-
1 salıvermek
vt2) dizginleri \salıvermek die Zügel loslassengöbek \salıvermek einen Bauch bekommen -
2 salıvermek
salıvermek v/t freilassen; jemanden gehen lassen -
3 dizgin
dizgin Zügel m;dizgin vurmak die Zügel anlegen; fig A zügeln;-in dizginini kısmak fig A im Zaume halten;dizginleri salıvermek fig die Zügel schießen lassen -
4 kahkaha
kahkaha (lautes) Gelächter;kahkaha atmak laut (auf)lachen; in ein Gelächter ausbrechen;kahkahadan kırılmak sich totlachen;kahkahayı basmak (oder koparmak, salıvermek) sich vor Lachen nicht halten können, vor Lachen platzen -
5 dizgin
dizgin sZügel m\dizgin vurmak [o takmak] die Zügel anziehen\dizginleri çekmek ( fig) die Zügel anziehen\dizginleri elinde tutmak ( fig) die Zügel fest in der Hand halten\dizginleri gevşetmek/salıvermek die Zügel lockern/loslassen\dizginleri ele almak/vermek die Zügel in die Hand nehmen/aus der Hand geben -
6 göbek
1) Nabel m, Bauchnabel mgöbeği beraber kesilmiş unzertrennlichgöbeğini kesmek ( yeni doğan çocuğun) abnabeln2) Bauch m, Fettbauch m\göbek atmak einen Bauchtanz aufführen\göbek bağlamak [o salıvermek] einen Bauch bekommen -
7 salıverilmek
-
8 salıverme
-
9 terk
terk s\terk etmek aufgeben, verlassenfareler batan gemiyi \terk ediyor die Ratten verlassen das sinkende Schiffkocasını \terk etti sie hat ihren Mann verlassenmevzii \terk etmek mil das Feld räumen\terk etmek ( vazgeçmek) verzichten (auf); ( salıvermek) aussetzen\terk etmek vernachlässigen
См. также в других словарях:
salıvermek — i Bırakmak, koyuvermek, serbest bırakmak Nadide Hanım, yemekten sonra torunlarını bahçeye salıvermiş, kendisi büyüklerle beraber sofra başında kalmıştı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
sakal bırakmak (veya koyuvermek veya salıvermek veya uzatmak) — sakalını tıraş etmeyip büyütmek Yaşıtlarının hemen hepsi sakal koyuverdi. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
göbek bağlamak (veya salıvermek) — şişmanlayarak karnı büyümek, göbeklenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahkaha (veya kahkahayı) basmak (veya koparmak veya salıvermek) — kendini tutamayıp yüksek sesle gülmek Selma Hanım az kalsın bir kahkaha salıverecekti. Y. K. Karaosmanoğlu Beni yatakta görünce kahkahayı bastı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
fişek salıvermek — ara bozacak söz söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
makaraları koyuvermek (veya zapt edememek veya salıvermek) — tkz. kendini tutamayarak kahkahayla gülmeye başlamak Dersin ciddiliğine bakmadan koyuverdik makaraları. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
dizginleri salıvermek — başıboş bırakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ITLAK — Salıvermek. Bırakmak. Koyuvermek. Serbest bırakmak. Serbest olup her tarafta bulunmak. Cezadan kurtarmak. * Boşama. Boşanma. Afvetmek.(...Elbette mutlak ve muhit olan o ef âlde iştirak muhaldir. İmkânı yoktur. Evet, ıtlakın mahiyeti iştirake… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dizgin — is. Gemin uçlarına bağlanarak hayvanı yöneltmeye yarayan kayış Birleşik Sözler doludizgin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller dizgin vurmak dizgine gelmek dizginini çekmek dizginini kesmek dizginleri (veya dizginlerini) ele almak di … Çağatay Osmanlı Sözlük
fişek — is., ği, Far. fişeng 1) Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli silahlara, atılmak için sürülen ve içinde barut bulunan bir kovan ile bu kovanın ucuna yerleştirilmiş mermiden oluşan cephane Ben fişeklerin barutunu, tapasını koyayım, beybaba saçmasını...… … Çağatay Osmanlı Sözlük
salıverme — is. Salıvermek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük