-
1 kıvırmak
vt1) abknicken, umknickenburun \kıvırmak die Nase rümpfen -
2 kıvırmak
-
3 kıvrılmak
-
4 yalan
yalan Lüge f; gelogen;yalan atmak (oder kıvırmak, söylemek) lügen, die Unwahrheit sagen;yalan çıkmak sich als gelogen herausstellen;yalan dolan Schwindeleien f/pl;yalan dünya Jammertal n;yalan haber Lügennachricht f;yalan yanlış voller Fehler; oberflächlich, schlecht und recht; fig zusammenhanglos(es Zeug);yalan yere yemin etmek einen Meineid schwören;yalan yok ganz bestimmt;-in yalanını yakalamak jemanden beim Lügen ertappen;iş bitirici yalan Notlüge f -
5 burun
1) Nase f\burun bükmek [o kıvırmak] die Nase rümpfenburnu hava [o kaf dağında] olmak hochnäsig seinburnum akıyor mir läuft die Naseburnundan solumak durch die Nase atmen; ( çok öfkelenmiş olmak) vor Wut schnaubenhık demiş birinin burnundan düşmüş olmak ( fig) jdm wie aus dem Gesicht geschnitten seinburnunu çekmek die Nase hochziehenburnunu karıştırmak in der Nase bohrenburnunu silmek sich die Nase putzenher şeye burnunu sokar ( fam) er steckt seine Nase in allesburnunun dibinde olmak sich direkt vor seiner Nase befindenburnunun ucundan ötesini [o ilerisini] görmemek ( fam) nicht weiter sehen, als seine Nase reicht, nicht weiter sehen, als die Nasespitze reichtköpeğin burnu soğuk die Schnauze des Hundes ist kalt -
6 bükmek
vt1) biegenbir ayak üstünde kırk yalanın belini \bükmek ( fam) lügen, dass sich die Balken biegen2) ( kıvırmak) (ab) knicken3) ( eğmek) beugenbaşını \bükmek den Kopf beugen; ( olur der gibi) nicken4) ( burarak sarmak) drehen5) burun \bükmek die Nase rümpfendudak \bükmek den Mund verziehen6) umknicken -
7 kıvırma
-
8 maşa
-
9 sıvamak
1. vt1) verputzenduvarı \sıvamak die Wand verputzen2) ( kireçli harç ile) tünchen, anstreichenkolları \sıvamak (a. fig) die Ärmel hochkrempelnkollarını \sıvamak sich die Ärmel aufkrempeln
См. также в других словарях:
kıvırmak — i 1) Herhangi bir şeyi bükmek Fino, beni görünce kuyruğunu kıvırıp düşmanca havlaya havlaya beyaz dişlerini gösterdi. H. R. Gürpınar 2) Kenarından katlamak 3) Bir giysinin veya kumaşın kenarını bükerek tersinden dikmek 4) Kalçalarını iki yana… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalan atmak (veya kıvırmak) — yalan söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
burun kıvırmak — önem vermemek, küçümsemek, beğenmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulak kıvırmak — domatesin olgunlaşmasını sağlamak için işlem yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bigudi — is., Fr. bigoudi Kadınların saçlarını kıvırmak için kullandıkları, metal, sünger veya plastikten, boru biçiminde küçük araç … Çağatay Osmanlı Sözlük
burun — is., rnu, anat. 1) Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı 2) Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum. H. Taner 3) mec. Kibir,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bükmek — i, er 1) Sertçe çevirmek, kıvırmak Bu kez onu sürmeden olduğu yerde büküp altına aldı. S. Birsel 2) nsz Birkaç tel ipliği burarak sarmak İpek bükmek. 3) Eğmek Olur der gibi başını büktü. Çelik halatı büktü. 4) Katlamak Büktüğüm yeri kaybetmişim,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dürümlemek — i Dürüm biçiminde sarmak, kıvırmak Deri gibi sert, yayvan tandır ekmeğine alışmıştı; yer sofrasında bunu kaşık, çatal yerine dürümleyerek kullanmayı beceriyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıvırma — is. Kıvırmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulak — 1. is., ğı, anat. 1) Başın her iki yanında bulunan işitme organı Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. H. C. Yalçın 2) anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü Elleriyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
maşa — is., Far. māşe 1) Ateş veya kızgın bir şey tutmaya, korları karıştırmaya yarayan iki kollu metal araç Kahveci ocaktan maşayı kapmış, o da fırlamıştı dışarı. Ç. Altan 2) Çok küçük şeyleri tutmaya yarayan küçük, kollu araç Saatçi maşası. 3) Saçları … Çağatay Osmanlı Sözlük