-
1 holen
alıp gitmekçağırmak (doktor) -
2 wegbringen
alıp götürmek -
3 wegnehmen
alıp götürmekelinden kapmak -
4 atmen
-
5 handeln
handeln ['handəln]I vi1) ( agieren) davranmak, hareket etmeker handelt mit Drogen uyuşturucu alıp satıyor3) ( feilschen) pazarlık etmek;da lasse ich nicht mit mir \handeln pazarlık yoksich \handeln söz konusu olmak (um -);worum handelt es sich? söz konusu ne(dir) ?III vt işlem görmek;diese Aktien werden nicht an der Börse gehandelt bu hisse senetleri borsada işlem görmüyor;der Spinat wird für vier Euro gehandelt ıspanak dört eurodan işlem görüyor -
6 abholen
abholen v/t <-ge-, h> (gidip) almak; (alıp) getirmek;abholen lassen -in gelip almasını/karşılamasını sağlamak, aldırmak;jemanden von der Bahn abholen b-ni istasyonda(n) karşılamak -
7 durchspielen
durchspielen v/t <-ge-, h> Möglichkeit bir ihtimali ele alıp iyice düşünmek -
8 haben
haben <hat, hatte, gehabt, h>1. v/t -e sahip olmak;haben Sie … -iniz var mı?;ich habe keine Zeit zamanım/vaktim yok;was hast du? ne(yi)n var?;etwas haben wollen bş-i (elde etmek) istemek;(noch) zu haben sein (daha) serbest olmak;woher hast du das? bunu nereden aldın/buldun?;was hast du gegen ihn? onunla alıp veremediğin ne(dir)?;was habe ich davon (, wenn …)? (-rsem) bunun bana ne faydası olur?2. v/aux hast du meinen Bruder gesehen? kardeşimi gördün mü?;hast du gerufen? sen mi çağırdın? -
9 Hehler
Hehler m <Hehlers; Hehler> çalıntı mal alıp satan -
10 hinreißen
hinreißen v/t <unreg, -ge-, h> alıp götürmek; fig kendinden geçirmek, hayran bırakmak;sich hinreißen lassen ( von etwas bş-e) kapılmak, kendini kaptırmak -
11 wegschaffen
wegschaffen v/t <-ge-, h> alıp götürmek, çıkarmak -
12 abholen
ab|holenvt1) ( Gegenstand) gidip almak;etw \abholen lassen bir şeyi aldırtmak2) ( Person) karşılamak;jdn am Bahnhof \abholen birini istasyonda karşılamak -
13 abtransportieren
-
14 Austausch
kein pl değiştir(il) me, değiş tokuş; ( von Informationen) alıp ver(il) me; ( von Gedanken, Wärme) alış veriş, teati;im \Austausch für etw bir şeyin yerine, bir şey ile değiştirmek üzere -
15 austauschen
aus|tauschenvt değiştirmek, değiş tokuş etmek; ( wechselseitig geben) karşılıklı alıp vermek; ( ersetzen) ikame etmek, yerine koymak -
16 Datenaustausch
-
17 dealen
dealen ['di:lən]vi uyuşturucu madde alıp satmak -
18 durchatmen
durch|atmenvi derin nefes alıp vermek; ( fig) nefes almak, ferahlamak, rahatlamak -
19 fortbringen
fort|bringenirr vt alıp götürmek, yerinden oynatmak -
20 fortführen
- 1
- 2
См. также в других словарях:
Alıp — ( Alp ) is a Turkic term referring for #Title of nobles serving in military of Göktürk and Khazar qaghanates, Volga Bulgaria and some other states. #An epic hero or a giant in Turkic folklore, usually noble. In some cases this term could be added … Wikipedia
alıp verememek — (biriyle) anlaşamamak, çekememek, geçinememek Onunla alıp veremediğiniz nedir, ne alıp veremiyorsunuz? … Çağatay Osmanlı Sözlük
alıp sattığı olmamak — hiç ilgisi bulunmamak Lisan kursunu filan alıp sattığı yokmuş. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
alıp vereceği olmamak — bir kimseyle hiçbir ilgisi olmamak Onun benimle ne alıp vereceği olabilir? … Çağatay Osmanlı Sözlük
alıp yürümek — az zamanda çok ilerlemek, yayılmak, çoğalmak, artmak Bu kasıt tertibi, aramızı bozabilecek bir cinayet davasının alıp yürümesine, dallanıp budaklanmasına yol açtı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ALIP — abnormal localized immature myeloid precursor … Medical dictionary
ALIP — Annular Linear Induction Pump ( > IEEE Standard Dictionary ) … Acronyms
ALIP — Annular Linear Induction Pump ( > IEEE Standard Dictionary ) … Acronyms von A bis Z
ALIP — • abnormal localized immature myeloid precursor … Dictionary of medical acronyms & abbreviations
alıp satmaz görünmek — ilgisiz görünmek veya davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
alıp vermek — 1) kalp çarpıntısı geçirmek 2) herhangi bir konu üzerinde yoğun olarak düşünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük