-
1 валентный
değerli -
2 драгоценный
değerli,kıymetli* * *değerli, kıymetli тж. перен.драгоце́нные мета́ллы — değerli / kıymetli madenler
бы́ло поте́ряно драгоце́нное вре́мя — çok değerli zaman kaybedilmişti
го́нщик выи́грывал драгоце́нные секу́нды — yarışçı kıymetli saniyeler kazanıyordu
-
3 дорогой
yolda; pahalı,değerli; sevgili,değerli* * *I дор`огойyolda; yol giderkenII дорог`ой1) pahalı; değerli ( ценный)по дорого́й цене́ — yüksek fiyatla
дорогой пода́рок — ağır hediye
2) перен., в соч.дорога́я побе́да — büyük fedakarlıklar pahasına elde edilen / kazanılan zafer
все, кому́ дорога́ незави́симость страны́ — ulusal bağımsızlığın üstüne titreyenlerin hepsi
3) değerliна́ши дороги́е го́сти — değerli konuklarımız
мы потеря́ли дорого́го нам челове́ка — sevdiğimiz birini kaybettik
4) sevgili, değerliдороги́е чита́тели — değerli / sevgili okurlarım(ız)!
дорогой друг! — sevgili / aziz dostum
дороги́е това́рищи! — değerli yoldaşlar!
5) → сущ., м sevgilim; azizimпроща́й, дорогой! — elveda, sevgilim!
да что ты, дорогой! — yok canım / kuzum!
-
4 ценный
kıymetli; değerli* * *1) kıymetli, değer konulmuşце́нное письмо́ — kıymetli mektup
це́нная посы́лка — değer konulmuş koli
2) врз değerli, kıymetliу него́ о́чень це́нная библиоте́ка — çok kıymetli bir kütüphanesi var
це́нный пода́рок — değerli / ağır bir hediye
це́нное предложе́ние — kıymetli / önemli bir öneri
-
5 ...валентный
-
6 дорожить
değer vermek,değerli bulmak* * *değer / kıymet vermek; değerli bulmakдорожи́ть чьим-л. мне́нием — fikrine değer vermek
не дорожи́ть свои́м вре́менем — vaktini boş geçirmek
-
7 дороже
жизнь станови́лась доро́же — hayat pahalılaşıyordu
доро́же зо́лота — altından da pahalı
-
8 драгоценность
-
9 камень
taş* * *м, врзtaş; kaya ( большой)драгоце́нный ка́мень — değerli taş
ка́мни в по́чках — мед. böbrek taşı
••держа́ть ка́мень за па́зухой против кого-л. — birine garezi olmak
ка́мня на ка́мне не оста́вить (разрушить) — taş üstünde taş bırakmamak
-
10 перстень
-
11 полновесный
ağır, kuvvetli; tam ayar, tam değerli ( о монете)полнове́сное зерно́ пшени́цы — dolgun buğday tanesi
полнове́сные ка́пли дождя́ — ağır yağmur damlaları
полнове́сный уда́р — zorlu / şiddetli darbe
полнове́сные до́воды — перен. sağlam / kuvvetli kanıtlar
-
12 полноценный
1) (о валюте, монете) tam değerli2) eksiksizполноце́нное произведе́ние — eksiksiz / gerçek bir yapıt
-
13 промысловый
av °про́мысловый зверь — av hayvanı
про́мысло́вая ры́ба — собир. ticari değeri olan balıklar
э́то це́нная про́мысло́вая ры́ба — bu değerli bir av balığıdır
про́мысловый флот — balıkçı gemileri filosu
-
14 самоцвет
м( драгоценный камень) değerli taş -
15 советский
Sovyet °Сове́тский Сою́з — Sovyetler Birliği
сове́тский наро́д — Sovyet halkı
сове́тское прави́тельство — Sovyet hükumeti
сове́тские самолёты (производимые в СССР) — Sovyet yapısı uçaklar
дороги́е сове́тские друзья́! — değerli Sovyet dostlar!
-
16 цениться
değer verilmek* * *değer verilmek, değerli olmak -
17 ценность
değer,kıymet* * *ж, врзdeğer, kıymet тж. перен.карти́на большо́й це́нности — değeri yüksek bir tablo
культу́рные це́нности — kültür değerleri
материа́льные и духо́вные це́нности — maddi ve manevi değerler
це́нности находи́лись в се́йфе — değerli eşya kasadaydı
-
18 бесценный
para biçilmez, değerli, kıymetliТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > бесценный
-
19 благородный металл
kıymetli maden, değerli madenТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > благородный металл
-
20 грань драгоценного камня
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > грань драгоценного камня
- 1
- 2
См. также в других словарях:
değerli — sf. Değeri olan veya değeri yüksek olan, kıymetli Hiç olmazsa susmanın ne kadar değerli olduğunu anlamışlardır. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler değerli kâğıt eş değerli … Çağatay Osmanlı Sözlük
değerli kâğıt — is., dı Üzerinde herhangi bir değer bulunan ve elinde bulunduranın her an yarar sağlayabileceği para … Çağatay Osmanlı Sözlük
eş değerli — sf. 1) Değerleri eşit olan 2) mat. Eş biçimli olmadıkları hâlde yüz veya hacim ölçümleri eşit bulunan (biçim) 3) mat. Cebirde karşılıklı olarak çözümleri aynı olan (denklem sistemleri) … Çağatay Osmanlı Sözlük
aferin almak — değerli görülüp beğenilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
al elmaya taş atan çok olur — değerli kimselere sataşan çok olur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz — değerli bir şeyden her zaman istenilen verim alınmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yapı taşı yerde kalmaz — değerli kimse boşta kalmaz, kendisine bir iş verilir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
değer vermek — değerli saymak, önem vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
misk yerini belli eder — değerli kişi nerede olsa varlığını gösterir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
revaçta olmak — değerli, üstün veya geçerli olmak Sakal ve bıyığın revaçta olduğu bir dönemden geçmedik değil! H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
pahaya geçmek — değerli bir şeymiş gibi esirgenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük