-
21 unholy
adj. kutsal olmayan, dine aykırı, kötücül, fena* * *1) (disrespectful or irreverent: shrieks of unholy laughter.) saygısız2) (outrageous or unreasonable: an unholy din.) akıl almaz -
22 unreasonable
adj. mantıksız, akıl almaz, abes, anlamsız, makul olmayan, saçma, aşırı, fahiş, lâf anlamaz* * *makul olmayan* * *1) (not guided by good sense or reason: It is unreasonable to expect children to work so hard.) mantıksız2) (excessive, or too great: That butcher charges unreasonable prices.) aşırı -
23 numinous
adj. akıl almaz, esrarlı* * *esrarlı -
24 unreasoning
adj. mantıksız, akılsız, akıl almaz* * *mantıksız -
25 unbegreiflich
unbegreiflich adj anlaşılmaz, akıl almaz -
26 unfassbar
unfassbar, unfasslich adj akıl almaz -
27 unfasslich
unfassbar, unfasslich adj akıl almaz -
28 unverständlich
unverständlich adj (undeutlich) anlaşılmaz; gedanklich akıl almaz;es ist mir unverständlich, warum niçin -diğine aklım ermiyor -
29 unvorstellbar
unvorstellbar adj akıl almaz, anlaşılmaz; (undenkbar) düşünülemez -
30 απίστευτος
inanılmaz, akıl almaz -
31 θαυμαστός
harika, akıl almaz -
32 fantastisch
1) ( nicht realistisch) fantezi, hayalî -
33 fassungslos
akıl almaz; ( verwirrt) şaşkın;ein \fassungsloses Gesicht machen şaşkın şaşkın bakmak -
34 sagenhaft
-
35 unfassbar
akıl almaz; ( unglaublich) inanılmaz -
36 unvorstellbar
akla hayale sığmayanakıl almaz -
37 incredible
inanilmaz, akil almaz; harika, müthis, süper -
38 fassen
fassen ['fasən]I vt1) ( ergreifen) tutmak, yakalamak;jdn bei der Hand \fassen birini elinden tutmak2) ( festnehmen) yakalamak3) ( aufnehmen) (içine) almak;der Tank fasst 50 Liter depo (içine) 50 litre alır4) Mut \fassen cesaret almakich kann keinen klaren Gedanken \fassen doğru dürüst düşünemiyorum;etw ins Auge \fassen bir şeyi göz önüne almak6) ( begreifen) aklı almak, akıl erdirmek (-e), kavramak, anlamak;es ist nicht zu \fassen! akıl ermez [o almaz] bir şey!8) ( ausdrücken) ifade etmek (in -de), dile getirmek (in -de)II vrsich \fassen ( sich beruhigen) yatışmak, sakinleşmek -
39 Allah
алла́х (м)* * *1) Алла́х, Бог2) бу́дучи пе́рвым компоне́нтом изафе́та, уси́ливает значе́ние второ́го компоне́нтаAllahın ayazinda — в лю́тый моро́з
Allahın günü — ка́ждый Бо́жий день
Allahın tembeli — отъя́вленный ло́дырь
••Allah bilir ama kul da sezer — посл. Алла́х зна́ет, а его́ раб дога́дывается
Allah dağına göre kar verir — посл. Госпо́дь Бог раздаёт го́ре / печа́ль / боле́зни и т. п. ка́ждому сто́лько, ско́лько он вы́держит
Allah dokuzda verdiğini sekizde almaz — посл. чему́ быть, того́ не минова́ть
Allah herkesin gönlüne göre versin — погов. ка́ждый полу́чит то, чего́ он заслу́живает
Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış — посл. дру́жба дру́жбой, а де́нежки врозь
Allah kazadan belâdan saklasın — погов. упаси́, Алла́х, от вся́кой напа́сти
Allahtan korkayandan korkmalı — погов. бо́йся того́, кто не бои́тся Алла́ха
Allah sağ eli / gözü sol ele / göze muhtaç etmesin — погов. не приведи́, Алла́х, прибега́ть к по́мощи бли́зких
- Allahım- Allah ne de yakışmış!- Allahtan- Allah akıl fikir versin!
- Allah akıllar versin!
- Allah Allah
- Allah aratmasın
- Allah artırsın
- Allah aşkına
- Allah bağışlasın
- Allah belâsını versin!
- Allah beterinden saklasın
- Allah beterind esirgesin - Allah büyük
- Allah canını alsın!
- Allah cezasını versin!
- Allah derim
- Allah dört gözden ayırmasın
- Allah düşmanıma vermesin
- Allah ecir sabır versin
- Allah eksik etmesin
- Allah eksikliğini göstermesin
- Allah emeklerini eline versin
- Allah etmesin
- Allah evi
- Allah gecinden versin
- Allah göstermesin
- Allah hakkı için
- Allahın hikmeti
- Allah hoşnut olsun
- Allah için
- Allah inandırsın
- Allah seni inandırsın
- Allah sizi inandırsın
- Allah kabul etsin
- Allah kahretsin!
- Allah kavuştursun
- Allah kerim
- Allahtan kork!
- Allahtan korkmaz
- Allah lâyığını versin
- Allah manda şifalığı versin
- Allah mübarek etsin!
- Allah ne verdiyse
- Allah ömürler versin
- Allah rahatlık versin!
- Allah rahmet eylesin!
- Allah rızası için
- Allah selâmet versin
- Allahını seversen
- Allah son gürlüğü versin
- Allaha şükür
- Allah taksimi
- Allah utandırmasın
- Allah vere
- Allah vere de
- Allah vergisi
- Allah vermesin
- Allah versin
- Allah yarattı dememek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
akıl almaz — inanılacak gibi olmayan, inanılmaz Bu hikâye akıl almaz bir aptallıktan başka bir şey değildi. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
akıl — is., klı, Ar. ˁaḳl 1) Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us 2) ruh b. Bellek Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı 3) Öğüt, salık verilen yol Bu aklı size kim verdi. 4) Düşünce, kanı Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K … Çağatay Osmanlı Sözlük
aptallık — is., ğı 1) Aptal olma durumu 2) Aptalca iş Bu hikâye akıl almaz bir aptallıktan başka bir şey değildi. T. Buğra Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller aptallık etmek aptallığa vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çelikleştirmek — i 1) Çelik durumuna getirmek 2) mec. Güçlendirmek, güç kazandırmak Almanya akıl almaz bir çabuklukla yeniden kalkındı, ekonomisini çelikleştirdi, parasını altın yaptı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırretmek — i, der, Ar. sirr + T. etmek Bir şey veya kimseyi akıl almaz bir biçimde ortadan yok etmek, görünmez kılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırrolmak — nsz, Ar. sirr + T. olmak Bir şey veya kimse akıl almaz bir biçimde ortadan yok olmak Bu peri daima çamlığın içine kaçıyor, orada sırroluyor. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük