-
1 unutmak
1. سها [سَهَا]Anlamı: aklında kalmamak2. غفل [غَفَلَ]Anlamı: aklında kalmamak3. نسي [نَسِيَ]Anlamı: aklında kalmamak
См. также в других словарях:
mahal kalmamak — gerek kalmamak, gereği olmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mecali (veya mecal) kalmamak — güç kalmamak, güçsüzleşmek Artık ne yürümeye ne de ayaküstünde durmaya mecali kalmıştı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf altında kalmamak — söz altında kalmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zerresi kalmamak (veya olmamak veya yok) — zerre kadar eseri kalmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hevesi kalmamak — şevki kırılmak, isteği kalmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayır kalmamak — (bir şeyde) işe yarar durumu kalmamak, artık işe yaramaz olmak Bir iki yıla varmaz, ne evden ne eşyadan hayır kalır. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tadı tuzu kalmamak (veya bozulmak) — eski zevki kalmamak, yavanlaşmak Buradan itibaren anladım ki memleketin hiç tadı tuzu kalmamış. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
elle tutulacak tarafı (veya yanı) kalmamak — 1) sağlam bir yanı kalmamak 2) güvenilecek veya kayrılacak bir yönü olmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
alacağı vereceği kalmamak (veya olmamak) — ilişkisi kesilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bet beniz kalmamak — yüzü sararıp solmak ... haykırıyordu. Müşterim bu sesi duyunca arabayı durdurdu. Beti benzi kalmadı. Eli ayağı titremeye başladı. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
bildiğinden şaşmamak (veya kalmamak) — hiçbir etkiye aldırış etmeyerek doğru bildiği davranışı sürdürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük