-
1 память
ж1) bellek (-ği), hafızaмузыка́льная па́мять — müzik belleği
поте́ря па́мяти — bellek yitimi
изгла́диться из па́мяти — bellekten / zihinden silinmek
2) anı, hatıraв па́мять о нём воздви́гнут па́мятник — onun anısına bir anıt dikildi
ве́чер па́мяти Го́рького — Gorki'yi anma gecesi
турни́р па́мяти Чиго́рина — Çigorin Anı Turnuvası
почти́ть па́мять кого-л. мину́той молча́ния — birinin anısına bir dakika sessiz kalmak, birinin anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunmak
почти́ть па́мять поги́бших за... —... uğrunda canını vermiş olanları saygı ile anmak
3) в соч.больно́й был без па́мяти — hasta baygın bir haldeydi / bayılmıştı
••люби́ть кого-л. без па́мяти — birine ayılıp bayılmak
они́ бу́дут без па́мяти от вас — size bayılacaklar
мы сфотографи́ровались на па́мять — bir hatıra fotoğrafı çektirdik
прийти́ на па́мять кому-л. — birinin hatırına gelmek
чита́ть стихи́ по па́мяти — şiirleri ezberden okumak
рису́нок сде́лан по па́мяти — desen hafızadan yapılmıştı
-
2 плохой
fena* * *врз1) kötü, fenaплохо́й челове́к — fena / kötü adam
плохо́й учени́к — fena / zayıf öğrenci
плоха́я привы́чка — kötü alışkanlık
плоха́я пого́да — kötü / bozuk / elverişsiz hava
из-за плохо́й пого́ды — hava bozukluğundan
плоха́я доро́га — bozuk yol
плохо́е состоя́ние доро́ги — yolun bozukluğu
плоха́я отме́тка / оце́нка (шко́льная) — kırık not
плоха́я рабо́та — kötü çalışma; kötü işçilik ( о качестве изделия)
плохо́й урожа́й — kötü ürün
плоха́я па́мять — zayıf bellek / hafıza
плохо́е утеше́ние — zayıf teselli
плоха́я организа́ция (соревнований и т. п.) — organizasyon bozukluğu
а чем тот прие́мник был плох? — o radyonun ne kusuru vardı?
у него́ плохи́е отноше́ния с... —... ile arası iyi değil
на плохом неме́цком языке́ — bozuk bir Almanca ile
пло́хи дела́! — işler kötü!
2) (плохо́е) → сущ., с kötülük, fenalıkон же тебе́ ничего́ плохого не сде́лал! — sana bir kötülük / fenalık yapmadı ki!
бы́ло у нее (в жи́зни) и хоро́шее, и плохо́е — iyi günler de kötü günler de görmüştü
••а что тут / в э́том плохо́го?! — bunda ne kötülük var?!
с э́той боле́знью шу́тки пло́хи — bu hastalığın şakası yok
-
3 потеря
ж, врзпоте́ря па́мяти — bellek yitimi
поте́ря аппети́та — iştah yitimi
больша́я поте́ря кро́ви — fazla kan kaybı
поте́ря созна́ния — bayılma
без поте́ри в зарпла́те — ücret kaybı olmaksızın
его́ смерть - больша́я поте́ря для них — onun ölümü onlar için büyük bir yitimdir / kayıptır
поте́ря пра́ва (на что-л.) — hakkın düşmesi
угро́за поте́ри незави́симости — bağımsızlığını yitirme tehlikesi
поте́ря вре́мени — zaman / vakit kaybı
поте́ри в живо́й си́ле и те́хнике — insan ve araç zayiatı
вы́йти из войны́ с наиме́ньшими поте́рями — savaştan en az kayıpla çıkmak
э́то привело́ к поте́ре голосо́в (избира́телей) — bu, oy kaybına neden oldu
с поте́рей э́того преиму́щества — bu üstünlüğün elden çıkmasıyla
-
4 тип
tip; kişi* * *м1) врз tipти́пы самолётов — uçak tipleri
госуда́рство но́вого ти́па — yeni tip bir devlet
отноше́ния но́вого ти́па — yeni tipten ilişkiler
ти́пы па́мяти — bellek tipleri
лю́ди э́того ти́па — bu tip insanlar
мост железнодоро́жного ти́па — demiryol köprüsü tipi / türü / benzeri bir köprü
2) разг. ( человек) kişi; herif неодобр.
См. также в других словарях:
bellek — is., ği, ruh b. 1) Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin Böylelerini dinlediğimizde, belleğimizde sözleri, hiç mi hiç, kalmaz. S. Birsel 2) bl. Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bellek kaybı — is., tıp Bellek yitimi Karısı kocasının bir bellek kaybı krizine tutulduğunu sanmakta olduğunu söylemiştir. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
bellek yitimi — is., tıp 1) Büyük sarsıntı, humma yüzünden belleğin bozulması veya kaybolması biçiminde beliren ruh hastalığı, bellek kaybı, hafıza kaybı, hafıza yitimi, amnezi 2) Belleğin kısa bir süre durup işlememesi, bellek kaybı, hafıza kaybı, hafıza yitimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bellek daralması — is., tıp Belleğin çevreyi tam ve iyi olarak algılayamaması İnsanın o şehre yabancılaşması, kendisinin bellek daralmasından kaynaklanmaz. A. Boysan … Çağatay Osmanlı Sözlük
bellek körlüğü — is., tıp Belleğin çevreyi iyi algılayamaması Bu anlayışsızlık, benim bellek körlüğümden kaynaklanmıyor. A. Boysan … Çağatay Osmanlı Sözlük
bellek karışıklığı — is., tıp Kelimelerin doğru anlamını hatırlayamamak veya ilk olarak görülen bir şeyi önce gördüğünü sanma duygusuna kapılmak biçiminde beliren bir ruh hastalığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dış bellek — is., ği, bl. Bilgisayarın yalnızca giriş çıkış kanallarını kullanarak erişebildiği bellek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç bellek — is., ği, bl. Bilgisayarın giriş çıkış kanalları kullanılmaksızın erişebildiği bellek … Çağatay Osmanlı Sözlük
belleğini yitirmek — bellek kaybına uğramak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Rai'N'B fever — Raï n B Fever Raï n B Fever est un collectif de Raï et de RnB. Le nom du collectif est un mélange de ces deux styles. Ce groupe a été initié par le duo de DJ Kore Scalp, devenus en l espace de trois ans les producteurs français de RnB et de Raï… … Wikipédia en Français
Rai'n'B Fever — Raï n B Fever Raï n B Fever est un collectif de Raï et de RnB. Le nom du collectif est un mélange de ces deux styles. Ce groupe a été initié par le duo de DJ Kore Scalp, devenus en l espace de trois ans les producteurs français de RnB et de Raï… … Wikipédia en Français