-
41 verlaufen
verlaufen*3) ( sich verlieren) yolunu yitirmek, yolunu kaybetmek;sich im Wald \verlaufen ormanda yolunu kaybetmek [o yitirmek];die Sache ist im Sand \verlaufen ( fam) iş çıkmaza girdiII vrsich \verlaufen1) ( sich verirren) yolunu şaşırmak -
42 verpuffen
-
43 vorangehen
voran|gehen1) ( vorne gehen) önden gitmek2) ( zeitlich) ileri gitmek3) ( Fortschritte machen) ilerlemek, ilerleme kaydetmek -
44 vorausgehen
voraus|gehensie ist schon vorausgegangen o önceden gitti bile;sie ist ihrem Mann im Tod vorausgegangen o, kocasından önce öldü2) ( früher geschehen) önce olmak;dem Streit war ein Vorfall vorausgegangen kavgadan önce bir olay olmuştu -
45 vorfahren
vor|fahrenI vi1) ( ankommen) gelmek (mit/in ile);mit dem Taxi \vorfahren taksi ile gelmek3) ( nach vorne fahren) öne geçmek -
46 zerrinnen
zerrinnen*1) ( Schnee) eriyip gitmek -
47 zugehen
zu|gehenauf jdn \zugehen birine doğru gitmek;es geht auf den Winter zu kış yakınlaşıyor;er geht schon auf die siebzig zu yetmişine merdiven dayadı bilegestern Abend ging es recht lebhaft/lustig zu ( fam) dün gece bayağı canlıydı/neşeliydi [o eğlenceliydi] -
48 zulaufen
-
49 zurückgehen
zurück|gehen1) ( zurückkehren) geri dönmek;etw \zurückgehen lassen bir şeyi geri göndermek2) ( nach hinten) geri gitmek;zwei Schritte \zurückgehen iki adım geri gitmek -
50 abdriften
abdriften v/i <-ge-, sn> sürüklenip gitmek -
51 abfließen
abfließen v/ i <unreg, -ge-, sn> akıp gitmek -
52 abgehen
1. v/i <unreg, -ge-, sn> LUFTF, BAHN usw hareket etmek; Post gitmek; Knopf kopmak; Straße sapmak;abgehen von Plan vazgeçmek;von seiner Meinung abgehen fikrini değiştirmek;von der Schule abgehen okulu bitirmek;THEA … geht (gehen) ab … çıkar(lar); MED idrarla/dışkıyla çıkarılmak;hiervon gehen 7% ab bundan %7 düşülüyor;fam fig ihm geht jeder Humor ab şakadan zerre kadar anlamaz;gut (glatt) abgehen iyi geçmek2. v/t Strecke adımlamak, yürümek -
53 abgleiten
abgleiten v/i <unreg, -ge-, sn> kayıp gitmek;fig Kritik gleitet von ihm ab eleştiriyi hiç umursamıyor -
54 Abkürzung
eine Abkürzung nehmen kestirmeden gitmek -
55 abreisen
-
56 abrollen
-
57 abschneiden
abschneiden <unreg, -ge-, h>1. v/t kesip koparmak;jemandem das Wort abschneiden b-nin sözünü kesmek2. v/i kestirmeden gitmek;gut abschneiden iyi bir sonuç elde etmek -
58 abwandern
abwandern v/i <-ge-, sn> a ÖKON göç etmek, gitmek -
59 abwärts
abwärts adv aşağı(ya doğru);abwärts gehen inmek, aşağı(ya) doğru gitmek -
60 anmachen
(an D -e) bağlamak;jemanden anmachen b-ne asılmak, (jemandem sehr gefallen) b-nin hoşuna gitmek
См. также в других словарях:
gitmek — e, der 1) Bir yere doğru yönelmek 2) den Bir yerden veya bir işten ayrılmak 3) Çıkmak, ulaşmak Bu yol nereye gider? 4) Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak Her gün çalışmaya gidiyor. 5) nsz Sürmek, devam etmek Ama böyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıçın kıçın gitmek — 1) geriye doğru gitmek, geri geri gitmek 2) henüz yürümeyen bebek kıçüstü gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sılaya gitmek — 1) bir süre ayrı kaldığı evini, yurdunu görmeye gitmek Ara sıra memlekete, sılaya gitmek lazım. R. H. Karay 2) anne, baba ve diğer akrabalarını görmek için memlekete gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağır aksak yürümek (veya gitmek veya ilerlemek) — 1) yavaş olarak, istenilen hızda olmayarak yürümek (gitmek, ilerlemek) Hava ve su kirlenmesine karşı mücadele ağır aksak yürüdü. 2) düzensiz, aralıklı olarak yürümek (gitmek, ilerlemek) … Çağatay Osmanlı Sözlük
hacca gitmek — 1) Müslümanlıkta, hac amacıyla Mekke ye gitmek 2) Hristiyanlıkta, kutsal sayılan yerlere gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
basıp gitmek — birdenbire gitmek, aklına koyduğu şeyi yapmak üzere bulunduğu yerden uzaklaşmak, çekip gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ipe gitmek — ölüme gitmek Menfaatine dokunan adam, ipe gitmek için lazım gelen hükümleri giyer. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
acayibine gitmek — yadırgamak, tuhafına gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
badi badi yürümek (veya gitmek veya koşmak) — ördek gibi iki yana sallanarak yürümek (gitmek, koşmak) Hani biz bir çayırda arabayla geçerken bir boğa çıkageldi, köylü korkudan nasıl badi badi koşmaya başlamıştı? A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
deplasmana gitmek (veya çıkmak) — dış sahaya gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dere tepe düz gitmek — engelleri aşarak gitmek Geceleyin ay aydınlığında yola düzüldüler. Dere tepe düz gittiler. Dağlar aştılar. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük