-
1 dökülmek
dökülmek (aus)gegossen werden; (aus)geschüttet werden; Blätter, Früchte abfallen; Farbe abgehen, sich lösen, abbröckeln; Fluss sich ergießen (-e in A); Haar ausfallen; Haus verfallen; Menschen strömen (-e in A); sich stürzen (-e auf z.B. eine Ware); Metall gegossen werden; Person, Körper ermatten; Suppe überschwappen; ausarten ( kavgaya in einen Streit);bugün dökülüyorum fam fig heute bin ich geschafft -
2 dökülmek
vidökülmüş yapraklar abgefallene Blätter2) ( insanlar) strömen (-e zu/nach)3) ( çok eskimiş olmak) verfallen4) ( akarsular için) münden (-e in), sich ergießen (-e in)5) ( düşmek) fallensaçları yüzüne döküldü ihre Haare fielen ihr übers Gesicht6) ( sıva) abbröckelnduvarların sıvası dökülüyor der Putz an den Wänden bröckelt ab -
3 kırılmak
kırılmak pass von kırmak; im Kampf fallen, umkommen; zugrunde gehen; sich ärgern (-e über A); zerschlagen sein, überwunden sein; sich zieren; fig brechen (-den vor D, z.B. Überfülle); Preis fallen; Wind sich legen;kırılıp dökülmek kurz und klein geschlagen werden; liebedienern, schöne Worte machen; sich elend fühlen -
4 orta
orta Mitte f; Mittelpunkt m, Zentrum n; mittler-, Durchschnitts-; SPORT Mittelgewicht n; fam früher Mittelschule f;Orta Anadolu Zentralanatolien n;orta boylu mittelgroß;orta dereceli Mittelstufen-;orta dalga Mittelwelle f;orta halli mittelständisch;orta hece yutumu GR Haplologie f (z.B. ağzı aus ağız+ı);orta hizmetçisi Putzfrau f; Reinigungskraft f;orta malı trivial; … von gemeinem Nutzen; fam Dirne f;orta (şekerli) kahve mittelsüßer Kaffee;orta yaşlı … mittleren Alters; Mann m, Frau f im mittleren Alter;ortada in der Mitte; da; vor aller Augen;ortada bırakmak v/t im Stich lassen;ortada kalmak ohne Obdach sein; sich in einem Dilemma befinden;ortada kalmamak Ware gut gehen;ortada olmak Problem usw anstehen, eine Lösung erfordern;ortadan kaldırılmak wegfallen (z.B. Ausgaben);-i ortadan kaldırmak beseitigen; wegräumen; Gefahr a bannen; Recht beeinträchtigen;ortadan kalkmak beseitigt werden; abtreten, verschwinden;ortadan kaybolmak verschwinden;ortanın sağı (solu) POL gemäßigte Rechte (Linke);-i ortaya almak v/t einkreisen; bedrängen;ortaya atılmak Problem (zur Diskussion) gestellt werden; Person hervortreten;-i ortaya atmak v/t Frage, Idee zur Diskussion stellen, aufwerfen; Wort äußern;ortaya bir balgam atmak fig (alles) mit Schmutz bewerfen;ortaya çıkarmak Plan usw aufdecken; entlarven;ortaya çıkmak zutage treten, offenkundig werden, herauskommen; sich bilden; entstehen; auftreten; Person a hervortreten; Gebühren anfallen;ortaya dökülmek hinausströmen; offenbar werden;ortaya gelmek aktuell werden;-i ortaya koymak v/t offen darlegen; vorlegen; schaffen -
5 pul
pul (Brief)Marke f; (Metall)Plättchen n; Schuppe f (z.B. beim Fisch); Stein m (im Spiel); TECH Unterlegscheibe f, Dichtungsscheibe f; (Nagel)Kopf m; Tüpfelchen n; Kofferanhänger m; fam Zaster m;pul pul bröckelig, in Bröckchen;pul pul dökülmek sich abschuppen, abbröckeln -
6 dazlaklaşmak
-
7 dökülme
-
8 hav
-
9 tirfillenmek
vi ( havı dökülmek) den Flor verlieren -
10 ulaşmak
vi1) reichen (-e bis)başarıya \ulaşmak zum Erfolg gelangenhedefe \ulaşmak das Ziel erreichen3) ( dökülmek) münden (-e in)nehirler denize ulaşıyor die Flüsse münden ins Meer
См. также в других словарях:
dökülmek — nsz 1) Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak Tepesinden saçları bir hayli dökülmüştü. S. F. Abasıyanık 2) Kumaş dökümlü olmak 3) Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak 4) e Düşmek Bizim motor ikiye bölünüp suya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepesinden kaynar sular dökülmek — başından aşağı kaynar sular dökülmek Nazmiye nin tepesinden sanki kaynar sular döküldü, yooo ... dedi. O. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
lakırtı ağzından dökülmek — isteksiz konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
saçılıp dökülmek — 1) gereğinden veya kaldırabileceğinden çok harcamak 2) mec. içindekini söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sapır sapır dökülmek — başarısız olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tel tel dökülmek — 1) dağılıp gitmek 2) mec. çok başarısız olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstü başı dökülmek — 1. (birinin) giyecekleri çok eski olmak 2. görüntüsü iyi olmamak, giysisi kötü olmak Böyle üstü başı dökülen bir adama bu kadar yakınlık göstermesi karşısında şaşırıp kaldı. T. Yücel … Çağatay Osmanlı Sözlük
vadiye dökülmek — sohbet belirli bir konuya kaymak Musahabe bu vadiye dökülünce tekrar karışmak ihtiyacını duydum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırılıp dökülmek — 1) kibar görünmeye çalışmak 2) çok eskimek 3) kırıklık duymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tohumu dökülmek — geçirdiği büyük bir korku dolayısıyla dölden kesilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sokağa dökülmek — 1) herhangi bir sebeple dışarı çıkmak Her zaman, saat on bir buçuk dedi mi kadın erkek, kol kola sokağa dökülürlerdi. P. Safa 2) gösteri, protesto gibi amaçlarla insanlar sokaklara, meydanlara inmek … Çağatay Osmanlı Sözlük