-
1 انتصاب
dikiş -
2 درز
dikiş -
3 hechting
dikiş s -
4 tikiş
dikiş -
5 한 바늘
dikiş -
6 тігін
dikiş -
7 тігіс
dikiş -
8 тігін
dikiş -
9 тігіс
dikiş -
10 seam
dikiş -
11 tikiş
dikiş -
12 шов
dikiş yeri; dikiş,ek yeri; yiv* * *м1) dikiş (yeri)ло́пнуть по шву — dikiş yerinden kopmak / atmak
наложи́ть швы (на рану) — yaranın ağzını dikmek
2) dikiş; birleşme / ek yeri; yiv; derz ( каменной и иной кладки)швы че́репа — kafatasının yivleri
сварно́й шов — тех. kaynak dikişi
-
13 швейный
dikiş(sıfat)* * *dikiş °шве́йная маши́на — dikiş makinesi
шве́йная игла́ — dikiş iğnesi
шве́йная мастерска́я — dikimevi, konfeksiyon atölyesi
-
14 брошюровка
-
15 stitch up
dikiş atmak, dikmek, dikerek kapatmak* * *(to close by stitching: The doctor stitched up the wound.) dikmek, dikiş atmak -
16 seam
dikis yeri, dikis; baglanti yeri, ek yeri; yara izi, kirisiklik; katman, tabaka, damar; armuz, dikmek -
17 stitch
dikis; ilmik; ani ve keskin sanci, batma; dikmek; dikis dikmek, dikislerle süslemek -
18 брошюровать
-
19 пороться
-
20 швейная машина
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > швейная машина
См. также в других словарях:
dikiš — dìkiš m DEFINICIJA reg. zast. 1. obrub, rub, šav 2. šara na hlačama, šav na hlačama ETIMOLOGIJA tur. dikiş ← dikmek: usaditi, pobosti, šiti … Hrvatski jezični portal
dikiş — is. 1) Dikme işi Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu. R. H. Karay 2) Dikme biçimi Aralarında görüşmeye başlar başlamaz da hemen kumaş, terzi, dikiş, moda kelimeleri geçerdi. A. Ş. Hisar 3) Dikilen yer Astarın dikişi sökülmüş … Çağatay Osmanlı Sözlük
Dikis — Sp Dikis Ap Dickey L JAV apyg. (Š. Dakota) … Pasaulio vietovardžiai. Internetinė duomenų bazė
dikiş iğnesi — is. Dikiş dikmek için özel olarak yapılmış iğne … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikiş makinesi — is. Dikiş dikme işlerinde kullanılan, kol veya elektrik gücüyle çalıştırılan alet … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikiş payı — is. Kumaş biçerken kumaşın kenarından dikiş yerine kadar bırakılan bölüm … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikiş atmak — yarılan veya yırtılan deriyi dikişle bir araya getirip tutturmak Kafasına iki dikiş attılar … Çağatay Osmanlı Sözlük
DIKÎS — Akılsız kadın … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dikiş okuması — is. Çingene kavgalarının en uzun ve en ağza alınmaz tekerlemesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikiş kaldı — (bir) nerede ise, az kaldı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikiş tutturamamak — bir işte veya bir yerde herhangi bir sebeple uzun süre kalmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük