-
1 dikiş
1. sewing. 2. seam. 3. surg. stitch, suture. 4. a gulp. -ini almak /ın/ to remove (one´s) stitches. - dikmek to sew. - iğnesi sewing needle. - kaldı /a/ almost: Yanmasına dikiş kaldı. It almost burned. - kutusu sewing box. - makinesi sewing machine. - payı 1. seam allowance. 2. margin, extra amount for contingencies. - tutturamamak to be unable to hold a job. - yeri 1. seam. 2. stitch scars. -
2 dikiş
n. sewing, stitch, seam, needlework, suture* * *1. seam 2. sewing (n.) 3. stitching (n.) 4. suturing (n.) 5. stitch (n.) 6. suture (n.) -
3 dikiş
"sewing, stitching; seam; suture" -
4 dikiş dikmek
v. sew* * *sew -
5 dikiş iğnesi
sewing needle -
6 dikiş kaynağı
continuous welding -
7 dikiş makinası
sewing machine -
8 dikiş makinesi
sewing machine -
9 dikiş odası
sewing room -
10 dikiş seti
sewing kit -
11 dikiş atmak
v. put stitches in, stitch up, suture -
12 dikiş atmaya yarayan ip
n. suture -
13 dikiş gibi iz bırakmak
v. seam -
14 dikiş kutusu
n. housewife, workbox -
15 dikiş yapmak
v. stitch -
16 dikiş yeri
n. seam, suture, juncture -
17 dikiş yerine ait
adj. sutural -
18 dikiş dikmek
to sew -
19 dikiş ipliği
sewing yarn -
20 dikiş iğnesi
sewing needle
См. также в других словарях:
dikiš — dìkiš m DEFINICIJA reg. zast. 1. obrub, rub, šav 2. šara na hlačama, šav na hlačama ETIMOLOGIJA tur. dikiş ← dikmek: usaditi, pobosti, šiti … Hrvatski jezični portal
dikiş — is. 1) Dikme işi Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu. R. H. Karay 2) Dikme biçimi Aralarında görüşmeye başlar başlamaz da hemen kumaş, terzi, dikiş, moda kelimeleri geçerdi. A. Ş. Hisar 3) Dikilen yer Astarın dikişi sökülmüş … Çağatay Osmanlı Sözlük
Dikis — Sp Dikis Ap Dickey L JAV apyg. (Š. Dakota) … Pasaulio vietovardžiai. Internetinė duomenų bazė
dikiş iğnesi — is. Dikiş dikmek için özel olarak yapılmış iğne … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikiş makinesi — is. Dikiş dikme işlerinde kullanılan, kol veya elektrik gücüyle çalıştırılan alet … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikiş payı — is. Kumaş biçerken kumaşın kenarından dikiş yerine kadar bırakılan bölüm … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikiş atmak — yarılan veya yırtılan deriyi dikişle bir araya getirip tutturmak Kafasına iki dikiş attılar … Çağatay Osmanlı Sözlük
DIKÎS — Akılsız kadın … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dikiş okuması — is. Çingene kavgalarının en uzun ve en ağza alınmaz tekerlemesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikiş kaldı — (bir) nerede ise, az kaldı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikiş tutturamamak — bir işte veya bir yerde herhangi bir sebeple uzun süre kalmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük