-
1 dizilmek
vi sich aufstellen; ( sıraya girmek) sich aufreihenarka arkaya \dizilmek sich hintereinander aufstellengelişigüzel dizilerek in beliebiger Reihenfolge -
2 dizilmek
dizilmek in einer Reihe antreten; aufgefädelt sein (-e auf D) -
3 dizilmek
страд. от dizmek -
4 dizilmek
тезелү -
5 dizilmek
v. rank, align, aline, be arranged -
6 dizilmek
rêzbûn--------şeridîn -
7 dizilmek
1) выстра́иваться в ряд, располага́ться (размеща́ться) ряда́ми; стро́иться2) нани́зываться3) полигр. набира́ться -
8 dizilmek
"to be arranged in an order; to be set in type; to be strung; to be lined up, to line up" -
9 dizilmek
"1. (for beads, tobacco leaves, etc.) to be strung. 2. to be lined up, be arranged in a row, series, or in order. 3. print. to be typeset; (for type) to be set." -
10 başlama çizgisine dizilmek
v. toe the mark -
11 sıraya dizilmek
v. turn out -
12 boğazına dizilmek
to lose one's appetite (due to worry) -
13 dizim
1. ترتيب [تَرْتِيب]Anlamı: dizilmek işi2. تسوية [تَسْوِيَة]Anlamı: dizilmek işi3. تنسيق [تنْسِيق]Anlamı: dizilmek işi4. تنظيم [تَنْظِيم]Anlamı: dizilmek işi5. نظام [نِظَام]Anlamı: dizilmek işi6. هندام [هِنْدام]Anlamı: dizilmek işi -
14 sıram sıram
ряды́sıram sıram dizilmek — (по)стро́иться, станови́ться в строй
-
15 dizilmemek
v. (neg. form of dizilmek) rank, align, aline, be arranged -
16 arka arkaya
hintereinander\arka arkaya dört hafta vier Wochen hintereinander\arka arkaya dizilmek sich hintereinander aufstellen -
17 dizilme
-
18 sıra
I s\sıra bende ich bin an der Reihe, ich bin dran\sıra ile der Reihe nach\sıra kimde? wer ist an der Reihe?, wer ist dran?birinci/ikinci/üçüncü \sırada an erster/zweiter/dritter Stelleşimdi \sıra onda jetzt ist er dran\sırası gelmek an der Reihe sein\sıraya dizilmek sich aufreihen\sıraya girmek sich einreihen2) Reihenfolge falfabe [o abece] \sırası alphabetische Reihenfolge3) Abfolge folayların kronolojik \sırası die chronologische Abfolge der Ereignisseara \sıra ab und zu, gelegentlich; ( zaman zaman) von Zeit zu Zeit, hin und wiederbeklenilmeyen bir \sırada in einem unerwarteten MomentII advardı \sıra hinterherarkası \sıra hinterherönü \sıra vornwegyanı \sıra nebenbei, nebenher -
19 Medine
Medina. - fukarası gibi dizilmek (for people) to line up and wait their turn. -
20 sebilhane
kiosk built for the dispensing of free drinking water. - bardağı gibi dizilmek (for people) to be lined up like peas in a pod (said derogatorily).
См. также в других словарях:
dizilmek — e 1) Dizi durumuna getirilmek, dizme işi yapılmak Yazılar dizilecek, sayfalar bağlanacak, makineye verilecekti. H. C. Yalçın 2) Sıraya girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıram sıram dizilmek — sıra veya sıralar oluşturacak biçimde yan yana, arka arkaya gelmek Sokaklarımızda sıram sıram dizili, üstü açık çöp varillerinden rızkını çıkarmaya başlamıştı. Y. N. Nayır … Çağatay Osmanlı Sözlük
boğazına dizilmek — üzüntü, kaygı vb. sebeplerle isteksiz yemek, iştahı kesilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yola dizilmek — yol kenarında sıralanmak Başında bir tavus tuğ gibi çamlar / Yollara dizilmiş tığ gibi çamlar. Z. Ö. Defne … Çağatay Osmanlı Sözlük
tizilmek — dizilmek I, 233, 331; I I, 127; II I, 131 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tizlinmek — dizilmek II, 243 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
İTTİSAK — Dizilmek. Bir nizam dahilinde sıralanmak. * Beraber olmak. * Tamam olmak. Toplanmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
boğaz — is. 1) Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir. Ö. Seyfettin 2) Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm Şişenin boğazı. Testinin boğazı. 3) İki dağ arasında dar … Çağatay Osmanlı Sözlük
dizilivermek — nsz Çabucak veya ansızın dizilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dizilme — is. Dizilmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kesme taş — is. Yola dizilmek amacıyla veya bir yapı için biçimlendirilmiş taş … Çağatay Osmanlı Sözlük