eseri kalmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hevesi kalmamak — şevki kırılmak, isteği kalmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hayır kalmamak — (bir şeyde) işe yarar durumu kalmamak, artık işe yaramaz olmak Bir iki yıla varmaz, ne evden ne eşyadan hayır kalır. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tadı tuzu kalmamak (veya bozulmak) — eski zevki kalmamak, yavanlaşmak Buradan itibaren anladım ki memleketin hiç tadı tuzu kalmamış. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • elle tutulacak tarafı (veya yanı) kalmamak — 1) sağlam bir yanı kalmamak 2) güvenilecek veya kayrılacak bir yönü olmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alacağı vereceği kalmamak (veya olmamak) — ilişkisi kesilmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bet beniz kalmamak — yüzü sararıp solmak ... haykırıyordu. Müşterim bu sesi duyunca arabayı durdurdu. Beti benzi kalmadı. Eli ayağı titremeye başladı. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bildiğinden şaşmamak (veya kalmamak) — hiçbir etkiye aldırış etmeyerek doğru bildiği davranışı sürdürmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»