-
1 dört gözle beklemek
все глаза́ прогляде́ть, зажда́ться -
2 dört gözle beklemek
фэгуаIэу пэплъэн -
3 dört gözle beklemek
to look forward to -
4 beklemek
I vi wartentam bir saat \beklemek eine ganze [o volle] Stunde wartenbekle yârin köşesini! ( fam) da kannst du lange warten!II vt1) warten (-i auf)birini/otobüsü/treni \beklemek auf jdn/den Bus/den Zug wartenneyi bekliyorsun? worauf wartest du?2) ( gözetmek) bewachenköpek evi bekliyor der Hund bewacht das Haus3) ( ummak) erwartenbebek \beklemek ein Baby erwartenbenden ne bekliyorsun? was erwartest du von mir?bir şeyi dört gözle \beklemek etw sehnsüchtig erwartenbunu senden beklemiyordum das habe ich von dir nicht erwartet4) abwartenbekle bakalım! warte mal ab! -
5 dört
dört almak Schüler eine Vier bekommen;dört başı mamur in bester Verfassung; erstklassig;dört bir tarafı(nda) (oder yanında) an allen Ecken und Kanten;dört gözle beklemek sehnsüchtig erwarten;dört işlem MATH (die) vier Rechnungsarten;dört taraftan auf allen Seiten;dünyanın dört bucağından aus allen Himmelsrichtungen -
6 dört
-
7 dört göz
dört göz s2) bir şeyi \dört gözle beklemek sehnsüchtig auf etwas warten -
8 dört
четы́ре* * *озвонч. -dü1) четы́реdördümüz — че́тверо из нас
dörtte bir — че́тверть, одна́ четвёртая (чего-л.)
dörtte bir çay kaşığı tuz — че́тверть ча́йной ло́жки со́ли
dört yaşındadır — ему́ четы́ре го́да
saat dörtte — в четы́ре часа́
2) с именами на -lı / -lık четырёх-, име́ющий четы́ре...dört silindirli makine — четырёхцилиндро́вая маши́на
3) со словом taraf и т. п. всеdört bir taraf[ı], dört taraftan — со всех сторо́н
dört bir yanı — все сто́роны (кого-чего-л.)
••- dört başı mamur
- dört dönmek
- dört dörtlük
- dört duvar arasında kalmak
- dört elle sarılmak
- dört elle yapışmak
- dört göz bir evlat için
- dört gözle beklemek
- dört kitap
- dört köşe olmak
- dört üstü murat üstü
- dört yanı deniz kesilmek -
9 dört
"1. four. 2. all (sides, directions, parts). - ayak üstüne düşmek to land on one´s feet, be very lucky; to get out of trouble easily. - ayaklı quadruped, four-legged. - başı mamur in perfect condition, prosperous, flourishing. -te bir one fourth, a quarter. - bir tarafı/ yanı all around it, on all sides of it. - bucak everywhere. - dönmek 1. to search desperately for a remedy. 2. to scurry around. - dörtlük 1. mus. whole note. 2. perfect. - duvar arasında kalmak to be shut in. - elle sarılmak/yapışmak /a/ 1. to go into (something) wholeheartedly. 2. to cling to (someone) for support and help. - göz person wearing glasses. - gözle bakmak /a/ to look carefully (at). - gözle beklemek /ı/ to wait eagerly (for). - göz bir evlat için. proverb All that parents do is for their children. - işlem the four arithmetical operations. - köşe/köşeli four-cornered, four-sided; square. - köşe olmak to be highly pleased, be delighted. - taraftan on all sides. - üstü murat üstü fortunate, prosperous, flourishing. - yanına bakmak/- yana bakınmak to look all around. - yanı deniz kesilmek to be left without help or hope." -
10 چشم به راه بودن
dört gözle beklemek -
11 ждать
beklemek* * *врзждать по́езда — tren beklemek
ждать дождя́ — yağmur (yağmasını) beklemek
ждать удо́бного слу́чая — fırsat kollamak
его́ ждёт блестя́щее бу́дущее — onu parlak bir gelecek bekliyor
э́того я от тебя́ не ждал — senden bunu beklemezdim / ummazdım
бу́ду ждать тебя́ ка́ждый день — her gün yolunu bekleyeceğim
••вре́мя не ждёт — zamanın beklemeye tahammülü yoktur
ждать не дожда́ться — dört gözle beklemek; iple çekmek
не заста́вить себя́ ждать — kendini bekletmemek;...makta gecikmemek
-
12 ждать не дождаться
dört gözle beklemek,iple çekmek -
13 look forward to
sabırsızlanmak, sabırsızlıkla beklemek, beklemek, can atmak, iple çekmek* * *(to wait with pleasure for: I am looking forward to seeing you / to the holidays.) dört gözle beklemek -
14 entgegenfiebern
entgegen|fiebernvi dört gözle beklemek, dört gözle bakmak -
15 нетерпение
сждать с нетерпе́нием кого-что-л. — sabırsızlıkla / dört gözle beklemek
выража́ть / проявля́ть нетерпе́ние — sabırsızlık göstermek; sabırsızlanmak
-
16 itch
n. kaşıntı, kaşınma, uyuz, can atma, heves————————v. kaşınmak, kaşındırmak, çok istemek, can atmak* * *1. kaşın (v.) 2. kaşıntı (n.)* * *[i ] 1. noun(an irritating feeling in the skin that makes one want to scratch: He had an itch in the middle of his back and could not scratch it easily.) kaşınma; kaşıntı2. verb1) (to have an itch: Some plants can cause the skin to itch.) kaşın(dır)mak2) (to have a strong desire (for something, or to be something): I was itching to slap the child.) şiddetle istemek, dört gözle beklemek•- itchy- itchiness -
17 sehnsüchtig
( geh) özlemli, özlem dolu, özlentili, hasretli, hasret dolu; ( ungeduldig) sabırsız;\sehnsüchtig erwarten hasretle [o dört gözle] beklemek -
18 erwarten
erwarten*vtsie kann es kaum noch \erwarten dört gözle bekliyor, bekleyecek hâli kalmadı;das war zu \erwarten bu bekleniyordu2) ( verlangen) istemek3) ( erhoffen) beklemek, umut etmek;er erwartet von uns, dass wir gehorchen bizden itaat etmemizi bekliyor;es wurde wider E\erwarten ein schöner Tag beklentilerin aksine güzel bir gün oldu -
19 bakmak
vi1) beobachten (-e), betrachten (-e)bir şeye başka bir açıdan \bakmak etw aus einem anderen Blickwinkel betrachtenbirine göz ucuyla \bakmak jdn aus den Augenwinkeln beobachten2) ansehen (-e), anschauen (-e)birine anlamlı anlamlı \bakmak jdn bedeutsam anblickenbir şeye bitmiş gözüyle \bakmak etw als erledigt ansehenbirine ters/yan \bakmak ( fam) jdn schief/schräg ansehen3) sehen, schauen, blicken (-e auf) ( fam), guckenne bakıyorsun? ( fam) was guckst du?Boğaz'a/Haliç'e \bakmak auf den Bosporus/das Goldene Horn blickenpencereden dışarı \bakmak zum Fenster hinausschauen4) zusehen (-e dass)bir an önce eve gitmeye bakalım wir müssen zusehen, dass wir so schnell wie möglich nach Hause kommenerken gelmeye bak sieh zu, dass du früh kommst5) ( bilgi için) nachsehen (-e in), nachschauen (-e in)sözlüğe \bakmak im Wörterbuch nachschlagenbak bakalım, ... sieh mal nach, ob...her tarafa baktım ich habe überall nachgesehen6) Gesicht machenalık alık/aptal aptal \bakmak ein dämliches/dummes Gesicht machen7) ( beklemek) erwarten (-e)bir şeye dört gözle bakmak etw sehnsüchtig erwarten8) ( göz kulak olmak) aufpassen (-e auf)9) ( iaşe etmek) verpflegen (-e)
См. также в других словарях:
dört gözle beklemek (veya bakmak) — çok isteyerek veya özleyerek beklemek Terekesini paylaşmak için dört gözle ölümünü beklemekteydiler. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük