-
1 bin
-
2 tausend
bin -
3 Jahrtausende
bin yıl -
4 da
da1. adv räumlich (dort) şurada, (hier) burada;da bin ich işte buradayım;da draußen dışarıda;da drüben şu tarafta;da entlang şuradan;da haben wirs! tamam/oldu (başardık)!;ich bin gleich da hemen dönüyorum/geliyorum;von da aus buradan itibaren2. zeitlich bu anda, o esnada;von da an (oder ab) bu andan itibaren3. da bin ich Ihrer Meinung bu konuda sizinle aynı fikirdeyim;was gibts denn da zu lachen? bunda gülünecek ne var?4. da sein (vorhanden) var; hazır;der (die, das) da şu;dafür ist es da bu işe yarar, bu iş için var;da (hast du)! (al) işte;da ist …, da sind … … geldi(ler);da kommt er (oder sie) işte (o) geliyor;geistig voll da sein aklı tamamen yerinde olmak;ist noch Kaffee da? daha kahve var mı?;nichts da! sakın ha!, ne gezer?4. konj begründend -diği için -
5 für
1) ( zugunsten von) için;\für dich/mich senin/benim için;kann ich noch etw \für Sie tun? sizin için bir şeyler daha yapabilir miyim?;ich bin \für deine Idee düşüncenden yanayım;ich bin \für den Frieden barıştan yanayımsich \für etw entscheiden bir şey için karar vermek;\für sich ( allein) tek başına;das F\für und Wider lehte ve aleyhte2) ( im Verhältnis zu)er ist sehr groß \für sein Alter yaşına göre boyu çok uzun;das ist eine Sache \für sich bu kendi çapında bir iş, bu başlı başına bir iş3) ( zeitlich) için;\für einige Wochen birkaç haftalığına [o hafta için];ich gehe \für zwei Jahre ins Ausland iki yıllığına [o yıl için] yurt dışına gidiyorum;\für immer ilelebet;\fürs Erste ilk başta4) Jahr \für Jahr yıldan yıla;Tag \für Tag her Allahın günü;Schritt \für Schritt adım adım;Wort \für Wort kelimesi kelimesine5) ( wegen) için;ich \für meine Person benim için, bana göre, kendi payıma6) ( zum Zweck) için;ein Mittel \für Kopfschmerzen ( fam) baş ağrısı için ilaç;\für nichts und wieder nichts boşu boşuna7) ( anstelle von) yerine;ich bin \für ihn eingesprungen onun yerine geçtim;was verlangen Sie \für den Anzug? elbiseye ne istiyorsunuz?8) ( mit Fragepronomen)was \für eine Frage ist das? bu ne biçim soru?;was \für ein Pilz ist das? bu ne mantarı?;was \für eine komische Idee! ne komik bir düşünce!;aus was \für Gründen auch immer her ne sebepten olursa olsun -
6 sein
sein <ist, war, gewesen> [zaın]mir ist kalt üşüdüm;bist du's? sen misin?;wir sind Freunde biz arkadaşız;sie ist Türkin o, Türk(tür);ich bin aus Dortmund ben Dortmund'danım;ich bin 25 ben 25'im;zwei und zwei ist vier iki iki daha dört eder;sie ist Polizistin o kadın polistir;es wäre besser gewesen, ...... daha iyi olacaktı;wie wäre es mit einem Bier? bir bira içsek nasıl olur?;nun sei doch nicht so! öyle naz yapmasana!;ist es nicht so? öyle değil mi?;es ist nichts bir şey yok;das war's işte bu kadar;mir ist heute nicht nach Kuchen ( fam) bugün canım pasta çekmiyor;mir ist schlecht iyi değilim;mir ist schwindlig başım dönüyor;mir ist, als hätte ich Stimmen gehört sanki sesler duymuşum gibi geldi;lass es \sein! bırak!, yapma!;es sei denn, dass... meğerki;wie dem auch sei nasıl olursa olsun2) ( Zustand)sie ist verheiratet o evli(dir)3) (vorhanden \sein) (mevcut) olmak, bulunmak;ist da jemand? orada [o burada] kimse var mı?;es waren viele Leute da orada çok insan vardı;es war einmal... bir varmış...4) ( sich befinden) bulunmak, olmak;sie sind in Deutschland Almanyadalar;wo warst du so lange? neredeydin bu kadar zaman?5) ( mit Zeitangabe)es ist 14.30 Uhr saat 14.30;heute ist Montag bugün pazartesi;es ist Juni hazirandayız;es ist sonnig/heiß hava güneşli/sıcak;es ist schlechtes Wetter hava kötü;das ist über 10 Jahre her bunun üstünden 10 yıl geçti;morgen sind es 10 Jahre, dass wir uns kennen yarın tanıştığımızın onuncu yıldönümü6) ( geschehen) olmak;muss das \sein? bunun olması zorunlu mu?;kann \sein! olabilir!;was ist? ne var?;ist was? bir şey mi var?;sei's drum! haydi öyle olsun!; ( es macht nichts) fark etmez!7) ( Hilfsverb)sie sind schwimmen ( gegangen) yüzmeye gittiler;ich bin krank gewesen hastaydım;er ist bewusstlos geworden bayıldı;sie ist verurteilt worden mahkûm oldu;wenn er nicht gewesen wäre o olmasaydı\sein Sohn/Auto onun oğlu/otosu;\seine Kinder/Freundin onun çocukları/kız arkadaşı -
7 verpflichten
verpflichten*I vt1) yükümlendirmek, mecbur tutmak;verpflichtet sein, etw zu tun bir şey yapmakla yükümlü olmak;ich bin ihm sehr verpflichtet ona çok minnettarım;ich bin Ihnen sehr zu Dank verpflichtet size çok müteşekkirim;ich bin zum Schweigen/Sprechen verpflichtet susmak/konuşmak mecburiyetimdeyim [o zorundayım]II vrsich \verpflichten taahhüt etmek (zu -i), üstlenmek (zu -i); ( versprechen) söz vermek (zu -e); ( Sportler) mukavele yapmak;sich jdm verpflichtet fühlen birine minnet duymak, birine minnettar kalmak -
8 es
es pers pron o (yansız); onu;es gibt var;es gibt nicht/kein yok;ich bin es benim;ich bin es nicht ben değilim -
9 achttausend
achttausend ['-'--] adjinv sekiz bin;dieser Stein ist \achttausend Jahre alt bu taş sekiz bin yaşındadır -
10 die, das
der, die, das < die> [de:ɐ, di:, das]II pron1) (adjektivisch: hier) buradaki, buradakiler pl; (da) oradaki, oradakiler pl;das Kind dort oradaki çocuk2) ( substantivisch) bu, o, bunlar pl, onlar pl;was ist das? bu ne(dir) ?, bunlar ne(dir) ?;das hier/da buradaki/oradaki;\die, das/die dort oradaki/oradakiler;das bin ich bu benim;\die, das mit dem Koffer bavullu olanı;ist das Ihr Auto? bu sizin otomobiliniz mi?;wie dem auch sei her nasılsa;ich bin mir dessen bewusst ben bunun farkındayım;der Mensch, \die, das das getan hat bunu yapan insan;der Mann, bei dem er wohnt yanında oturduğu adam;der Nachbar, dessen Hund so oft bellt köpeği öyle sık havlayan komşu -
11 hier
\hier bin ich! ben buradayım!;\hier entlang buradan;das Haus \hier buradaki ev;\hier in der Nähe yakınlarda, bu yakında;\hier und da burada şurada;dieser \hier buradaki;\hier oben/unten/hinten burada yukarıda/aşağıda/arkada;ich bin nicht von \hier ben buradan [o buralı] değilim2) ( zeitlich)von \hier an bundan sonra3) ( an diesem Punkt) bu noktada, burada;\hier muss ich dir Recht geben bu noktada sana hak veriyorum -
12 X-fache
-
13 bedienen
bedienen <o -ge-, h>1. v/t: jemanden bedienen b-ne hizmet etmek; Kunden -e bakmak;scherzh ich bin bedient! ben payımı aldım!; fam burama geldi!; TECH kullanmak; işletmek2. v/r: sich bedienen kendine servis yapmak; (yiyeceklerden) almak;bedienen Sie sich! buyurun (alın)!; -
14 begierig
ich bin begierig zu (+ inf -mek için) yanıp tutuşuyorum -
15 Billiarde
Billiarde [-lĭ-] f <-; -n> bin trilyon (1015) -
16 bis
1. präp zeitlich -e kadar, -e dek/değin;bis heute bugüne dek;bis jetzt şimdiye dek;bis in die Nacht gece oluncaya kadar; gece yarısına kadar;bis morgen! yarın görüşürüz;bis (spätestens) Freitag (en geç) cumaya kadar;von Montag bis Freitag pazartesi-cuma (arası);bis auf weiteres yeni bir …e kadar; bir dahaki sefere kadar;fam bis dann, bis bald, bis morgen! sonra/yakında/yarın görüşmek üzere! fam ich bin bis 10 Uhr zurück saat 10’a kadar dönerim;räumlich bis Berlin Berlin’e kadar;bis hierher buraya kadar;von Anfang bis Ende baştan sona (kadar);wie weit ist es bis zum Bahnhof? gara daha ne kadar var?;bis zum Ende -in sonuna kadar;vor Zahlen 5 bis 10 Tage beş on gün, 5 ila 10 gün;von 9 bis 5 9’dan 5’e kadar;bis 5000 Euro 5000 euroya kadar;Kinder bis 12 Jahre 12 yaşın altındaki çocuklar;bis zu 8 Personen en çok 8 kişi;auf den letzten Teil (einschließlich) son bölüme varıncaya kadar;bis auf (A) (außer) -in dışında; hariç;alle bis auf einen biri hariç hepsi2. konj -inceye kadar; -ene kadar -
17 dabei
dabei adv yanında, hazır; yakınında; aynı anda; dahil;warst du dabei? orada mıydın?, oraya gittin mi?;fam fig ich bin dabei (mache mit) ben (de) varım, katılıyorum;es kommt nichts dabei heraus bundan bir sonuç/şey çıkmaz;ich dachte mir nichts dabei aklıma hiç (kötü, sakıncalı) bir şey gelmedi;(obwohl) du lachst, dabei ist es gar nicht witzig gülüyorsun, halbuki/oysa iş hiç de eğlenceli değil;er ist dabei (, zu …) o şu an … ile meşgul, -mek üzere;es ist nichts dabei bunun bir zorluğu yok; bunun bir zararı yok;was ist schon dabei ne olmuş yani?;lassen wir es dabei öyle bırakalım, kalsın! -
18 damit
1. adv bununla, onunla;was will er damit sagen? bununla ne demek istiyor? ich bin damit fertig bunu bitirdim;wie steht es damit? -den ne haber?;damit einverstanden sein -e razı olmak2. konj -sin diye, -in -mesi için;pass gut auf, damit nichts passiert dikkat et de bir kaza çıkmasın -
19 darüber
darüber adv örtlich bunu/onun üstün ( oder üstünde); üstelik, daha fazla; (über A) … hakkında, -e dair;zeitlich darüber werden Jahre vergehen üstünden yıllar geçecek;das Zimmer darüber bunun üstündeki oda;ich bin darüber eingeschlafen bu sırada uyuyakalmışım;darüber hinaus bundan başka;ich freue mich darüber buna seviniyorum, bundan memnunum;ich muss darüber nachdenken bunu (iyice) düşünmem lazım -
20 dran
ich bin dran sıra bende;er ist arm dran onun durumu kötü;spät dran sein geç kalmak;an der Sache ist was dran bunda bir iş var;du weißt nie, wie du mit ihr dran bist onun gözünde ne değerin olduğunu hiç anlayamazsın
См. также в других словарях:
bin — bin·aural; bin·auricular; bin·di eye; bin·dle; bin·gee; bin·io·dide; bin·man; bin·na; bin·ny; bin·oculate; bin·oc·u·lus; bin·o·kid; bin·ovular; bin·oxalate; bin·oxide; bin·tang·or; bin·tu·rong; bob·bin; ca·bin·da; can·na·bin; car·a·bin;… … English syllables
Bin — Cette page d’homonymie répertorie les différents sujets et articles partageant un même nom. {{{image}}} Sigles d une seule lettre Sigles de deux lettres > Sigles de trois lettres … Wikipédia en Français
bin — /bin/, n., v., binned, binning. n. 1. a box or enclosed place for storing grain, coal, or the like. v.t. 2. to store in a bin. [bef. 950; ME binne, OE binn(e) crib, perh. < Celt; cf. Welsh benn cart] * * * (as used in expressions) bin Laden Osama … Universalium
Bin — Bin, n. [OE. binne, AS. binn manager, crib; perh. akin to D. ben, benne, basket, and to L. benna a kind of carriage ( a Gallic word), W. benn, men, wain, cart.] A box, frame, crib, or inclosed place, used as a receptacle for any commodity; as, a… … The Collaborative International Dictionary of English
Bin — Bin: /bin .bin См. также Бин … Википедия
Bin — Bin, v. t. [imp. & p. p. {Binned}; p. pr. & vb. n. {Binning}.] To put into a bin; as, to bin wine. [1913 Webster] … The Collaborative International Dictionary of English
bin — Vunr std. (8. Jh.), mhd. bin, ahd. bim, as. bium, afr. bim Stammwort. Die Formen des Verbums sein sind nicht nur suppletiv (s. ist, sein2 und Wesen für die unvermischten Formen), sondern teilweise auch aus verschiedenen Grundlagen verschmolzen: 1 … Etymologisches Wörterbuch der deutschen sprache
Binə — may refer to: *Binə, Baku, Azerbaijan *Binə, Khojavend, Azerbaijan … Wikipedia
bin — biñ interj. verksmo garsui žymėti: Vienas biñ, kitas biñ – ir paleido visi vaikai dūdas (pradėjo verkti) Kp … Dictionary of the Lithuanian Language
bin — short for waste bin, has given rise in BrE to a transitive verb to bin, meaning ‘to throw away’ or (figuratively) ‘to reject’: • Who remembers the kind of middle class good behaviour, thrift and modesty that have been binned along with Bromo, the … Modern English usage
bin — [bin] n. [ME < OE, manger, crib < Celt, as in Welsh benn, cart, orig., cart with woven wicker body < IE base * bhendh : see BIND] a box or other receptacle, or an enclosed space, esp. for storing foods or other articles for a time vt.… … English World dictionary