-
1 вражда
düşmanlık* * *жdüşmanlık, adavetпита́ть вражду к кому-л. — birine düşmanlık duymak, garezi olmak
-
2 враждебность
-
3 недоброжелательство
сbedbahtlık; düşmanlık ( враждебность) -
4 неприязнь
жantipati; düşmanlık -
5 расти
1) врз büyümek; bitmek (о растениях, волосах); boy atmak, boylanmak, sivrilmek ( становиться выше ростом)го́род растёт — şehir büyüyor
он рос в дере́вне — çocukluğu köyde geçmişti, köyde büyüyüp yetişmişti
э́то де́рево растёт о́чень бы́стро — bu ağaç çok çabuk boylanır
2) ( увеличиваться) artmak; genişlemek; kabarmak; ilerlemekнаселе́ние растёт — nüfus artıyor
дохо́ды расту́т — gelirler artıyor
их дру́жба растёт и кре́пнет — dostlukları ilerliyor, sağlamlaşıyor
вражда́ всё росла́ — düşmanlık kabardıkça kabarıyordu
расту́щее недово́льство — büyüyen hoşnutsuzluk
объём рабо́т растёт — çalışmaların hacmi genişliyor
сла́ва его́ растёт с ка́ждым днём — ünü günden güne yayılıyor
3) перен. ( совершенствоваться) büyümek, gelişmek, gelişmeler / başarılar kaydetmek4) (произрастать, водиться) yetişmek5) ( быть - о растениях) olmakв саду́ расту́т две я́блони — bahçede iki elma ağacı var
••там да́же трава́ не растёт — orada ot bile bitmez
-
6 семя
ссе́мя пшени́цы — buğday tanesi
ка́чество семя́н — tohumun kalitesi
се́ять семена́ вражды́ — düşmanlık tohumları ekmek
2) физиол., см. сперма -
7 сеять
несов.; сов. - посе́ять1) ekmek, ekim yapmakсе́ять рожь — çavdar ekmek
2) перен. saçmakсе́ять и́скры — kıvılcımlar saçmak
се́ять смерть — ölüm saçmak
се́ять вражду́ ме́жду наро́дами — halklar arasına düşmanlık tohumları ekmek / atmak / saçmak
••кто се́ет ве́тер - пожнёт бу́рю — посл. rüzgar eken fırtına biçer
не посе́яв, не пожнёшь — погов. ekmeden biçilmez
-
8 утихать
dinmek,yatışmak; küllenmek,sakinleşmek* * *несов.; сов. - ути́хнуть1) dinmek, yatışmak; kesilmek, durmak; küllenmekболь ути́хла — ağrı dindi
бу́ря ути́хла — fırtına dindi / yatıştı
вражда́ утиха́ла — düşmanlık külleniyordu
2) ( успокаиваться - о человеке) sakinleşmek, yatışmak
См. также в других словарях:
düşmanlık — is., ğı 1) Düşman olma durumu 2) Düşmanca duygu veya davranış, yağılık, hasımlık, adavet, muhasamat, husumet, antagonizm Bana karşı her tavrında bir düşmanlık seziyorum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜNAVAT — Düşmanlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yagılamak — düşmanlık etmek, düşmanla savaşmak, çarpişmak III, 325, 328 bkz … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yaguşmak — düşmanlık etmek II, 90bkz: yagılamak, yagıtmak birbirine yakla;mak III, 73bkz: yagumak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
GILL — Düşmanlık, garaz ve adavet, gizli kin ve haset … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HASMÎ — Düşmanlık, husumet, adavet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HISAM — Düşmanlık, çekişmek, kavga, mücâdele … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HUSAFE — Düşmanlık, adavet. Gizli kin, hased … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HUSAKE — Düşmanlık, adavet. Hased, gizli kin … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HUSUMET — Düşmanlık. Hasımlık. Kincilik. Zıddiyet. Çekişmek. Dâvacı olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEMKUT — Düşmanlık edilen, hased edilen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük