Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

düzensiz

  • 61 heteroclite

    adj. düzensiz çekimli
    ————————
    n. düzensiz çekimli ad

    English-Turkish dictionary > heteroclite

  • 62 heteroclite

    adj. düzensiz çekimli
    ————————
    n. düzensiz çekimli ad

    English-Turkish dictionary > heteroclite

  • 63 ungeregelt

    1) ( ungeordnet) düzensiz; ( unregelmäßig) düzensiz, usulsüz, kural dışı
    2) ( offen) açık; ( Rechnungen) ödenmemiş

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > ungeregelt

  • 64 مبعثر

    مُبَعْثَر
    1. dağınık
    Anlamı: düzeni bozuk, karışık
    2. darmadağınık
    Anlamı: darmadağın
    3. tertipsiz
    Anlamı: düzensiz
    4. tarumar
    Anlamı: dağınık, karışık, perişan
    5. darmadağın
    Anlamı: çok dağınık ve karışık, tarumar
    6. düzensiz
    Anlamı: düzeni olmayan, tertipsiz, intizamsız
    7. perişan
    Anlamı: dağınık olma durumu, dağınık

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > مبعثر

  • 65 неравномерный

    eşitsiz; düzensiz

    глубина́ реки́ неравноме́рна — nehrin derinlikleri eşit değildir

    зако́н неравноме́рного разви́тия капитали́зма — kapitalizmin eşitsiz gelişme yasası

    Русско-турецкий словарь > неравномерный

  • 66 нерегулярность

    ж
    düzensiz / gayrimuntazam olma

    Русско-турецкий словарь > нерегулярность

  • 67 неровный

    1) ( негладкий) düz / düzgün olmayan

    неро́вная ме́стность — engebeli / arızalı arazi

    2) ( кривой) eğri

    неро́вная ли́ния — eğri / doğru olmayan çizgi

    3) ( неодинаковый) eşit / bir olmayan
    4) ( прерывистый) kesik kesik

    неро́вный пульс — düzensiz nabız

    неро́вное дыха́ние — kesik kesik soluma

    ••

    он челове́к неро́вный — onun günü gününe uymaz

    Русско-турецкий словарь > неровный

  • 68 bump

    adv. küt
    ————————
    interj. küt
    ————————
    n. çarpışma, çarpma, darbe, yumru, tümsek, sarsıntı, uçağın düzensiz devinimi
    ————————
    v. çarpmak, bindirmek, toslamak, çarpışmak
    * * *
    1. çarpma (n.) 2. çarp (v.) 3. darbe (n.)
    * * *
    1. verb
    (to knock or strike (something): She bumped into me; I bumped my head against the ceiling.) çarpmak, toslamak
    2. noun
    1) ((the sound of) a blow or knock: We heard a loud bump.) çarpma, toslama (sesi)
    2) (a swelling or raised part: a bump on the head; This road is full of bumps.) şişlik; tümsek, kabartı
    3. adjective
    (excellent in some way, especially by being large: a bumper crop.) bereketli, bol
    - bump into
    - bump of

    English-Turkish dictionary > bump

  • 69 casual

    adj. tesadüfen olan, rastlantı eseri, gelişigüzel, sıradan, geçici, gündelik; üstünkörü, kaçamak
    ————————
    n. gündelik ayakkabı, gündelik giysi, geçici işçi, gündelikçi; yoksul kimse, doğada düzenli olarak görülmeyen (bitki)
    * * *
    1. gelişigüzel 2. tesadüfi
    * * *
    ['kæʒuəl]
    1) (not careful: I took a casual glance at the book.) rasgele, gelişigüzel
    2) (informal: casual clothes.) günlük, gündelik
    3) (happening by chance: a casual remark.) tesadüfî, tesadüfen olan
    4) (not regular or permanent: casual labour.) düzensiz, geçici
    - casualness

    English-Turkish dictionary > casual

  • 70 chaotic

    adj. karmakarışık, karman çorman, düzensiz
    * * *
    karmakarışık
    * * *
    [-tik]
    adjective karmakarışık, altüst

    English-Turkish dictionary > chaotic

  • 71 cluttered

    adj. darmadağın
    * * *
    1. karıştır (v.) 2. karışık (adj.)
    * * *
    adjective (untidy; too full of furniture etc: Some people think it's a beautiful room but it's too cluttered for my taste.) düzensiz, dağınık

    English-Turkish dictionary > cluttered

  • 72 disorganised

    (in confusion or not organized: a disorganized person; The meeting was very disorganized.) düzensiz

    English-Turkish dictionary > disorganised

  • 73 erratically

    kararsızca
    * * *
    adverb düzensiz bir şekilde

    English-Turkish dictionary > erratically

  • 74 flutter

    n. çırpınma, çarpıntı, telaş, pırpır etme, heyecan, küçük oynama (kumar)
    ————————
    v. kanat çırpmak, pırpır etmek, çırpınmak, çarpıntılı olmak, dalgalanmak, titremek, düzensiz hareket etmek
    * * *
    1. çırpın (v.) 2. telaş (n.)
    * * *
    1. verb
    1) (to (cause to) move quickly: A leaf fluttered to the ground.) çırpınmak
    2) ((of a bird, insect etc) to move the wings rapidly and lightly: The moth fluttered round the light.) kanatlarını çırpmak, uçuşmak, uçuşup durmak
    2. noun
    1) (a quick irregular movement (of a pulse etc): She felt a flutter in her chest.) çarpıntı
    2) (nervous excitement: She was in a great flutter.) telâş

    English-Turkish dictionary > flutter

  • 75 freehand

    adj. elle yapılmış, el yapımı, aletsiz, rasgele, düzensiz
    * * *
    1. elle yapılmış 2. serbest el
    * * *
    adjective, adverb ((of a drawing etc) (done) without any instruments (eg a ruler) to guide the hand.) el ile yapılmış

    English-Turkish dictionary > freehand

  • 76 irregularly

    adv. düzensizce
    * * *
    adverb düzensiz bir şekilde, çarpık bir biçimde, kurallara aykırı olarak

    English-Turkish dictionary > irregularly

  • 77 jerkily

    adv. düzensiz hareketlerle, sarsıla sarsıla, sarsak sarsak
    * * *
    adverb sarsıntı ile, sarsılarak

    English-Turkish dictionary > jerkily

  • 78 jerky

    adj. sarsıntılı, düzensiz, sarsak, salak
    * * *
    silkintili
    * * *
    adjective (jerking; full of jerks: a jerky movement; a jerky way of speaking.) sarsıntılı, silkintili

    English-Turkish dictionary > jerky

  • 79 out of order

    bozuk, arızalı, düzensiz, karmakarışık, usulsüz
    * * *
    bozuk
    * * *
    1) (not working (properly): The machine is out of order.) bozuk
    2) (not correct according to what is regularly done, especially in meetings etc: He was out of order in saying that.) usule aykırı

    English-Turkish dictionary > out of order

  • 80 patchy

    adj. yamalı, derme çatma, baştan savma, düzensiz
    * * *
    yamalı
    * * *
    adjective (not all the same; varying in quality: patchy work.) tutarsız, derme çatma

    English-Turkish dictionary > patchy

См. также в других словарях:

  • düzensiz — sf. 1) Düzeni olmayan veya düzeni bozuk, karışık, tertipsiz, intizamsız, gayrimuntazam Düzensiz nüfus artışı sadece yoksulluğu artırmaya yarıyor. H. Taner 2) Sistemsiz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zallazort — düzensiz …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • galdır guldur — düzensiz, plansız, rastgele …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • ağır aksak — sf., ğı 1) Yavaş 2) zf. Yavaş ve düzensiz bir biçimde 3) mec. Kesintili, düzensiz 4) is., müz. Klasik Türk müziğinde bir usul Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dersiz topsuz — sf. 1) Düzensiz, karmakarışık 2) zf. Düzensiz, karmakarışık bir biçimde Zihni disiplinden yoksundur, işine geldiği gibi dersiz topsuz, çelişki içinde konuşur. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • plansız programsız — sf. 1) Düzensiz, belli bir yönteme bağlı kalmayan 2) zf. Düzensiz, belli bir yönteme bağlı kalmaksızın Bu sefer plansız programsız hareket edelim. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tertipsiz — sf. 1) Dağınık, düzene konmamış, düzensiz 2) Savruk, dağınık, intizamsız (kimse) 3) zf. Düzensiz bir biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • helictite —    1. Generally small variety of stalactitic calcite growth that is twisted and contorted with no apparent regard for gravity. Helictites form on cave walls, ceilings, and on stalactites. The growth develops as seepage water loses carbon dioxide… …   Lexicon of Cave and Karst Terminology

  • ahenksiz — sf. 1) Uyumsuz, düzensiz 2) Eğlencesiz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alaturka — sf., İt. alla turca 1) Eski Türk gelenek, görenek, töre ve hayatına uygun, Doğuluca, alafranga karşıtı Alaturka yemek. 2) Bu töre ve hayatı benimsemiş (kimse) 3) is. Alaturka saat Biz, alaturka 10 sularında mektepten çıkardık. F. R. Atay 4) mec.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aritmik — sf., ği, Fr. arythmique Ritimli olmayan, düzensiz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»