-
1 dinlemek
vt1) hörenakşamları bir saat klasik müzik dinler abends hört er eine Stunde klassische Musik2) hören (auf)beni dinleseydin wenn du auf mich gehört hättest3) zuhörenbirini dikkatle/gizlice \dinlemek jdm aufmerksam/heimlich zuhören5) ( telesekreteri) abhören7) kafa \dinlemek abschalten, sich entspannen -
2 dinlemek
dinlemek (-i) hören, zuhören; Vortrag usw hören, sich (D) etwas anhören; hören auf einen Rat; TEL (unerlaubt) abhören; MED abhorchen;başını dinlemek sich ausruhen -
3 dinlenmek
dinlenmek1 pass von dinlemekdinlenmek2 entspannen, sich ausruhen, sich erholen; es (Essen usw) noch etwas stehen lassen -
4 kös
-
5 radyo
'radyo Radio n;radyo dinlemek Radio hören;radyo yayını Rundfunksendung f;radyo istasyonu Rundfunkstation f;radyo oyunu Hörspiel n -
6 söz
söz Wort n, a Versprechen n;-den söz açmak erwähnen A, zu sprechen kommen auf A;söz altında kalmamak (jemandem) nichts schuldig bleiben;söz aramızda unter uns gesagt;söz arasında übrigens, nebenbei bemerkt;söz atmak Anspielungen machen; Annäherungsversuche machen;söz ayağa düşmek Problem völlig laienhaft erörtert werden;söz dinlemek (oder tutmak) sich (D) raten lassen;söz düşürmek auf ein Thema lenken;-den söz etmek sprechen über A; handeln von;-i söz etmek zu klatschen anfangen (über A);söz(ünü) geçirmek sich durchsetzen;-e söz getirmek Anlass zur Kritik G bilden;söz götürmez unbestreitbar;söz kaldırmamak sich (D) nichts gefallen lassen;söz kesmek eine Zusage geben (bezüglich einer Heirat);söz konusu betreffend;söz konusu olmak die Rede sein von;söz konusu (bile) değil es kann keine Rede sein von;söz olmak ins Gerede kommen;söz sahibi olmak mitreden können, kompetent sein;söz temsili zum Beispiel, nehmen wir an;söz varlığı Wortschatz m;-e söz vermek jemandem das Wort erteilen; sein Wort geben;söz yazarı Textdichter m;buna söz yok! dazu kann man nichts sagen;sözde kalmak unp es wird nichts daraus;-in sözü geçmek das Sagen haben; erörtert werden;sözü geçer einflussreich;sözü uzatmak weitschweifig sein ( oder werden);sözüm olsun auf Ehrenwort;sözüm yabana mit Verlaub zu sagen;sözün kısası kurz und gut;sözünde durmak sein Wort halten;sözünden çıkmamak die Bitte (eines Menschen) nicht abschlagen können;sözünü bilmez taktlos, unbedacht;-in sözünü etmek sprechen über A ( oder von);sözünü tutmak sein Wort halten; dem Rat (eines anderen) folgen;sözünün eri ein Mann des Wortes -
7 dikkatle
-
8 dinleme
-
9 dinlenmek
-
10 gizlice
heimlich, insgeheim\gizlice dinlemek heimlich zuhören, belauschen\gizlice bakışmak sich gegenseitig verstohlene Blicke zuwerfen -
11 huşu
huşu <-u> [huʃu:] s1) Andacht f\huşu içinde dinlemek mit Andacht zuhören\huşu içinde diz çökmek in Andacht niederknien -
12 kafa
kafa s\kafa dinlemek abschalten, sich entspannenbirini \kafa kola almak ( fig) jdn auf den Arm nehmen\kafa yormak ( fam) sich den Kopf zerbrechen\kafadan atmak ( fam) erfinden\kafadan kontak olmak ( fam) einen Dachschaden haben\kafanı bir işletsene! denk doch mal scharf nach!\kafası dumanlı ( fam) benebelt\kafası durmak nicht mehr denken könnenbir şeyi \kafasından çıkarmak sich etw aus dem Kopf schlagen\kafasını taştan taşa çarpmak ( fig) (etw) bitter bereuenbirinin \kafasını uçurmak jdm den Kopf abschlagenbir şeyi \kafaya koymak sich etw in den Kopf setzen\kafayı çalıştırmak scharf nachdenken\kafayı çekmek (sl) sich besaufen\kafayı işletmek scharf nachdenken\kafam kazan oldu ( gürültüden) mir brummt der Kopf; ( zihni yorulmak) mir raucht der Kopf, mir brummt der Schädel -
13 soluk
-
14 telesekreter
См. также в других словарях:
dinlemek — i 1) İşitmek için kulak vermek Konağın hesabını sen söylersin, ben de dinlerim. A. Ş. Hisar 2) Birinin sözünü, öğüdünü kabul edip gereğince davranmak Beni dinlersen bu işten vazgeç. 3) Kulakla veya dinleme aletiyle hastayı muayene etmek Doktor… … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını dinlemek — kafasını dinlemek Robenson, akıllı Robenson um / Ne imreniyorum sana bilsen / Göstersen adana giden yolu / Başımı dinlemek istiyorum. C. S. Tarancı … Çağatay Osmanlı Sözlük
cankulağı ile dinlemek — çok dikkatli dinlemek Atölyede duyduğum kelimeleri, cümleleri cankulağı ile dinliyor, bunları aynen Fransızlar gibi kullanmak için can atıyordum. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
koyun kaval dinler gibi dinlemek — hiçbir şey anlamadan dinlemek Kafa göz yara yara Hüsn ü Aşk ı okuyor, hayranları da koyun kaval dinler gibi dinliyorlardı. A. H. Çelebi … Çağatay Osmanlı Sözlük
lafı kıçından dinlemek (veya anlamak) — konuşulan konuyu ilgisiz, üstünkörü veya önem vermeden dinlemek (veya yanlış, ters anlamak) … Çağatay Osmanlı Sözlük
sur dinlemek — i Sesini kesmek, sessiz hâle getirmek Ölüm, bir zamanların bu acar röportajcısını susturmadan önce, mihnet onu çoktan sur dinlemişti. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kös dinlemek — türlü olaylar yaşadığı için bilgi ve deneyim sahibi olarak benzer veya daha basit olaylar karşısında aldırış etmemek Politikacılar onun olumlu isteklerini kös dinler mi, dinlemezler mi o zaman görürüz. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlayıp dinlemek — bir olayı iyice anlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa (veya kafayı veya kafasını) dinlemek — 1) zihni yoran sorunlardan uzak kalmak 2) sessiz, sakin kalmak Bir dakika kafamı dinleyip başka şeylerden bahsetmek ihtiyacı duyduğum zaman... S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
söz dinlemek (veya tutmak) — söylenen bir sözü, verilen bir öğüdü benimsemek, davranışlarını bunlara uydurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendini dinlemek — 1) hastalık kuruntusu içinde bulunmak 2) yalnız, sakin kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük