Перевод: со всех языков на английский

с английского на все языки

akıl+almaz

  • 1 akıl almaz

    adj. unbelievable, incredible, unreasonable, incomprehensible, inconceivable, numinous, preposterous, unreasoning

    Turkish-English dictionary > akıl almaz

  • 2 akıl almaz

    incredible, inconceivable, unbelievable

    İngilizce Sözlük Türkçe > akıl almaz

  • 3 akıl

    ",-klı 1. reason, intelligence; wisdom, discernment, discretion. 2. mind, comprehension. 3. memory. 4. idea, opinion, thought. 5. advice. -dan 1. from memory. 2. by the use of one´s imagination. -ımda I haven´t forgotten it./I have it in mind. - akıl, gel çengele takıl. colloq. I don´t see how we can solve this problem. - akıldan üstündür. proverb It pays to consult others. - almak /dan/ to ask (someone´s) advice, consult (a person). -ını almak /ın/ to charm, bewitch, fascinate. - almamak to be incredible. -ı almamak /ı/ 1. not to understand. 2. not to believe that (it) is possible. 3. to find (it) unacceptable. - almaz unbelievable, inconceivable. -ı başında sensible, (someone) who has his/her head screwed on right. -ını başına almak/toplamak/devşirmek to come to one´s senses. -ını başından almak /ın/ 1. to deprive (someone) of his/her senses, leave (someone) unable to think straight. 2. to scare (someone) silly, scare the wits out of. -ı başından bir karış yukarı/yukarıda impulsive, rash, impetuous, (someone) who does the first thing that comes into his head. -ı başına gelmek 1. to come to one´s senses, sober down. 2. to come to. -ı başından gitmek 1. to be overwhelmed, be beside oneself. 2. to faint. -ı başında olmamak 1. to be confused, be unable to think straight. 2. to be unconscious. -ını başka yere vermek to let one´s mind wander. -ınla bin yaşa! You´re really thinking today! (said sarcastically to the author of an idea one finds absurd). -ı bokuna karışmak vulg. 1. to be frightened to death. 2. to be overcome with joy. -ını bozmak /la/ to be obsessed (with). - bu ya! colloq. We/He thought it was a good idea! -ını çalmak /ın/ 1. to enchant, fascinate, charm, captivate. 2. to influence, sway. -ını çelmek /ın/ 1. to dissuade from a good intention, cause (one) to give up a decision. 2. to corrupt, lead astray. -dan çıkarmak /ı/ to forget all about (it), give up the idea (of). -ı çıkmak to worry oneself sick, be near panic. -ından çıkmak to slip one´s mind. -ından çıkmamak 1. to stick in one´s mind. 2. to go around and around in one´s head. -ının çivisi eksik not very bright; screwy, cracked. -ı dağılmak to be unable to concentrate. - danışmak /a/ to consult, ask (someone) for advice. - defteri colloq. notebook. - doktoru colloq. psychiatrist. -ını durdurmak /ın/ (for something) to make (someone) unable to think straight. -lara durgunluk vermek (for something) to blow one´s mind. -ı durmak to be openmouthed with astonishment. -ına düşmek 1. to come back to one´s mind. 2. to come into one´s mind, strike one. - eksikliği mental deficiency. - erdirememek /a/ to be unable to fathom. -ı ermek 1. /a/ to understand, grasp. 2. to be mentally mature. - ermemek /a/ 1. not to be able to conceive of; to find inconceivable. 2. to find unacceptable. -ına eseni yapmak to act on impulse, do whatever comes into his/her head. -ına esmek to come into one´s head. - etmek /ı/ to think of (doing something) (at the right time). -ı evvel pretentious about one´s wisdom. - fikir mind: Allah akıl fikir versin! May God cause you to think straight! Aklın fikrin neredeydi? Why didn´t you think? Cafer´in aklı fikri tiyatroda. All Cafer thinks about is the theater. -ından geçirmek /ı/ to happen to think (of). -ından geçmek to occur to one, pass through one´s mind. -a gelmedik unanticipated. -ına gelmek 1. to occur to one. 2. to come back to one´s memory. -ıma gelen başıma geldi. colloq. What l was afraid of has happened. -ına geleni söylemek to speak without thinking. -ına geleni yapmak to act on impulse, do whatever comes into his/her head. -a gelmeyen başa gelir. proverb You can´t always anticipate everything. -a gelmez inconceivable; not anticipated. -ına getirmek 1. /ı, ın/ to remind (someone) of. 2. /ı/ to consider, think (of). -ı gitmek 1. to be confused, be perplexed. 2. /a/ to be taken (by). -ı gözünde (one) who believes only what he sees. - harcı olmamak /ın/ (for something) to be

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > akıl

См. также в других словарях:

  • akıl almaz — inanılacak gibi olmayan, inanılmaz Bu hikâye akıl almaz bir aptallıktan başka bir şey değildi. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akıl — is., klı, Ar. ˁaḳl 1) Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us 2) ruh b. Bellek Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı 3) Öğüt, salık verilen yol Bu aklı size kim verdi. 4) Düşünce, kanı Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aptallık — is., ğı 1) Aptal olma durumu 2) Aptalca iş Bu hikâye akıl almaz bir aptallıktan başka bir şey değildi. T. Buğra Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller aptallık etmek aptallığa vurmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çelikleştirmek — i 1) Çelik durumuna getirmek 2) mec. Güçlendirmek, güç kazandırmak Almanya akıl almaz bir çabuklukla yeniden kalkındı, ekonomisini çelikleştirdi, parasını altın yaptı. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sırretmek — i, der, Ar. sirr + T. etmek Bir şey veya kimseyi akıl almaz bir biçimde ortadan yok etmek, görünmez kılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sırrolmak — nsz, Ar. sirr + T. olmak Bir şey veya kimse akıl almaz bir biçimde ortadan yok olmak Bu peri daima çamlığın içine kaçıyor, orada sırroluyor. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»