-
1 dizmek
-
2 dizmek
-
3 dizmek
1) БЛЭН2) (bir şeyin ucuna dizmek) ПЫБЛЭН3) (yazı dizmek, dizgi yapmak) хэутын/ хэудын, ХЭХЫН4) (yazı dizmek,dizgi yapmak) ХЭХЫН, хэутын/ хэудын -
4 dizmek
озвонч. -er1) выстра́ивать / располага́ть / размеща́ть в рядmasanın üstüne bardakları dizdi — она́ расста́вила на столе́ стака́ны
2) нани́зыватьipliğe boncuk dizmek — нани́зывать бу́сы на ни́тку
3) полигр. набира́ть -
5 dizmek
тезәү; тезү -
6 dizmek
расставлять, нанизатьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > dizmek
-
7 dizmek
v. align, aline, arrange in a row, string, range, set, set out, set in type, set up in type, draw up, juxtapose, marshal, rank -
8 dizmek
rêz kirin--------rêzkirin -
9 dizmek
Düzmək -
10 dizmek
(dizer)В, Д1) выстра́ивать (ста́вить, располага́ть, размеща́ть) в ряд2) нани́зывать (бусы, жемчуг и т. п.)3) полигр. набира́ть -
11 dizmek
зэпыблэн, зэпеблызьэ, пыблэн -
12 dizmek
سلك -
13 dizmek
سلك [سَلَكَ]Anlamı: bazı nesneleri ipliğe tele vb. ye geçirmek -
14 dizmek
"to arrange, to align, to lay, to dispose; to string; to compose, to set, to typeset" -
15 dizmek
"/ı/ 1. to string (beads, tobacco leaves, etc.). 2. to line up, arrange (things) in a row, series, or in order. 3. print. to typeset; to compose, set (type)." -
16 dizmek
düzmək -
17 aralıklı dizmek
v. space -
18 boncuk dizmek
v. bead -
19 boncukları ipe dizmek
v. thread beads -
20 film ile dizmek
v. phototypeset, photocompose
См. также в других словарях:
dizmek — i, e, er 1) Bazı nesneleri iplik, tel vb.ne geçirmek Ortada, hasırların üstünde yığılı tütün yapraklarının etrafında, ana, iki kız oturmuş tütün diziyorlardı. N. Cumalı 2) Yan yana veya üst üste sıralamak Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tesbihe dizer gibi dizmek — sp. futbolda, rakip takımın oyuncuları arasından birer birer geçip gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ipe dizmek — boncuk vb.ni ipliğe geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşuna dizmek — 1) (birini) verilen ölüm cezasını askerî bir kıtanın attığı kurşunlarla yerine getirmek Sarı çam deresinde bu otuz kadar eşkıyayı kurşuna dizdiler. Y. Kemal 2) (birini) öldürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıraya dizmek — 1) sıralamak 2) bir topluluk içinde herkese aynı biçimde davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tizmek — dizmek II, 9, 31 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
dizivermek — i Çabucak veya ansızın dizmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dizme — is. Dizmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ip — is. 1) İplik Tavandan ip yumakları, urganlar, gemici fenerleri sarkardı. N. Cumalı 2) mec. Asarak öldürme cezası Birleşik Sözler ip cambazı ip iskelesi ip merdiven ip torba ipucu … Çağatay Osmanlı Sözlük
katarlamak — i, hlk. Katar durumuna getirmek, arka arkaya dizmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun — is., kim. 1) Atom numarası 82, atom ağırlığı 207,21, yoğunluğu 11,3 olan, 327,4 °C de eriyen, yumuşak ve bükülgen, mavimtırak esmer renkte bir element (simgesi Pb) 2) sf. Bu elementten yapılmış Kurşun boru. 3) Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli… … Çağatay Osmanlı Sözlük