-
1 yatar
yatar koltuk Schlafsessel m -
2 yatar
-
3 yatar koltuk
Liegesitz m -
4 yatar durumda olmak
ЩЫЛЪЫН; щылъыгъ/ щылът: yatar durumda olmak IDI; ЩЫЛЪ(Щ): yatar durumda olmak bulunuyor -
5 yatar koltuk
озвонч. -ğuоткидно́е кре́сло (в самолёте и т. п.) -
6 yatar durumda olan
adj. couchant -
7 yatmak
(yatar)1) в разн. знач. лежа́ть; ложи́тьсяyan yatmak — лежа́ть на боку́
yatar durumda — в лежа́чем положе́нии
2) Д склоня́ться, соглаша́ться; подчиня́ться; быть располо́женным к чему3) ночева́тьaçıkta yatmak — ночева́ть под откры́тым не́бом
4) сиде́ть в тюрьме́hırsızlıktan beş yıl yatmış — он отсиде́л за воровство́ пять лет
5) стоя́ть на я́кореgemi limanda yatıyor — су́дно на я́коре в порту́
6) расправля́ться, выра́вниваться; станови́ться ро́вным (гла́дким) -
8 oturmak
1) КЪЭТIЫСЫН, ТIЫСЫН, ЩЫСЫН2) (bir şeyin içinde/evde oturmak) чIэсын/щIэсын (чIэс/ щIэс)3) (oturur durumda bulunmak) ЩЫСЫН (ЩЫС(Щ), щэсы/ щос; бгъэтIысымэ щэсы/ бгъэтIысмэ щосыр: oturtursan oturuyor.)6) (yatar veya ayakta iken ileriye doğru oturmak) ТIЫСЫН (МЭТIЫС(Ы)7) ГЪЭТIЫСЫН; (ЕГЪЭТIЫС(ы), КЪЭГЪЭТIЫСЫН; (КЪЕГЪЭТIЫС(ы), ЩЫГЪЭСЫН; (ЩЕГЪЭС(ы) -
9 karın
живо́т (м)* * *выпад. -rnı1) живо́т2) желу́докkarnım aç — я хочу́ есть, я го́лоден
karnı acıkmak — проголода́ться
karnı tok — сы́тый тж. перен.
bu sözlere karnı tok — он сыт э́тими разгово́рами
karnı zil çalmak — си́льно проголода́ться, урча́ть в животе́
aç karna — на голо́дный желу́док, натоща́к
3) разг. ма́тка4) вы́пуклая / взду́тая часть не́которых предме́товşişenin karnı — широ́кая часть буты́лки ( ниже горлышка)
5) нутро́, душа́; голова́senin karnındakini ne bileyim? — отку́да мне знать, что у тебя́ внутри́?
6) физ. пу́чность••- karın doyurmakkarnı tok it gölgede yatar — посл. сы́тая соба́ка лежи́т в тени́
- karından konuşmak
- karından söylemek
- karnı tok sırtı pek -
10 yatmak
2) (evin içinde yatar durumda bulunmak) ИЛЪЫН 2. (унэм yatmak) (илъ/ илъщ); кIэлъын/ щIэлъын (кIэлъ/ щIэлъщ) -
11 pulman
pulman s -
12 vaziyet
vaziyet s1) Lage f, Situation f2) Stellung fyatar/çömelir \vaziyette in liegender/kniender Stellung -
13 her
"every, each. - an at any moment. - aşın kaşığı busybody, meddler, interloper. - bakımdan in every respect. - bir each, every single. - biri each one, every one (of). - biri başka bir hava çalmak for everyone (in a group) to behave and think differently from everyone else (in that group); for everyone to have a different opinion. - boyayı boyadık da fıstıki mi kaldı? colloq. Even though we´ve yet to do the fundamental things, you´re already talking about the finishing touches. - boyaya girip çıkmak colloq. to have worked at many different jobs. - daim always. - defa/defasında each time. - dem always. - dem taze 1. young-looking, vigorous for his/her age. 2. evergreen (plant). - derde deva cure-all, panacea. - durumda no matter what, in any case. - gördüğü sakallıyı babası sanmak colloq. to be easily fooled by appearances. - gün every day. - güzelin bir kusuru/huyu vardır. proverb Even the most attractive people and things have their drawbacks. - hal see herhalde. - halde see herhalde. - halü kârda see herhalükârda. - havadan çalmak 1. to be versatile. 2. to claim to be knowledgeable about many different things. - horoz kendi çöplüğünde/küllüğünde öter/eşinir. proverb A person will lay down the law on the turf that is his/her own. - hususta in all respects, from all points of view, in every way. - ihtimale karşı keeping every possibility in mind; just in case. - işe burnunu sokmak to poke one´s nose into everything. - işin başı sağlık. proverb The success of a project is greatly dependent on the good health of those involved in it. - işte bir hayır vardır. proverb Everything we experience in life has its positive side. - kafadan bir ses çıkmak for everyone to be talking all at once. - kim whoever. - kim olursa olsun no matter who it is, whoever it may be. - koyun kendi bacağından asılır. proverb The trouble people get themselves into is usually of their own making. - kuşun eti yenmez. proverb Not every person will bend to your will. - nasılsa somehow or other. - ne whatever. - nedense somehow, for some reason or other. - ne hal ise anyhow, anyway. - ne ise 1. so anyhow. 2. whatever the cost. 3. Anyway,.../Let´s forget it. - ne kadar although, however much. - ne pahasına olursa olsun at any cost. - nerede wherever. - ne zaman whenever. - şey everything. - şeye burnunu sokmak to poke one´s nose into everything. - tarafta all around, everywhere, on all sides. - taraftan from everywhere. - tarakta bezi olmak to have a finger in every pie. - tarladan bir kesek random talk. - telden çalmak 1. to be versatile. 2. to claim to be knowledgeable about many different things. - yerde everywhere. - yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. proverb Everybody cherishes his own way of doing things. - yiğidin gönlünde bir aslan yatar. proverb Everybody cherishes an ambition. - yokuşun bir inişi, her inişin bir yokuşu vardır. proverb All problems eventually get worked out. - zaman always." -
14 herkes
1. everybody, everyone. 2. anybody. - başka bir hava çalıyor. colloq. Nobody is paying any attention to anybody else. - bildiğini okur. proverb People will do things as they think best despite the advice of others. - gider Mersin´e, biz gideriz tersine. colloq. Something must be wrong, because we´re out of step with everyone else. -in gönlünde bir aslan yatar. proverb Everybody cherishes an ambition. - kendi aklını beğenir. proverb Everybody prefers his own opinion. -e şapur şupur da bize gelince ya Rabbi şükür mü? colloq. Why are you so nice to everybody but me?
См. также в других словарях:
yatar — (Salyan) var dövlət, qızıl gümüş. – Keşmişdə bəglərdə yatar çox olırdı … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti
yatar — 1. is. 1. Yatmaq, əyilmək səmti, bir şeyin aşağı yatmış tərəfi. . . Danışan gənc mühəndis uzunsov başının ortadan ayrılmış saçlarını yatarına z. sığallayaraq, bütün günahı neft sənayesinə təzə gəlmiş cavanlarda görürdü. M. Hüs.. 2. məh. Gecə… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
yatar koltuk — is., ğu Bazı toplu taşıma araçlarında kullanılan, gerektiğinde arkalığı geriye doğru yatan koltuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
karnı tok it gölgede yatar — akılsız kişi bugün karnını doyurunca yarını düşünmez, yan gelir yatar, keyfine bakar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
herkesin gönlünde bir aslan yatar — her yiğidin gönlünde bir aslan yatar … Çağatay Osmanlı Sözlük
aba altında er yatar — giyim kuşam kişiliğe ölçü olamaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kepenek altında er yatar — insanları giydiğine bakarak değerlendirmek yanlışlara yol açar, değerli kişiler de bazen eski giymiş olabilir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
çul içinde arslan yatar — bir kimsenin değeri, kılık kıyafeti ile değil kişiliğindeki cevherle ölçülür anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
her yiğidin gönlünde bir aslan yatar — herkesin kendine göre büyük bir emeli vardır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
IWASAKI Y. — IWASAKI Y. IWASAKI YATAR 牢 (1834 1885) Homme d’affaires japonais. Fils d’un r 拏nin de Tosa, Iwasaki Yatar 拏 fut chargé dès avant Meiji, par le gouvernement seigneurial, de développer le commerce de son fief, à Nagasaki et à 牢saka. En 1871, il… … Encyclopédie Universelle
Nâzım Hikmet — Ran Born 17 January 1902(1902 01 17) Salonica, Ottoman Empire, today Thessaloniki, Greece1 Died 3 June 1963( … Wikipedia