-
1 locker
locker adj gevşek; fig (lässig) rahat, teklifsiz;es geht bei ihnen sehr locker zu onlar çok rahat, teklifsiz insanlar;fam das schafft sie locker o bu işi haydi haydi başarır -
2 allenfalls
allenfalls ['alən'fals] advgerekirse, olmazsa; ( höchstens) olsa olsa, haydi haydi -
3 auf
auf [aʊf]I präp1) ( oben darauf) üstünde, üzerinde;\auf dem Tisch masanın üstünde;\auf dem Boden yerde;ich habe es \auf einem Bild gesehen ben onu bir resimde gördüm2) ( darauf befindlich)\auf Zypern Kıbrıs'ta;\auf der Straße yolda, sokakta;\auf der Karte/Welt haritada/dünyada;\auf dem Markt pazarda; comm piyasada3) ( drinnen) -de;\auf der Bank/der Post/dem Polizeirevier bankada/postada [o postanede] /karakolda;\auf dem Land(e) karada;\auf meinem Konto hesabımda4) ( während) iken;\auf Reisen yolculuk yaparken;\auf der Flucht kaçarken;\auf der Geburtstagsfeier yaş günü partisindeII präp1) etw \auf etw legen ( stellen) bir şeyi bir şeyin üzerine koymak;etw \auf einen Zettel schreiben bir şeyi bir kâğıda yazmak;\auf einen Berg steigen bir dağa çıkmak;sie setzte sich \auf die Bank banka oturdusich \auf den Boden setzen yere oturmak2) ( hin zu)sich \auf den Weg machen yola koyulmak;ich muss noch \auf die Post daha postaneye gitmem gerekiyor;\auf die Erde fallen yere [o yeryüzüne] düşmek;\aufs Land ziehen karaya çekmek;er kam \auf mich zu bana doğru geldi3) ( zeitlich)\auf einmal birdenbire;Heiligabend fällt \auf einen Dienstag Noel arifesi bir salıya rastlıyor;\auf lange Sicht uzun vadede;die Sitzung wurde \auf morgen verschoben oturum yarına [o ertesi güne] ertelendi;\aufs Neue! haydi yeni baştan!;\auf jeden Fall her hâlde, kesinlikle;\auf keinen Fall hiç mi hiç, kesinlikle, katiyen4) ( in einer bestimmten Art)\auf diese Weise böylece, bu biçimde [o şekilde];\auf Kredit kaufen ( fam) veresiye almak;\auf gut Glück şansına;\auf DeutschRR Almancada5) ( infolge)\auf seinen Rat ( hin) öğüdü üzerine;\auf Anfrage başvuru üzerine;\auf Grund dessen nedeniyle, dolayısıyla6) (im Hinblick \auf)\auf Kosten von...... hesabına;\auf dein Wohl! şerefine!;\auf eigene Gefahr zarar ve ziyanı kendisine ait olmak üzere7) ( sonstiger Gebrauch)\auf der Geige spielen keman çalmak;EinflussRR \auf jdn haben birine sözü geçmek1) ( hinauf)\auf und ab bir aşağı bir yukarı;er ist \auf und davon ( fam) toz oldu, tüydü, kirişi kırdı\auf sein yatmamış [o uyanık] olmakFenster \auf! pencereyi aç!4) ( sonstiger Gebrauch)von klein \auf çocukluğundan beriIV interj;\auf! kalk!; (los!) haydi! [o hadi!];\auf geht's! marş marş! -
4 hoch
hoch <höher, am höchsten> [ho:x]I adjdas ist drei Meter \hoch bunun yüksekliği üç metredir;ein hohes Amt yüksek bir makam;ein hoher Beamter yüksek mevkiide bir memur;im hohen Norden uzak kuzeyde;das hohe Haus yüksek ev;ein hohes Tier ( fam) önemli birisi;das ist mir zu \hoch ( fam) buna aklım ermez2) ( Ton) yüksek, incein hohem Alter sein ileri yaşta olmak; ( Geldstrafe) ağır;hohe Steuern ağır vergiler4) ( Bedeutung) önemli;hohe Ehre büyük şeref5) in hohem Maß büyük ölçüdeII adv1) ( nach oben) yukarı;Hände \hoch! eller yukarı!;\hoch hinauswollen ( fam) yükseklerde dolaşmak, gözü yükseklerde olmak;wenn es \hoch kommt ( fam) haydi haydi, olsa olsa2) ( in einiger Höhe) yüksek;\hoch am Himmel yükseklerde;\hoch oben yükseklerde;es geht \hoch her cümbüş var;\hoch pokern ( fig) yüksek oynamak;\hoch setzen yüksek bir yere oturtmaketw jdm \hoch anrechnen bir şeyden dolayı birini çok takdir etmek;etw \hoch und heilig versprechen ( fam) bir şeye yemin billâh ederek söz vermek4) math üs;drei \hoch sieben üç üssü yedi -
5 höchstens
1) haydi haydi, olsa olsa; ( nicht mehr als) en çok, en fazla;es waren \höchstens zehn Minuten en fazla on dakika sürdü, on dakikadan fazla sürmedi2) ( außer) dışında;er geht nicht aus, \höchstens gelegentlich ins Kino sinema dışında pek sokağa çıkmaz -
6 links
links [lıŋks]I adv sol;\links davon onun solunda;nach \links sola;von \links kommen soldan gelmek;oben/unten \links yukarıda/aşağıda solda;von \links nach rechts soldan sağasich \links halten sol tarafta durmak, soldan gitmeksich \links einordnen sola geçmek;\links um! mil sola dön!;\links stricken tersinden örmek;\links stehen pol sol olmak;\links wählen sol seçmek;\links schreiben sol elle yazmak;etw mit \links machen ( fam) bir şeyi haydi haydi yapmak, bir şeyi kolaylıkla yapmak;jdn \links liegen lassen ( fam) birine yüz vermemek, birini es geçmek;II präp solunda -
7 nun
nun [nu:n]I adv1) ( jetzt) şimdi;von \nun an şimdiden sonra;was \nun? şimdi ne olacak?;das hast du \nun davon aldın mı ağzının payını2) ( inzwischen) bu arada\nun denn ha(y) di o zaman;\nun geh schon! haydi git!;\nun mach schon! haydisene!;\nun sag schon... haydi söylesene artık...;\nun gut pekâla;\nun reicht's aber! ( fam) artık yetti ama!, yeter artık ama!;das ist \nun mal so bu böyle işte, bu iş olmuş bir defa -
8 auf
1. präp (D) üstünde, üzerinde;auf dem Tisch masa(nın) üstünde;auf einer Party bir eğlentide;auf Seite 10 sayfa 10’da2. präp (A) räumlich üstüne, üzerine;auf den Tisch masa(nın) üstüne;auf eine Party gehen bir eğlentiye gitmek;geh auf dein Zimmer! odana çekil!;fig auf Besuch kommen görmeye/ziyarete gelmek;auf Reisen gehen yolculuğa çıkmak;zeitlich auf ein paar Tage birkaç günlüğüne;es geht auf 9 (Uhr) (saat) 9’a geliyor;fam auf eine Tasse Kaffee kahveye, kahve içmeye;auf morgen verschieben yarına ertelemek;fam auf bald! yakında görüşmek üzere!;auf diese Weise böylece;auf Deutsch Almanca (olarak);auf meine Bitte (hin) ricam üzerine;von 80 Tonnen auf 100 erhöhen 80 tondan 100’e çıkarmak;auf die Sekunde genau saniyesi saniyesine (tam/kesin)3. adv: auf und ab gehen bir aşağı bir yukarı dolaşmak;ich war die ganze Nacht auf bütün gece uyumadım;Augen auf! aç gözünü!4. int fam auf (gehts)! haydi! -
9 dalli
-
10 Hals- und Beinbruch!
Hals- und Beinbruch! int fam başarılar!; haydi hayırlısı! -
11 los
1. adj (ab, fort) ayrılmış, kopmuş; Hund serbest;los sein -den kurtulmuş olmak;hier ist nicht viel los burada pek bir şey olmuyor/yok;fam da ist was los! hareket/hayat işte orada;mit ihm ist nicht viel los ondan pek hayır yok2. adv fam also los! haydi, gidelim! -
12 machen
1. v/t <h> (tun) yapmak; (herstellen) imal etmek; (verursachen) -e yol açmak; Essen hazırlamak; (in Ordnung bringen) düzeltmek; (reparieren) tamir etmek; (ausmachen, betragen) etmek; Prüfung -e girmek, (bestehen) kazanmak; Reise, Ausflug -e çıkmak, gitmek;etwas machen aus (D) bş-i bş yapmak;jemanden zum Abteilungsleiter machen b-ni bölüm şefi yapmak;gut gemacht! iyi yaptın(ız)!, iyi oldu!;Hausaufgaben machen ev ödevi yapmak;da(gegen) kann man nichts machen yapılacak bir şey yok;mach, was du willst! istediğini yap!;machs gut! hoşça kal, eyvallah;(das) macht nichts fark etmez;mach dir nichts d(a)raus! buna aldırış etme;sich etwas machen aus (für wichtig halten) bş-i önemsemek; (mögen) bş-den hoşlanmak;sich nichts machen aus (für unwichtig halten) bş-i önemsememek; (nicht mögen) bş-den hoşlanmamak2. v/r: sich machen gelişmek, olmak;fam wie macht sich der Neue? yeni adam nasıl?;sich an die Arbeit machen işe girişmek;sich an etwas machen bş-e girişmek3. v/i fam mach, dass du fortkommst! toz olmaya bak!;das lässt sich machen bu mümkün, yapıl(abil)ir -
13 Mitte
die goldene Mitte orta yol;Mitte Juli temmuz(un) ortası(nda);Mitte dreißig 35 yaşlarında;fam ab durch die Mitte! haydi yallah! -
14 vorwärts
vorwärts adv ileri, ön(e doğru);vorwärts! haydi!, yürüyün!;vorwärts gehen ilerlemek; fig a düzelmek;vorwärts kommen ilerlemek; fig a (hayatta) başarı kazanmak -
15 ab
ab [ap]I präp1) ( räumlich)\ab Hamburg Hamburg'da(n);\ab Werk comm fabrika teslimi, fabrikada teslim2) ( zeitlich) -den itibaren;\ab dem 28. November 28 Kasım'dan itibaren;\ab wann? ne zamandan itibaren?;\ab sofort hemen;von heute \ab bugünden itibaren;von nun/jetzt \ab bundan sonra3) ( ebenso viel und mehr)Kinder \ab 12 Jahren 12 yaşından büyük çocuklarII adv1) ( räumlich)die dritte Straße rechts \ab üçüncü sokaktan sağa;Stuttgart \ab 8.30 Uhr ( Bus-, Bahnabfahrtszeit) Stuttgart'tan hareket saat 8.30'da;\ab! çık!;\ab nach links! sola çık!;\ab ins Bett! haydi yatağa!;auf und \ab gehen bir yukarı bir aşağı gitmek2) ( zeitlich)\ab und zu ( gelegentlich) ara sıra, arada sırada; ( manchmal) bazen3) ( fam) -
16 ach
ah, aman;\ach Gott! aman Allah!;\ach, du lieber Himmel! hay Allah!;\ach, so ist das! vay, demek ki öyle!, öyle oldu ha!;\ach nee! yok canım!, yok yahu!;\ach so! demek öyle!, ha!;\ach, wie schade/schön! ah [o aman], ne yazık/güzel!, amma güzel ha!;\ach was! ( fam) haydi (canım) sen de!;\ach wo! ( fam) ne gezer! -
17 alsdann
-
18 an
an [an]I präp1) ( nahe bei)\an der Ecke köşede;\an der gleichen Stelle aynı yerde;am Fenster sitzen pencerede oturmak;er geht \an mir vorbei benim yanımdan geçiyor;bis \an den Rand ağzına kadar2) ( geographisch gelegen)Frankfurt \an der Oder/am Main Oder/Main Irmağı üzerindeki Frankfurt3) ( zeitlich)\an diesem Abend bu [o o] akşam;am Abend akşamleyin;es ist \an der Zeit zaman [o vakit] geldi;am Anfang başlangıçta;am 29. November 1991 29 Kasım 1991'de4) ( weitere Verwendungen)jdn \an etw erkennen birini bir şeyden tanımak;was haben Sie \an Weinen da? Sizde hangi şaraplar var?;\an etw schuld sein bir şeyde suçu olmak;ich habe eine Bitte \an Sie Sizden bir ricam var;das Entscheidende \an der Sache ist, dass... işin esası...;das gefällt mir nicht \an ihm onda bu hoşuma gitmiyor;es ist \an dir, etw zu tun bir şey yapmak sana bağlı;reich \an Phosphaten/Stickstoffen fosfat/azot bakımından zenginII präp1) ( in Richtung auf)sich \an die Wand lehnen duvara yaslanmak;sie ging \ans Fenster pencereye gitti;\ans Telefon gehen telefona gitmek [o cevap vermek];\an die Arbeit! haydi iş başına!2) ( für)ein Brief \an seinen Sohn oğluna bir mektup;ich habe eine Frage \an dich sana bir sorum var;sie verdient \an die 4.000 Euro aşağı yukarı 4.000 euro kazanıyor;\an die 500 Schüler 500'e yakın öğrenci1) ( beginnend)von... \an...den itibaren;von hier \an buradan sonra;von Anfang \an başından beri/itibaren, başlangıçtan beriStuttgart \an 16.25 Stuttgart'a varış 16.253) ( eingeschaltet) -
19 bald
1) ( in Kürze) yakında;möglichst \bald, so \bald wie möglich olabildiğince çabuk, bir an önce, mümkün olduğu kadar kısa zamanda;\bald darauf kısa bir zaman sonra, çok geçmeden, biraz sonra;bis \bald! yakında görüşmek üzere!;er wird \bald kommen yakında gelecek;wird's \bald?! ( fam) daha sürecek mi? — haydi artık!ich wäre \bald hingefallen neredeyse [o az kalsın] düşecektim3) ( einmal)\bald regnete es, \bald schien die Sonne bir yağmur yağdı, bir güneş açtı -
20 drum
( fam)sei's \drum! haydi öyle olsun!; ( es macht nichts) fark etmez!;mit allem D\drum und Dran her şeyi ile birlikte; s. a. darum
- 1
- 2
См. также в других словарях:
haydi — ünl. 1) İsteklendirmek, çabukluk belirtmek için kullanılan bir söz, hadi Haydi! Sen git, beni yalnız bırak, bu akşam iyi değilim. A. İlhan 2) Kabul ve onama bildiren bir söz 3) Hafifseme, alay etme belirten bir söz Haydi oradan be maskara.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
haydı — n. Bir yerə getmək, yaxud bir işə başlamaq üçün çağırış və ya əmr mənasında işlədilir. Haydı, işə başlayın! Haydı, irəli! Haydı, evə! – Bir qulaq ver: o haraydı, haydı, nərədi. . . Daş dilini anlamazsan, ey daş mühəndis! M. Araz … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
haydi haydi — zf. 1) Kolaylıkla, rahatlıkla Onun yapabildiği işi sen haydi haydi yaparsın. 2) Olsa olsa, en çoğu Bu mala haydi haydi bin lira versinler … Çağatay Osmanlı Sözlük
haydi oradan — 1) kovmak, azarlamak için kullanılan bir söz 2) haydi canım sende … Çağatay Osmanlı Sözlük
haydi canım sen de — böyle şey olmaz, sana inanmam anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
Gite Haydi — (Итевиллер,Франция) Категория отеля: Адрес: 17 Route Romaine, 67140 Итевиллер, Франция … Каталог отелей
hadi — haydi … Beypazari ağzindan sözcükler
hadi oradan — haydi oradan … Çağatay Osmanlı Sözlük
hadi bakin — haydi bakayım … Beypazari ağzindan sözcükler
hadi savuş — haydi git şuradan … Beypazari ağzindan sözcükler
Emrah — Erdoğan (* 1. Januar 1971 in Ergani, Provinz Diyarbakır), auch bekannt unter seinem Künstlernamen Emrah, ist ein türkischer Sänger und Schauspieler. Er benutzt den Geburtsnamen seiner Mutter İpek als seinen Nachnamen. Emrah verlor seinen Vater im … Deutsch Wikipedia