-
1 büyümek
vi1) (auf) wachseniki dilli \büyümek zweisprachig aufwachsen2) sich vergrößern3) (çığ gibi \büyümek) anschwellen4) anwachsen, eskalieren -
2 büyümek
büyümek groß ( oder größer) werden (a Kind); aufwachsen, heranwachsen; Feuer sich ausbreiten; Streit sich verschärfen;büyümüş de küçülmüş Kind wie ein Erwachsener, altklug -
3 büyümek
возраста́ть расти́* * *1) станови́ться больши́м; увели́чиваться, возраста́ть; расширя́тьсяkavga büyüdü — ссо́ра уси́лилась
2) расти́, выраста́ть, развива́ться -
4 büyümek
биегәй; зураю -
5 büyümek
увеличиваться, вырастать, расширятьсяİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > büyümek
-
6 büyümek
v. grow, grow up, increase, extend, enlarge, greaten, accrue, augment, bulk, expand, flourish, hatch, outgrow, shoot up, swell, wax, vegetate* * *grow -
7 büyümek
mezin bûn--------mezinbûn -
8 büyümek
1) расти, становиться взрослымувеличиться3) возноситься -
9 büyümek
Böyümək -
10 büyümek
wzrastać -
11 büyümek
1) станови́ться больши́м, увели́чиваться, возраста́ть; расширя́ться2) расти́, выраста́ть; воспи́тываться -
12 büyümek
хэхъон/ хэхъуэн, ИН(ы) ХЪУН -
13 büyümek
ины хъун, хэхъон -
14 büyümek
μεγαλώνω, ανατρέφομαι -
15 büyümek
أزهىتزكىتنامىزادزكازها -
16 büyümek
1. أزهى [أَزْهَى]Anlamı: boyutlar artmak, irileşmek2. تزكى [تَزَكَّى]Anlamı: boyutlar artmak, irileşmek3. تنامى [تَنَامَى]Anlamı: boyutlar artmak, irileşmek4. زاد [زادَ]Anlamı: boyutlar artmak, irileşmek5. زكا [زَكَا]Anlamı: boyutlar artmak, irileşmek6. زها [زَهَا]Anlamı: boyutlar artmak, irileşmek -
17 büyümek
"to grow, to blossom (out); to grow up; to expand; to develop" -
18 büyümek
"1. to grow. 2. to grow up. 3. to become large. 4. to become more important. 5. to increase; to get more intense; to expand. büyümüş de küçülmüş (a child) who is very wise and mature for his age." -
19 büyümek
böyümək -
20 büyümek
přibýt; přibývat; růst; zvětšovat
См. также в других словарях:
büyümek — nsz 1) Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek Büyür güzellikleri, vücutları, kısmetleri çocuklar uyurken. F. H. Dağlarca 2) Yetişmek İhtiyar Süleyman Çavuşun ellerinde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çığ gibi büyümek — bir olay birdenbire ve etkileyici bir biçimde büyümek … Çağatay Osmanlı Sözlük
baskısız büyümek — serbest bir biçimde yetişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
karnı büyümek — hamile kalmak Felaket bununla bitmemiş, üç ay sonra karnı büyümeye başlamış. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
burnu büyümek — kibirlenmek, büyüklenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
lokma (veya lokması) ağzında büyümek — üzüntü veya iştahsızlık sebebiyle lokmasını yutamamak Ağzımızda lokmalar büyürdü, muşambanın buz gibi teması âdeta ellerimizi yakardı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzında büyümek — (bir yiyecek) sevmediğinden veya içi almadığından yutamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
elinde büyümek — 1) büyütülmek, bakılmak Çocuklar Nimet Hanım adında bir kadının elinde büyüdüler. R. N. Güntekin 2) eğitilmek, bilgi, görgü ve terbiye sahibi olmak, yetiştirilmek Üstadım, ben sizin elinizde büyüdüm, sizden feyzaldım. F. F. Tülbentçi … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözünde büyümek — bir şey bir kimseye olduğundan güç veya önemli görünmek Güneşin altında bu sıcak kırları geçmenin ağırlığı gözümde büyüyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
üsmek — büyümek … Çağatay Osmanlı Sözlük
baynımak — büyümek … Beypazari ağzindan sözcükler