Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

haksız

См. также в других словарях:

  • haksız — sf. 1) Hak ve adalete uygun olmayan 2) Davası, iddiası, davranışı, düşüncesi doğru ve yerinde olmayan (kimse) Arkadaşınız bu işte haksızdır. Birleşik Sözler haksız yere Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller haksız bulmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • haksız yere — zf. Haksız olarak, hak etmediği hâlde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • haksız bulmak — bir iddiayı, düşünceyi, davranışı doğru ve yerinde bulmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • haksız fiil — hukuk düzeninin izin vermediği, zarar verici eylemlerdir …   Hukuk Sözlüğü

  • haksız iktisap — Bir kimsenin malvarlığında, haklı bir nedene dayanmaksızın başka bir kimsenin malvarlığı aleyhine meydana gelen artma ya da azalmama durumu …   Hukuk Sözlüğü

  • gadre uğramak — haksız davranışlarla karşı karşıya gelmek Önce kendini gadre uğramış sanan Nahit rolünü öğrenince utandı. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kadı anlatışa göre fetva verir — haksız kişi, olayı kendisini haklı gibi göstererek anlatırsa dinleyen ona hak verir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ne âlâ memleket — haksız ve yersiz işlerin hoş görüldüğü, kurallaştığı bir ortam için ters anlatışla diyecek yok, ne güzel anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vurgunculuk etmek — haksız kazanç sağlamak için uğraşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • okkanın altına gitmek — haksız yere ezilmek, bir zarar veya ceza görmek Eğer gözünü açmaz, bu kör dövüşüne bir nihayet vermezsen muhakkak okkanın altına gidersin. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boynu kıldan ince olmak — haksız olduğu anlaşıldığında verilecek her türlü cezaya razı olmak Eğer efendim, bir kelime yalanım varsa hükûmete karşı boynum kıldan incedir. Vurunuz. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»