-
1 ödeşmek
-
2 ödeşmek
-
3 ödeşmek
- leпроизводи́ть расчёты, распла́чиваться, рассчи́тываться с кем -
4 ödeşmek
fît bûn -
5 ödeşmek
зэфэшIэжьын -
6 ödeşmek
سدد -
7 ödeşmek
سدد [سَدَّدَ] -
8 ödeşmek
to settle accounts (with one another) -
9 ödeşmek
to settle (financial) accounts with each other, settle up. -
10 سدد
ödeşmek -
11 συμψηφίζω
ödeşmek, sayışmak -
12 поквитаться
сов., разг.ödeşmek, fit olmakя ещё с тобо́й поквита́юсь! — alacağın olsun! bunu bir gün ödeteceğim sana!
-
13 расквитаться
сов., разг.1) fit olmak, ödeşmek2) перен. öcünü almak -
14 square
adj. kare şeklinde, dört köşeli, dördül, dik, dörtlü, düzgün, doğru, dürüst, tam, kesin, açık, katı, uygun, bağdaşan, kare————————n. kare, dörtgen, kare şeklinde şey, satranç tahtası, meydan, gönye, standart kural, sütun kaidesi, eski kafalı kimse————————v. beraberliği sağlamak [spor.], kare yapmak, kare kare yapmak, karelere bölmek, karesini almak, yerleştirmek, düzeltmek, dik tutmak, ayarlamak, halletmek, ödemek, para yedirmek, uydurmak, uymak, bağdaşmak* * *1. karesini al (v.) 2. kare (n.)* * *[skweə] 1. noun1) (a four-sided two-dimensional figure with all sides equal in length and all angles right angles.) kare2) (something in the shape of this.) kare şeklinde bir şey3) (an open place in a town, with the buildings round it.) meydan4) (the resulting number when a number is multiplied by itself: 3 × 3, or 32 = 9, so 9 is the square of 3.) kare2. adjective1) (having the shape of a square or right angle: I need a square piece of paper; He has a short, square body / a square chin.) kare şeklinde2) ((of business dealings, scores in games etc) level, even, fairly balanced etc: If I pay you an extra $5 shall we be (all) square?; Their scores are (all) square (= equal).) eşit, ödenmiş, fit3) (measuring a particular amount on all four sides: This piece of wood is two metres square.)... kare4) (old-fashioned: square ideas about clothes.) muhafazakâr, tutucu3. adverb1) (at right angles, or in a square shape: The carpet is not cut square with the corner.) 90 derece2) (firmly and directly: She hit him square on the point of the chin.) tam ortasına, dosdoğru4. verb1) (to give a square shape to or make square.) köşeli yapmak, kare yapmak2) (to settle, pay etc (an account, debt etc): I must square my account with you.) ödeşmek3) (to (cause to) fit or agree: His story doesn't square with the facts.) uyuşmak, uy(dur)mak4) (to multiply a number by itself: Two squared is four.) karesini almak•- squared- squarely
- square centimetre, metre
- square root
- fair and square
- go back to square one
- a square deal -
15 fit
1. Aufwiegelung f, Hetze f2. ( fam)1) bir şeye \fit olmak ( razı olmak) mit etw einverstanden seinbiriyle \fit olmak ( ödeşmek) mit jdm quitt sein2) birine \fit vermek [o sokmak] jdn gegen jdn aufhetzen -
16 haklaşmak
-
17 ödeşme
-
18 سدد
-
19 square accounts with
fit olmak (ödesmek)
См. также в других словарях:
ödeşmek — nsz, le 1) Birbirine olan borçları ödeyip alacak verecek bırakmamak 2) Karşılık olarak benzer iş, hareket yapıp veya bir şey verip borçlu kalmamak İçinden, yarın paydosu biraz erken çalar, ödeşiriz, diye düşündü. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
hakalaşmak — ödeşmek. | … Çağatay Osmanlı Sözlük
haklaşmak — nsz, le, hlk. İki taraf birbirine hakkını verip alacak verecekleri kalmamak, ödeşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödeşme — is. Ödeşmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sayışmak — nsz, le 1) Ödeşmek, hesaplaşmak, hesabına saymak, takas etmek 2) Çocuk oyunlarında sayı sayarak ebeyi belirlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
fit olmak — argo ödeşmek, razı olmak Kilosunun fiyatına bir fakir ailenin bir hafta fit olduğu çilekler ne çirkin şeylerdir. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
pata gelmek — 1) kâğıt oyunlarında berabere kalmak 2) ödeşmek, başa baş gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hesap görmek — alacakla vereceği karşılaştırıp ödeşmek Oraya çıkınca hamallara onar kuruştan hesap göreceksin. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
satgamak — çiğnemek; bir yol bir yola çat ılmak; uğramak; ödeşmek; kar;ılaştırmak III, 288 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
satgaşmak — rastgelnnek, kavuşmak; sataşmak, saldırışmak; sayışmak, ödeşmek, II, 214 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TAKAS — Vereceğini alacağına karşılık tutmak suretiyle ödeşmek, sayışmak, değişmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük