-
1 harcamak
vt1) ( sarf etmek) ausgeben (-e für)bu kadar parayı neye harcadın? wofür hast du so viel Geld ausgegeben?2) ( tüketmek) verbrauchen; (boşa \harcamak) verschwenden; (boşa zaman \harcamak) Zeit verschwenden -
2 harcamak
-
3 harcamak
v. consume, spend, expend, use up, lay out, waste, dally away, employ, exert, spin out, swallow up--------harcamak (çaba vb.)v. put out--------harcamak (çaba)v. put forth* * *spend -
4 harcamak
затра́тить израсхо́довать истра́тить тра́тить* * *-i1) расхо́довать, тра́титьbu adam çok para harcıyor — э́тот челове́к тра́тит мно́го де́нег
2) израсхо́довать, потра́тить, затра́тить на чтоbu yapıya beş ton demir harcadılar — на э́то зда́ние израсхо́довали пять тонн желе́за
3) перен. унижа́ть чьё-л. досто́инство, вта́птывать кого-л. в грязь кого-л.4) перен. поже́ртвовать собо́йadamcağızı boşuna harcadılar — бедня́гу ни за что ни про что пусти́ли в расхо́д
-
5 harcamak
израсходовать, тратить, потреблятьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > harcamak
-
6 harcamak
mezaxtin--------xerc kirin -
7 harcamak
В1) расхо́довать, тра́тить; изде́рживатьbu adam çok para harcıyor — э́тот челове́к тра́тит мно́го де́нег
2) расхо́довать, тра́тить на что3) разг. убира́ть с доро́ги; отделываться от кого -
8 harcamak
2) уагъэкIодын/ уагъэкIуэдын, УХАУТЭН -
9 harcamak
пыгъэкIодэн, пегъэкIуадэ, пыкIодэн -
10 harcamak
ξοδεύω, δαπανώ, καταναλώνω -
11 harcamak
أنفق -
12 harcamak
أنفق [أَنْفَقَ]Anlamı: sarf etmek, parayı elden çıkarmak -
13 harcamak
"to spend, to expenditure, to expend, to lay sth out; to blow, to waste; to use, to use up; to sacrifice; to kill; to victimize" -
14 harcamak
/ı/ 1. to spend, expend. 2. to expend, use up. 3. to bring ruin or harm to (someone) (in order to advance one´s own interests), expend. 4. to sacrifice. 5. slang to kill, do (someone) in. -
15 bozuk para gibi harcamak
испо́льзовать как разме́нную моне́ту -
16 boş yere harcamak
waste -
17 aptalca harcamak
v. fool away -
18 avuçla para harcamak
v. shovel up money -
19 boşa harcamak
v. waste, misspend, throw away, cast away, chuck away, dissipate, fling away, footle, fritter, fritter away, frivol away, idle, idle away, lavish, misapply, pass away, scatter, squander, squander away, trifle away -
20 fazla para harcamak
v. overspend
См. также в других словарях:
harcamak — i 1) Bir iş görmek veya bir şey satın almak için parayı elden çıkarmak, sarf etmek İki maaşımı hastalığına harcadığım talebe, sonbaharla beraber ölmüştü. S. F. Abasıyanık 2) Bir şey yapmak için kullanmak, tüketmek Bu yemek için bir saatimi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bozuk para gibi harcamak — (birini) değerini düşürecek biçimde bir kimseden yararlanmaya kalkışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çaba harcamak — bir işi yapabilmek için elinden geleni yapmak Tehlikeyi anlamış olacak ki seçimlerde oylarını dağıtmamaya çaba harcıyordu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
emek harcamak — çaba göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
cepten harcamak — bir başkasının söylemediği bir sözü söylemiş gibi aktarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
harcama yapmak — harcamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSRAF — Lüzumsuz yere harcamak. Malı ve parayı lüzumsuz yere sarf etmek. İhtiyacından fazla istihlâk etmek ve harcamak. * En lüzumlu aslî vazifeleri bırakıp en lüzumsuz veya zararlı şeylerle meşgul olarak ömrünü veya gençliğini boş yere harcamak.(Hâlik ı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çalışmak — nsz 1) Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak Bu eser için üç yıl çalıştım. 2) Herhangi bir iş üzerinde olmak 3) İşi veya görevi olmak, bulunmak Kışları onun mandırasında çalışıyor. H. Taner 4) Makine veya aletler işe yarar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemek — 1. is., ği 1) Yemek yeme, karın doyurma işi Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı 2) Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam 3) Günün belli saatlerinde yenilen besin Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
abur cubur — is. 1) Yararı gözetilmeksizin rastgele yenilen şeyler Çocuklara abur cubur yedirmekten sakınılmalıdır. 2) sf. İşe yaramayan, boş Olumlu, verimli bir işe adayacağı zamanını, abur cubur işlere harcamak ağırlarına gider. H. Taner 3) zf. Yararsız bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
adamak — i, e 1) Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kutsal bir güce yönelik istekte bulunmak, nezretmek 2) mec. Kutsal saydığı bir şey uğruna kendini feda etmek, ant niteliğinde söz vermek 3) mec. Zaman ayırmak, tahsis etmek Olumlu, verimli bir işe… … Çağatay Osmanlı Sözlük