-
1 bastırmak
I vt2) drücken, pressenelini alnına \bastırmak die Hand an die Stirn pressensigarasını duvara bastırarak söndürdü er drückte seine Zigarette auf der Wand ausbir şeyi baş göstermeden \bastırmak etw im Keim ersticken4) ( kumaşın kenarını kıvırıp dikmek) säumen5) birini faka \bastırmak ( fig) jdn aufs Glatteis führen6) ( enflasyonu) drosseln7) psych verdrängenII vialaca karanlık bastırdığında bei Einbruch Dämmerunguyku \bastırmak vom Schlaf befallen werden2) ( baskı yapmak) Druck machenbirine \bastırmak auf jdn Druck ausüben, jdn unter Druck setzen -
2 bastırmak
1. v/t (-i) kaus von basmak; Antwort usw parat haben; -e drücken auf A; Aufstand unterdrücken; Brand löschen; jemanden als Gast überfallen; Gefühl bezwingen; Stoff säumen; (-i -de) jemanden übertreffen (in D); (-i –e) etwas stopfen (in A, z.B. eine Kiste), verstauen (in A)2. v/i Kälte, Schneefall einsetzen -
3 bastırmak
1) -i подавля́ть, заглуша́тьaçlığı bastırmak — заглуши́ть чу́вство го́лода
isyanı bastırmak — подави́ть восста́ние
2) -i превосходи́ть кого в чём; оде́рживать верх над кем3) -i накла́дывать; вти́скивать, умина́ть; прессова́ть4) нагря́нутьsoğuklar bastırdı — нагря́нули холода́
5) -i подруба́ть, подшива́ть -
4 bastırmak
2) В подавля́ть; заглуша́тьisyanı bastırmak — подавля́ть восста́ние
5) В накла́дывать, закла́дывать; вти́скивать; прессова́ть6) появи́ться, нагря́нуть7) наступа́ть, начина́ться (внезапно)8) В подруба́ть, подшива́ть -
5 bastırmak
бастыру -
6 bastırmak
v. press down on, depress, push down, compress, weigh down, weigh, allay, alleviate, appease, assuage, bear against, beat down, bottle up, burke, choke, crucify, drown, extinguish, flow, gulp, gulp down, hold down, keep down, keep in, keep under -
7 bastırmak
dan çap kirin--------dewisandin--------tepeserkirin--------tepisandin -
8 bastırmak
Yatırmaq -
9 bastırmak
stłumić; tłumić; znosić -
10 bastırmak
"to have (sth) printed; to make sb print; to subdue, to repress, to stifle, to contain; (isyan) to put sth down, to suppress, to quash, to quell; (açlýk) to appease; (ses) to drown; (skandal vb) to hush up, to cover; (giysi) to hem" -
11 bastırmak
"1. /ı, a/ to have or let (someone) step on or in (something). 2. /a, ı/ to have or let (someone) print (books, etc.) or coin (money). 3. /ı, a/ to press (one thing) upon (another). 4. /ı/ to suppress, put down (a rebellion, a disturbance). 5. /ı/ to put out (a big fire). 6. /ı, a/ to pack (things) tightly in (a container). 7. /ı/ (for something) to relieve (pain, hunger, etc.). 8. /da, ı/ to surpass, outdo (someone) in (something). 9. /ı/ to hem (a piece of cloth). 10. /ı/ to come out with (a reply) at once. 11. (for an unexpected visitor) suddenly to descend, suddenly to show up; /ı/ suddenly to descend upon, suddenly to visit. 12. (for heat, cold, rain, snow) suddenly to set in or to increase in intensity. 13. /ı/ to set, put (a hen) on eggs so that she will hatch them. 14. /ı/ slang to cough up, fork over (money). Bastır! Go! (said to urge on someone, a team): Haydi bastır Beşiktaş! Get´em Beşiktaş! Bastır ulan! Get him!" -
12 bastırmak
potlačit; zamlčet; zrušit -
13 gürültü bastırmak
заглуши́ть шум -
14 mideyi bastırmak
перекуси́ть -
15 sıcak bastırmak
-
16 faka bastırmak
v. deceive, trick, two-time, hornswoggle -
17 göğsüne bastırmak
v. strain smb. to one's breast -
18 karanlık bastırmak
v. fall -
19 kenarını bastırmak
v. fringe, hem, overcast, skirt -
20 konuşarak bastırmak
v. talk down
См. также в других словарях:
bastırmak — i 1) Basma işini yaptırmak Çok güçlüydü, bastırdı, omuzlarını yatağa yapıştırdı âdeta. T. Dursun K 2) Zararlı bir olayı önlemek Yangını bastırmak. 3) Durdurmak İsyanı bastırmak. 4) Üstünlüğünü göstermek Şişman, kısa boylu bir yüzbaşı usulsüzlükte … Çağatay Osmanlı Sözlük
gürültü bastırmak — gürültüden daha güçlü ses çıkarıp onu etkisizleştirmek Barın bütün gürültüsünü bastıran kahkahaları bundan sonra başladı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyku basmak (veya bastırmak) — çok uykusu gelmek İkimiz de esniyorduk, uyku bastırıyordu. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
faka bastırmak — aldatmak, tuzağa düşürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hırs bastırmak — (birine) aşırı ölçüde açgözlü duruma gelmek İmar olanağı vurgunları, sayıları artan vurgunculara hırs bastırıyor. A. Boysan … Çağatay Osmanlı Sözlük
mandepsiye bastırmak — aldatmak, tuzağa düşürmek Karı kocaya benzemiyordu ya neyse beni adamakıllı mandepsiye bastırdılar. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
safra bastırmak — açlığını yatıştıracak kadar az bir şey yemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıcak bastırmak — sıcak basmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kenar (veya kenarını) bastırmak — bir kumaşın kenarlarını kıvırıp elle veya makine ile dikmek Hâlâ, elinde bir bohça yapmak istediği bez parçasının kenarını bastırıyordu … Çağatay Osmanlı Sözlük
mideyi bastırmak — hafif şeyler yiyerek açlığını gidermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
basurmak — bastırmak, II, 77 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini