-
1 haksız
непра́вый* * *непра́вый, несправедли́выйhaksız bir ceza — незаслу́женное / несправедли́вое наказа́ние
haksız gelir — незако́нный дохо́д
arkadaşınız bu işte haksız — ваш това́рищ в э́том де́ле не прав
haksız bulmak — находи́ть непра́вым / несправедли́вым
haksız yere — несправедли́во, незаслу́женно
-
2 haksız
1) не име́ющий пра́ва (на что-л.); беспра́вный2) несправедли́вый; неве́рный, непра́вильный -
3 ناحق
haksız -
4 -sız
образует от именных основ имена прилагательные с привативным значением.Производные слова обозначают отсутствие того, что названо исходной основойhaksız — не имеющий права, бесправный
-
5 fiil
глаго́л (м)* * *1) де́йствие, посту́покhaksız fiil — а) недозво́ленное де́йствие; непозволи́тельный посту́пок; б) юр. правонаруше́ние; дели́кт
2) грам. глаго́л
См. также в других словарях:
haksız — sf. 1) Hak ve adalete uygun olmayan 2) Davası, iddiası, davranışı, düşüncesi doğru ve yerinde olmayan (kimse) Arkadaşınız bu işte haksızdır. Birleşik Sözler haksız yere Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller haksız bulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
haksız yere — zf. Haksız olarak, hak etmediği hâlde … Çağatay Osmanlı Sözlük
haksız bulmak — bir iddiayı, düşünceyi, davranışı doğru ve yerinde bulmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
haksız fiil — hukuk düzeninin izin vermediği, zarar verici eylemlerdir … Hukuk Sözlüğü
haksız iktisap — Bir kimsenin malvarlığında, haklı bir nedene dayanmaksızın başka bir kimsenin malvarlığı aleyhine meydana gelen artma ya da azalmama durumu … Hukuk Sözlüğü
gadre uğramak — haksız davranışlarla karşı karşıya gelmek Önce kendini gadre uğramış sanan Nahit rolünü öğrenince utandı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
kadı anlatışa göre fetva verir — haksız kişi, olayı kendisini haklı gibi göstererek anlatırsa dinleyen ona hak verir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ne âlâ memleket — haksız ve yersiz işlerin hoş görüldüğü, kurallaştığı bir ortam için ters anlatışla diyecek yok, ne güzel anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurgunculuk etmek — haksız kazanç sağlamak için uğraşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
okkanın altına gitmek — haksız yere ezilmek, bir zarar veya ceza görmek Eğer gözünü açmaz, bu kör dövüşüne bir nihayet vermezsen muhakkak okkanın altına gidersin. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynu kıldan ince olmak — haksız olduğu anlaşıldığında verilecek her türlü cezaya razı olmak Eğer efendim, bir kelime yalanım varsa hükûmete karşı boynum kıldan incedir. Vurunuz. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük