-
1 şüphe
-
2 şüphe
şüphe Zweifel m (-den an D); Argwohn m;-den şüphe etmek zweifeln an D; verdächtigen A;şüphe kurdu (der) bohrende Zweifel;şüphe yok es besteht kein Zweifel;-den şüpheye düşmek zu zweifeln beginnen an D;her türlü şüphenin dışında außer jedem Zweifel -
3 ağır
I adj1) ( hafif karşıtı) schwer\ağır basmak ( ağırlığı fazla gelmek); Übergewicht haben; ( fig) schwer wiegen, überwiegen, ins Gewicht fallen, zu Buche schlagen\ağır bir hastalık eine schwere Krankheit\ağır çekmek Gewicht haben\ağır gelmek ( gücüne gitmek) kränken; ( yapılması güç gelmek) schwerfallen\ağır su chem schweres Wasser\ağır aksak yürümek/gitmek sich schleppen\ağır hasta/yaralı olmak schwer krank/verletzt sein4) ( bunaltıcı) bedrückend5) ( yavaş) langsam\ağır ol! langsam!6) (\ağırbaşlı) besonnen; ( ciddi) ernst7) ( sindirimi güç) schwer, schwer verdaulich8) ( uyku için) tief9) ( kırıcı) kränkend, verletzend\ağır söylemek verletzende Worte sagenbirinin ağrına gitmek jdn kränkenbir şey ağrına gitmek etwas schwer nehmenbir kulağı \ağır an einem Ohr ist er taub -
4 böyle
-
5 bulandırmak
-
6 kirletmek
vt1) beschmutzenbirinin adını \kirletmek jds Namen beschmutzenböyle bir şüphe onu kirletir ein solcher Verdacht bringt ihn in Verruf -
7 kurt
kuzu postuna bürünmüş \kurt ( fig) ein Wolf im Schafspelzeski \kurt ( fig) ein alter Hase\kurt gibi schlau wie ein Fuchseski \kurt ( fig) ein alter Haseşüphe kurdu ( fig) bohrende Zweifel -
8 kuşku
\kuşku beslemek [o duymak] Zweifel hegen -
9 uyandırmak
vt1) (auf) weckendışarıdaki gürültü onu uyandırdı der Lärm draußen hat ihn gewecktbirini dürtüşleyerek \uyandırmak jdn wachrüttelnilgi \uyandırmak das Interesse (er) weckenönerisi geniş yankı uyandırdı sein Vorschlag fand ein breites Echo
См. также в других словарях:
şüphe — is., Ar. şubhe 1) Kuşku Hiçbir şey anlamamış, şüpheler içinde yerime gelip oturmuştum. S. F. Abasıyanık 2) Kuruntu Birleşik Sözler şüphe kurdu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller şüphe bırakmamak şüphe etmek şüphe yok şüpheye düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
şüphe kurdu — is. İnsanı çok tedirgin eden kuşku Yüreğime öyle bir şüphe kurdu girdi ki … Çağatay Osmanlı Sözlük
şüphe etmek — kuşkulanmak Bu sözünde samimi olduğuna hiç şüphe etmem. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
şüphe yok — başka türlü olamaz Evinde yalnız olduğu ve hiç şüphe yok, birçok işi olduğu hâlde saatlerce benim için o pencerenin önünde duruyor. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
şüphe bırakmamak — kuşkuya sebep olan bütün ihtimalleri ortadan kaldırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuşku uyanmak — şüphe uyanmak Fakat bu mektubun yazısı önceki gün gelen zarf üzerindeki yazıya çok benzediği için genç adamın yüreğinde bir kuşku uyanıyor... Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
şüpheye kapılmak — şüphe duymak Eski bir bakan Ankara nın bir köşesinde bir apartman mı yaptırmış, İsmet Paşa derhâl bir haksız iktisap şüphesine kapılıyordu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
erki — şüphe ve sorgu bildlren edat I, 129 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
FÎHİ NAZAR(UN) — Şüphe edilen bir mes ele hakkında söylenir. Ona bir bakmak, tetkik etmek lâzımdır demektir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MAHSEBE — şüphe etme, şüphelenme, sanma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
YAKÎNÎ — Şüphe edilmeyecek ilmî halde, hiç şeksiz bilinmeğe dair … Yeni Lügat Türkçe Sözlük