-
1 abramak
-
2 apıştırmak
-
3 askı
askı s1) Aufhänger m; (giysi \askısı) Bügel m2) (pantolon \askısı) Träger m3) Aushang m\askıya çıkarmak aushängen, aufbieten4) ( fig)\askıda kalmak auf dem Abstellgleis stehen\askıda olmak in der Schwebe sein5) \askıya almak ( bir yapıyı) abstützen ( bir gemiyi); flottmachen; ( fig) ( bir işi) zurückstellen -
4 boşaltmak
vt1) ausleeren; ( barsakları) leeren; ( kamyonu, gemiyi) abladen, entladen; ( yükü) ausladen, abladen; ( pili) entladen; ( bavulu) auspacken; ( dolabı) ausräumençöplerini bahçemize boşalttı er hat seinen Müll bei uns im Garten abgeladenmasanın üstünü \boşaltmak den Tisch freimachentulumba ile \boşaltmak auspumpenyemek artıklarını çöp tenekesine \boşaltmak die Essensreste in den Mülleimer leeren -
5 kızak
1) Schlitten mgemiyi kızağa çekmek das Schiff auf Stapel legen -
6 terk
terk s\terk etmek aufgeben, verlassenfareler batan gemiyi \terk ediyor die Ratten verlassen das sinkende Schiffkocasını \terk etti sie hat ihren Mann verlassenmevzii \terk etmek mil das Feld räumen\terk etmek ( vazgeçmek) verzichten (auf); ( salıvermek) aussetzen\terk etmek vernachlässigen -
7 yüzdürmek
См. также в других словарях:
gemiyi rotasına koymak — den. gemiyi pusula ile gideceği yönde belli olan rota çizgisi üzerine getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemiyi tutmak — den. gemiyi belirli bir yerde bir süre bekletmek, çalışmadan durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemiyi yatırmak — den. altını temizlemek amacıyla küçük gemileri yan döndürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki kaptan bir gemiyi batırır — bir işi, iki kişi yürütemez anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
karina etmek — gemiyi karinası ortaya çıkacak biçimde bir yanı üzerine yatırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemi — is., den. Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine Yük gemisi. Savaş gemisi. Birleşik Sözler gemi adamı gemi aslanı gemi bozma gemi çıkışı gemi enkazı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaptan köşkü — is., den. Kaptanın gemiyi yönettiği, geminin üst katında bulunan bölüm, kaptan köprüsü, köprü üstü Ben kaptan köşküne çıkarsam gemiyi yürütürüm diye evhama düştüm. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
viya — is., den., İt. via 1) Dümeni ortaya alarak gemiyi bulunduğu doğrultuda yürütme 2) ünl. Gemiyi belirli bir doğrultu verildikten sonra, aynı doğrultuda tutması için dümenciye verilen komut … Çağatay Osmanlı Sözlük
abaşo — is., den., Rum. 1) Gemiyi baştan veya kıçtan halatla karaya bağlama 2) sf. Alt, alttaki, aşağı … Çağatay Osmanlı Sözlük
abramak — i, hlk. 1) Fırtınalı havalarda gemiyi ustalıkla yönetmek 2) Başarmak, bir işi becermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağlamak — i, e 1) Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak Gemiyi iskeleye bağlamak. 2) Düğümlemek İpi ipe bağlamak. 3) i Yara ilaç koyup bezle sarmak Yarayı bağlamak. 4) i Denk yapmak, paket yapmak Yatakları bağlamak. Eşyayı bağlamak. 5) nsz Oluşmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük