-
1 ranstrengen
fazla yormakçok yorulmak -
2 rbelasten
fazla yüklemek (yük) -
3 verflüssig
fazlagereksizgerektiğinden çok -
4 verhitzen
fazla ısıtmak -
5 verlasten
fazla yüklemekçok yormak -
6 versalzen
fazla tuzlamak -
7 viel
viel <mehr, am meisten> [fi:l]1) ( eine Menge) çok;es gibt \viel Arbeit çok iş var;\viel Spaß! iyi eğlenceler!;\viel Glück! bol şanslar!;mit \viel Mühe çok emek harcayarak;er weiß \viel o çok şey bilir;\viele Menschen/Dinge (bir) çok insan/şey;\viele kamen birçokları geldi;\viele von ihnen kamen onların birçoğu geldi;sie gleichen sich in \vielem birçok şeyleri birbirine benzer;seit \vielen Jahren uzun yıllardan beri, yıllar yılı;sie ist um \vieles jünger o çok daha gençtir2) so \viel bu [o o] kadar;so \viel wollte ich gar nicht o kadar istemiyordum ki;nimm, so \viel du willst istediğin kadar al;das ist so \viel wie ein Geständnis bu itiraf gibi bir şey;das ist so \viel wie gar nichts bu, hiçbir şey demek değildir;noch mal so \viel bu kadar daha;halb/doppelt so \viel Arbeit yarısı kadar/iki misli iş3) wie \viel? ne kadar?, kaç?;wie \viel kostet das? bu kaç para?;wie \viel Uhr ist es? saat kaç?;um wie \viel größer... ?... ne kadar daha büyük(tür) ?;wie \viel das wieder gekostet hat! yine ne kadar çok para tuttu!;wie \viele Leute waren da? orada kaç kişi vardı?4) zu \viel fazla;eine zu \viel biri fazla;das wäre zu \viel verlangt bu istediğin fazla olur;mir ist das alles zu \viel bütün bunlar benim için çok fazla;ich krieg' zu \viel ( fam) artık fazla oldu;was zu \viel ist, ist zu \viel her şeyin fazlası fazladır;sie hat einen zu \viel getrunken ( fam) içkiyi biraz fazla kaçırdıII adv1) ( häufig) çok, çoğu kez2) ( wesentlich)\viel teurer çok daha pahalı;\viel zu kurz çok kısa;\viel zu \viel çok çok fazla -
8 mehr
mehr [me:ɐ]I adv komp von viel fazla ( als -den); ( vor Zahlen) çok ( als -den); ( vor Verben) (daha) çok ( als -den);sie hat \mehr gegessen als er o, ondan çok yedi;\mehr als nötig gerekenden fazla;\mehr als sie erhofft hatte umut ettiğinden fazlası;wir brauchen \mehr Geld daha çok paraya ihtiyacımız var;immer \mehr gittikçe;etwas \mehr biraz daha;\mehr als genug yeterinden fazla;noch \mehr daha fazla;\mehr und \mehr gittikçe;nicht \mehr und nicht weniger als......den ne az ne de çok;\mehr oder weniger üç aşağı beş yukarı;viel \mehr çok daha fazla;sie ist \mehr Künstlerin als Wissenschaftlerin bilimciden çok sanatçıdırnicht \mehr artık;ich habe kein Geld \mehr artık param kalmadı, başka param yok;es gab nichts \mehr başka bir şey yoktu;kein Wort \mehr! başka söz yok!;es war niemand \mehr da orada hiç kimse kalmamıştı -
9 über
über ['y:bɐ]I präp\über der Straße wohnen caddenin öbür tarafında oturmak;sie wohnt \über uns üstümüzde oturuyor\über der Arbeit einschlafen çalışırken [o iş başında] uyumak3) ( Grenze) üstünde;zwei Grad \über null sıfırın üstünde iki derece\über jdm stehen birinin üstü olmak5) ( infolge) üzerine;\über all der Aufregung hatte ich dich ganz vergessen bu kadar telaş üzerine seni tamamen unutmuştumII präp1) (Richtung: durch) yol boyunca;\über jdn/etw hinweg bir kimseye/şeye aldırmayarak, bir kimseyi/şeyi es geçerek;nach Münster \über Dortmund Dortmund üzerinden Münster'e;\über die Straße gehen sokağı geçmek;\über die Grenze fahren sınırı geçmek;\über eine Mauer springen bir duvarın üzerinden atlamak;bis \über beide Ohren verliebt sein körkütük âşık olmak;bis \über beide Ohren in Arbeit stecken işi başından aşkın olmak2) ( zeitlich)\über Nacht geceleyin;\über das Wochenende hafta sonu(nda);das ist schon \über 3 Jahre her bunun üzerinden 3 yıl geçti bile;\über die Dreißig hinaus otuzunu geçmiş;\über etw hinweg sein bir şeyi arkada bırakmış olmakwas wissen Sie \über ihn? onun hakkında ne biliyorsunuz?4) ( in Höhe von) -lik;ein Scheck \über 4000 Euro 4000 euroluk bir çek;ein Rennen \über 2000 Meter 2000 metrelik bir yarış5) ( von mehr als)\über eine Stunde bir saatten fazla;Kinder \über 12 Jahre 12 yaşından büyük çocuklar6) ( mehr und mehr)Autos \über Autos otomobil üstüne otomobil7) ( mittels) yoluyla;\über ein Inserat ilan yoluyla8) ( Überordnung)\über jdn herrschen/Macht haben birine hükmetmek/sözü geçmekes geht nichts \über Fußball futbolun üstüne yok;jdn/etw \über alles lieben bir kimseyi/şeye herşeyden çok sevmek1) ( mehr als) üzerinde, -den (fazla);\über zwei Meter lang/breit uzunluğu/genişliği iki metrenin üzerinde, iki metreden (fazla) uzun/geniş;sind Sie \über 30? 30'un üzerinde misiniz?2) ( völlig)er wurde \über und \über rot kıpkırmızı kesildi3) ( Zeitraum)die ganze Nacht \über bütün gece boyunca1) ( übrig)da ist noch Kuchen \über daha pasta var2) ( überlegen) üstün (in -de);geistig ist sie mir \über zekâca benden üstündür -
10 allzu
allzu adv fazla;allzu gut pekalâ, yeterince;allzu sehr fazlasıyla;allzu viel adv çok fazla;nicht allzu schwer usw fazla zor vs değil -
11 überschätzen
überschätzen v/t <o -ge-, h> -e fazla değer vermek; bş-i (gözünde) fazla büyütmek, fazla önemsemek -
12 zu
zu [t͜sʊ]1. präp (D) Richtung -e; Ort, Zeit -de; Zweck, Anlass -meye, -mek için;zu Beginn başlangıçta;komm zu mir! bana gel!;sich zu jemandem setzen b-nin yanına (karşısına) oturmak;von Mann zu Mann erkek erkeğe;zu Wasser und zu Lande denizde ve karada;etwas zum Essen yiyecek bir şey;zum Vergnügen zevk için;jemanden zum Präsidenten wählen b-ni başkan(lığa) seçmek;zu 3 Dollar das Kilo kilosu 3 dolara;werden zu olmak, … haline gelmek2. adv (haddinden) fazla;fam zu sein (geschlossen) kapalı;zu sehr çok fazla, fazlasıyla;einer zu viel bir kişi fazla;einer zu wenig bir kişi eksik;ein zu heißer Tag aşırı sıcak bir gün;(mach die) Tür zu! kapıyı kapa!;vier zu zwei dört iki;wir sind zu dritt üç kişiyiz3. konj kann -ebilir; muss -meli, -ecek;es ist zu erwarten beklenebilir; beklenmeli(dir);nicht zu gebrauchen kullanılacak ( oder işe yarayacak) gibi değil;ohne es zu wissen bilmeden -
13 höchstens
1) haydi haydi, olsa olsa; ( nicht mehr als) en çok, en fazla;es waren \höchstens zehn Minuten en fazla on dakika sürdü, on dakikadan fazla sürmedi2) ( außer) dışında;er geht nicht aus, \höchstens gelegentlich ins Kino sinema dışında pek sokağa çıkmaz -
14 lange
1) uzunca, uzun (uzadıya), uzun (uzun);\lange anhaltender Beifall uzunca süren alkış;er hat sehr \lange gearbeitet/nachgedacht çok uzun çalıştı/düşündü;wie \lange bist du schon hier? ne zamandan beri buradasın?;das ist schon \lange her bu olalı epeyce oluyor, aradan çok zaman geçti;das ist noch \lange hin buna daha çok zaman var;da kannst du \lange warten! daha çok beklersin!2) (mit vorgestelltem „nicht“)es dauert nicht ( mehr) \lange (artık) fazla sürmez;ich habe nicht \lange gebraucht fazla zaman harcamadım;er macht es nicht mehr \lange ( fam) (bu gidişle) fazla dayanmayacak3) (mit nachgestelltem „nicht“)das ist noch \lange nicht genug bu hiç de yeterli değil;das heißt noch \lange nicht, dass ich aufgebe bu, hiç de vazgeçeceğim anlamına gelmez -
15 überanstrengen
überanstrengen*I vt fazla yormakII vrsich \überanstrengen fazla yorulmak;überanstreng dich nicht! yorma fazla kendini! -
16 überfordern
überfordern*vt fazla şey beklemek (-den);du darfst das Kind nicht \überfordern çocuğa fazla yüklenmemelisin, çocuğun üstüne fazla düşmemelisin;das überfordert meine Kräfte buna gücüm yetmez;ich bin mit dieser Arbeit überfordert bu işin altından kalkamayacağım -
17 übernehmen
übernehmen*I vt1) ( Geschäft) devralmak; ( Amt) üstlenmek, deruhte etmek; ( Aufgabe, Kosten) üstlenmek; ( Verantwortung) üstlenmek, üstüne almak, yüklenmek; ( Methode, Sitte) benimsemek; ( Rolle) almak;das Steuer \übernehmen direksiyona geçmekII vrsich \übernehmen fazla yorulmak, kendini fazla yormak; ( finanziell) parası bitmek;er hat sich beim Umzug übernommen taşınırken fazla yoruldu -
18 zu
zu [tsu:]I präp\zu Hause evde;das Museum \zu Speyer Speyer Müzesi;Herzog \zu X X arşidükü;\zu beiden Seiten iki tarafta [o yanda];\zu seiner Rechten sağ tarafında;sie kommt \zu mir o bana geliyor;er geht \zum Bahnhof/\zur Post istasyona/postaneye gidiyor;es fiel \zu Boden yere düştü;\zu jdm hinsehen birine bakmak;das Zimmer liegt \zur Straße hin oda sokağa bakıyor2) (hin\zu, da\zu)er setzte sich \zu den anderen ötekilerin yanına oturdu;nehmen Sie Wein \zum Essen? yemeğin yanında şarap alır mısınız?3) ( zeitlich)\zu jener Zeit o zamanlar;ich kündige \zum 1. Mai 1 Mayıs'ta istifa ediyorum;\zu Anfang başta;\zu Ostern/Weihnachten Paskalya'da/Noel'de;\zum ersten Mal ilk defa olarak;\zu Mittag/Abend essen öğle/akşam yemeği yemek\zum Teil kısmen;in Kisten \zu (je) hundert Stück yüzerlik kasalarda;\zum halben Preis yarı fiyatına;das Kilo \zu drei Euro kilosu üç eurodan5) ( Art und Weise)\zu Recht haklı olarak;\zu Fuß yayan\zum Glück şansa;\zu allem Unglück bütün şanssızlıkların üstüne;ein Stift \zum Schreiben yazmak için bir kalem;\zur Unterhaltung eğlence için;es ist \zum Weinen ağlanacak durum;etwas \zum Essen/Lesen mitnehmen yanına yiyecek/okuyacak bir şey almak;kommst du \zum Frühstück/Abendessen? kahvaltıya/akşam yemeğine geliyor musun?;jdm \zum Geburtstag gratulieren birinin yaş gününü kutlamak7) ( Verhältnis)die Chancen stehen eins \zu zehn bire on şans var;eins \zu null für Galatasaray Galatasaray için bir sıfır8) ( in Bezug auf) ile ilgili olarak, hakkında, üzerine;\zu dieser Frage möchte ich Folgendes sagen:... bu sorun hakkında [o ile ilgili olarak] şunu söylemek isterim:...9) ( Verwandlung)das Wasser wurde \zu Eis sudan buz olduII adv1) ( allzu) pek, fazla(sıyla);\zu sehr pek çok, çok fazla;\zu viel gereğinden [o yeterinden] fazla; ( übertrieben) aşırı;\zu schnell aşırı hızla2) ( Richtung) -e doğru;nach Süden \zu güneye doğru4) ( zeitlich)ab und \zu arada sırada;von Zeit \zu Zeit zaman zaman1) ( mit Infinitiv)es ist schön, neue Leute kennen \zu lernen yeni insanlar tanımak güzel oluyor;es ist leicht \zu finden onu bulmak kolaydır2) ( mit Partizip Präsens)die \zu erledigende Arbeit bitirilmesi gereken iş -
19 Länge
Länge f <Länge; Längen> uzunluk; GEOGR boylam;der Länge nach boylamasına;in die Länge ziehen -i (fazla) uzatmak;sich in die Länge ziehen (fazla) uzamak, sürmek;von 5 m Länge 5 metre boyunda/uzunluğunda -
20 mehr
1. indef pron daha; fazla; çok;mehr als -den (daha)noch mehr daha (da) fazla3. adv es ist kein … mehr da … kalmadı;nie mehr bir daha asla;um so mehr (als) (-diği için) daha da çok;ich kann nicht mehr warten artık/daha bekleyemem;immer mehr gittikçe, gitgide;nicht mehr artık değil ( oder yok)
См. также в других словарях:
Fazla — Saltar a navegación, búsqueda Fazla Información personal Nombre real Muhamed Fazlagić Nacimiento 17 de abril de 1967 Origen … Wikipedia Español
fazla — fàzla ž DEFINICIJA reg. količina, vrijednost ili iznos što pretječe; višak, suvišak ETIMOLOGIJA tur. ← arap. faḍlä … Hrvatski jezični portal
fazla — sf., Ar. fażla 1) Gereğinden, alışılmıştan çok, aşırı olan, ziyade Yaşamak için çok zorluk çekiyordu. Fazla olarak hastaydı. R. N. Güntekin 2) Daha çok, aşkın Biz ancak Cumhuriyet devrinde elli yıldan fazla bir barış devri geçirmişiz. B. Felek 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
fazla — (A.) [ ﻪﻠﻀﻓ ] 1. çok. 2. artık … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
FAZLA — Çok ziyâde, artık, artan. * İleri. *Gereksiz, lüzumsuz. * (C: Fazalât) Kazurat, pislik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
fazla gelmek (veya gitmek veya kaçmak) — çekilmeyecek, bıktıracak, tedirgin edecek bir durum almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
fazla kaçırmak — alışılmış olan ölçüden çok içmek, yemek veya konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
fazla mal göz çıkarmaz — ne kadar ve ne türden mal olursa olsun elden çıkarılmamalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
fazla olmak — dayanma gücünü aşacak davranışlarda bulunmak, çok olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
haddinden fazla — zf. Gereğinden çok, aşırı … Çağatay Osmanlı Sözlük
lüzumundan fazla — gerekenden çok … Çağatay Osmanlı Sözlük